yalnızım uçurum kıyısında

332 33 10
                                    

İlhamlarım multimedyada gizli, iyi okumalar.

••

Karnımda bir ağırlık hissettiğimde, rahatsız ve öfkeli bir şekilde uyanmıştım.

Saat 05:58'di.

Karnıma bakmamla tüm öfkemin geçip gitmesi 1 saniye bile sürmemişti.

Gülümseyip yavaşça, onu uyandırmayacak şekilde oturur pozisyona geçtiğimde uyanmamasına hayret etmiştim.

Yatağımın yanındaki kahverengi masadan telefonumu ve gözlüğümü alıp, onun çok sevdiği gözlüklerimi gözüme takmıştım.

Uyandığında mutlu olsun istemiştim.

20 dakika kadar telefonuma bakıp artık beynimin hamur kıvamına döndüğünü hissettiğimde telefonu masaya geri bırakıp gerindim.

Saat, 06:18'di.

Beyaz ellerimi benim tenimden daha koyu bir renge sahip olan yüzüne götürdüğümde, soğukluğuyla kaşlarımı çattım.

Nefes almadığını fark ettiğimde telaşla onu sarsmaya başladım.

Sarsmamın şiddetinden, karnımla başı arasında koyduğu eli, cansız bir şekilde yana düştüğünde, Azrail'in kapımı çaldığını sandım.

Öldüğünü anladığımda saat, 06:19'du.

Onu, kalbime sokmak istermişim gibi sarıp haykırarak ağlamaya başladım.

Kalkıp gözyaşlarımı silsin, hıçkırıklarımı dindirsin istedim.

Asla geri gelmeyeceğini anladığımda saat, 06:21'di.

Başımı omzuna saklayıp saçlarını okşamaya başlamıştım. Artık, geri döndürülemez bir şekilde ağlıyordum.

Yanıma birileri gelmişti, birileri çığlık atmıştı, birileri ambulansı aramıştı, birileri ağlamıştı. Ne zaman geldiklerini bilmiyordum.

Zaman mefhumumu yitirdiğimde saat, 06:25 olmuştu.

Birisi onu kucağımdan çekmeye çalıştığında ona vurmaya çalıştım. Yapamadım. Artık her şeyimi kaybetmiştim.

Onu tutamadım, direnemedim, kalkıp kimseyi dövemedim. Gidişine, gittiğine ve gelmeyeceğine ağlayamadım.

Gücümü yitirdiğimde saat, 06:30'du.

Büyük odanın ortasında öylece durmaya başlamıştım. İnsanlar benim yanıma geliyor, yüzüme bakıyor, ağlıyor ve... Ağlıyordu. Ama algılayamıyordum, beynim vücudumu terk etmişti.

Algımı yitirdiğimde saat, 06:31'di.

Birden kafamın içine balyozla vuruyorlarmış gibi hissetmiştim. Sanki şu an yanımda olan birisi beni duvara fırlatıyor, bağırıyor ve beni, delik deşik ediyordu. Kendimi, karanlığa bırakmam için ısrar ediyordu. Boyun eğmiştim.

Bilincim de benden gittiğinde saat, 06:33'tü.

••••

Karanlık, beni siyah evinden beyaz bir yatağa fırlatmıştı. Uyandığımda, uyanmak istemediğimi fark etmem birkaç saniyemi almıştı.

after you || yoonseok /oneshotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin