Pelin okula giderken hava biraz esiyor, kara bulutlar vardı. Okulda arkadaşları ve öğretmenleri de kar yağacğından bahsediyormuş. O biraz inanmadı ama diyordu ki Pelin:
- Daha kışın başındayız ya yağmazsa diyordu.
Ama diğer arkadaşları ona hak vermiyor onun bu sözüne hep bir ağızdan:
- Sen nereden biliyorsun diyorlardı.
Pelin susup kalıyordu en yakın arkadaşı bile Pelini dinlemiyordu. Ders işlerken iki üç tane kar tanesi görünce kimseye söylemedi söyleseydi onunla dalga geçiceğini biliyordu o yüzden hiç ses çıkarmadı. Bir daha konu açıldı kar ile ilgili bu sefer Pelin onlara katıldı arkadaşları ona şöyke dedi:
- Hani inanmıyordun lafımıza nasıl inandın diye sorunca Pelin sustu ve şöyle cevap verdi
-Ben şey eee camdan bakarken iki üç tane kar tanesi düştü elime.
Herkes bir ağızdan "bize neden ilk gördüğünde haber vermedin diye terslediler Pelini. Pelin cesaretlenerek şöyle dedi:
- Siz beni hep dışlıyorsunuz benimke dalga geçersiniz diye size demedim işte.
- Biz senle neden dalga geçelim demiş Yusuf.
- Benim size inanmadığım için dedi.
Zil çaldı herkes yerlerine geçti. Bu onların son dersiydi. Zil çaldığında gidiceklerdi. Hocaları perdeyi kapamış çünkü kar yağıp yağmadığını çok merak ediyorlar ve çok dikkatlerini dağıtıyorlardı. Pelin ve arkadaşları zil çalınca herkes koşa koşa dışarı gittiler son 1 derste ne olduğunu merak ediyorlardı. Dışarı gittiklerinde birde ne gördünler yarım santimi geçen kar bir arada çok güzel görünüyordu. Pelin şaşırdı aynı zamanda çok sevindi. Sevinci yarım kaldı çünkü aekadaşı Melisa yüzüne kar topu atınca Pelinin gözüne geldi. Pelin gözlerini açamıyordu. Hemen hocasını çağırdılar hocası göaünün etrafındaki karları temizledi. Biraz gözlerini açabiliyordu. Eve gidince Pelin annesine hemen gözünü gösterdi. Annesi bir ley olmadığını söyledi ama ilk kar olduğu için mikrop kapmasından endişelendi. Gözüne hemen peçeteye çayla ıslatıp gözüne koydu. Sonra ödevini yapıp biraz dinlendi. Belki akşama daha çok yağıcaktı kim bilir??
