isabel 1

10 1 0
                                    

Yada bir yerden geliyorsunuzdur da elinizde valiziniz yada çantanız vardır ve güç bela eve gelirsiniz ve o yorgunluk ve de agresif tavırlar gelir sizi bulur.

18 eylül. Yine o meşhur tatil dönüşü ve o valizler. Ve de ihtiyaç olunduğunda yanımızda bulamadığımız varlıklar. Diye düşünen genç İsabel eşinden ayrıldığından beri iyi bir tatil yapmaya fırsatı olmadığı halde bu tatili yapmayı aklına koymuştur ya. Evet yanında olması gereken erkekler yine ortalıkta yoklar. Hani onsuz yapamıyorum diyen Micheal nerededir. Yine o toplantı halleri değilmi. Michael'ın kim olduğu da şüphelidir ya işte o adam. Onu 24 saat koruyup kollayacağını vaat eden şirket müdüründen başkası değil tabi ki. Evet iyi bir kişiliği ve insancıl bir yapısı var ve isabelide uzun zamandır tüm acılarının en yakınında şahit olan adam. Hem eski eşinin tartışmalarına şahit olan ve de Swen ile yaşadığı o buhranlı anlarında isabelin yanında beliriveren adam kim ve hani şimdi nerde diye hayıflanmaktadır İsabel. Evet filozof sevgilisi ona Oslo dan mektup attığında ben yoruldum hayat diyen Swen in mektubunu okuduğunda hıçkıra hıçkıra ağlayan isabelin yanında olması gerektiğine inanan erkek. Acaba hiç isabele sordu mu ki hiç bir erkek. Acaba hangisi daha çok yaraladı ve acaba hangisi isabelin kalbinde var hangisi gerçekten İsabel için önemli hiç sordu mu acaba. Bunları ve geçmişinin hesabını yaparken içten içe. Ha bir de ilk eşi var değil mi ona bir acıyı yaşatan ve evladından ayrı yaşamak zorunda kalan İsabel için hangisi diye söylenirken ...

Evet tatil güzel geçmiştir ama o valizler ve yorgunluk halleri diye içinden sızlanırken bir elin hayli sıkı bir şekilde samimi ve doğal bir refleksle valizinin diğer ucundan kavramasıyla rahat bir nefes aldığını hisseder genç kadın ve yüzünde o gülümseme ve minnettar bakışlar. Bu yardımsever adamın doğal hali genç kadını içine çekip etkilemiştir içten içe ve tanımadığı birinin dostane yardımı sanki ona ilaç gibi gelmiştir ve ilk defa tanımadığı bir insanla konuşma isteği ve daha doğrusu o anı paylaşma isteği uyandırmıştı İsabel şaşkın şaşkın adamın dudaklarından dökülen o büyülü sözlerin sonunu merakla dinlemektedir adeta.

İkisi de aslında aynı yolun yolcularıdır ve adam adeta durağan bir şey gibi genç kadının yüzüne bakmadığını farketmiştir ve o aslında gayri ihtiyari olarak bir yardımda bulunmuştur ve genç kadının yüzüne bile bakmayı düşünmediğini fark etmiştir.

Yaralı kalpler birbirini çekerler diye düşündü genç kadın ve evet adamı nazikçe dinlemeye karar verdi mütemadiyen sessiz bir şekilde ama içinde adeta küçük isabelin ta derinliklerine inmiştir o sözler.

Martin. 1.75 boylarında ela gözlü kumral ama biraz saçı dökülen ve yanağında sevimli bir beni olan kalıblı bir adam ve kendinden emin bir yapısı ve tavırları olan bir erkek. Nerdeyse içinden sarılmamak için kendimi tutmalıyım diye iç geçirdi kadın.

Martin iki kez evlenmiş ve ikisinden de birer kız çocuğu olan sevimli bir adam.

Ne garip bir tesadüf ki İsabelde iki kez evlenmiştir ve mutluluğu bir türlü yakalayamamış bir genç kadın. Onun da bir oğlu vardır ve şu an yalnız yaşadığı mekana doğru ilerlemektedir otobüs. Evet martin aslında inmesi gereken yerde inmemiştir ve genç bayana yardım etmek ihtiyacı hissettiğinden dolayı gideceği yere kadar nazikçe eşlik ediyor.

İsabel hoş güzel olmamakla beraber bir okadar da çekiçi bir bayan olduğunun farkındadır ama hayaletler gibi yaşamak ve erkekleri hayatına almamayı kafasına koymuştur ya. Evet oda bir zamanlar bir erkeğe öylesine aşık olmuşturki dünya yansa umurumda olmamıştır ne yazık ki 35 inde bulduğu aşkı onu aniden terk etme kararı almıştır ve bir kez olsun İsabelin kalbinin yerinden sarsacağını bile bile onu terk etmiştir. Oysa İsabel onun için dünyaları vermemiş miydi ki. Onu kendi canından çok sevmiştir ve koşulsuz bir aşkın kollarında eriyip yitirmiştir ve aşk elinden bir daha gelmemek üzere gitmiştir.

İsabelin aşklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin