Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın; ya siyahi, ya beyazı seçeceksin.. -
Aslı'nın Ağzından
Gözümdeki yaşlara engel olamıyordum. Ona nefretle baktım. Beni kullanmıştı. Her şey oyunmuş.
Kapıya doğru ilerlerken,
Barış: Nereye
Aslı: Cehennemin dibine gelcek misin ?
Bana doğru ilerledi ve kolumdan tuttu;
Barış: Sen ufak bir detayı unutuyorsun
Aslı: Neymiş o ufak detay
Barış: Sen benim karımsın ve bu evden dışarı çıkamazsın.
Kolumu hızlıca çektim, bağırmaya başladım.
Aslı: BENİ BURDA ZORLA TUTAMAZSIN ANLADIN MI ?
Kafasını iki yana sallamıştı.
Barış: Odana çık !
Çığlık atmıştım. Ben nasıl anlamadım, nasıl !!! Böyle bir adama nasıl aşık oldum ben .
Aslı: Burda mahkum hayatımı yaşayacağım.
Barış: Bak beni bu duruma abin zorladı, o yüzden kapa çeneni otur. Akşama yemeğe inersin, ben çıkıyorum.
Giderken durdu ve bana döndü,
Barış: Kaçmaya çalışma, her yerde kamera var seni izliyor olacağım. Kaçacak olursan cezasınada katlanırsın.
Kapımı da kitledi çıkarken.
Aslı: Aaaaaaaaaaa !!!
Yatağın kenarına çöktüm, dizlerimi çektim ve bağıra bağıra ağlamaya başladım.
Ömer'in Ağzından
Defneye ilk defa bu kadar bağırmıştım. O da şaşırmış olacak ki, bana şaşkın şaşkın bakmaya başladı.
Ece: Ömercim ben gidiyorum.
Ece yanımızdan ayrılırken, Defne sinirden elleriyle oynuyordu.
Ömer: Odama gir !
Gözünden bir damla yaş akti.
Defne: Gerek yok ben anlayacağımı anladım.
Hızlı adımlarla ilerliyordu. Derin bir nefes aldım. Asansöre binecekken yetiştim.
Ömer: Nereye Defne
Defne: SA NA NE !
Ömer: Bak Ece benim
Defne: Ömer, kalbini kırmak istemiyorum o yüzden kapa çeneni.
Asansöre bindim, durdurdum. Gözlerinden ateş fışkırıyordu.
Defne: Napıyosun sen
Ömer: Karıma laf anlatmaya çalışıyorum
Defneye bir adım attım. Sinirliydi çok.
Ömer: Beni dinleyeceksin.
Defne: Seni dinlemek falan istemiyorum.
Belindeki silahı çıkardı,
Ömer: Vurcak mısın beni,
Tekrar yerine soktu, eliyle saçlarını düzeltti.
Ömer: Aşkım