Cuma gününü sıkıcı geçirmek istemediğimden annemle biraz yürümek istedim. Eve geldim ve biraz dinlendim fakat daha sonra yürüyüşe gidemeyeceğimi anladım. Okulda voleybol oynadığım için yorulmuştum.Kendimi çok gergin hissediyordum.Daha sonraları fark ettim ki gergin olduğumda olduğumdan daha hızlı hareket ediyorum. Mısra bana bunu söylemişti ama inanmamıştım. Fakat dün annemle tartıştıktan sonra geegin bir halde banyoya girince en fazla on dakikada banyo yapıp çıkmıştım.Elimde olmadan başım ağrıyor sinir krizindeymişim gibi hissediyordum. Bu korkunç bir his.
Yazılıların bitmesine yakın farketmişti Mısra bunu.Gergin olduğumda çok hızlı yürüyor ve sinirli bakıyordum. Yüzümdeki tüm hücrelerim kasılıyordu.Bunu hissedebiliyordum. Bunun üzerinde fazla durmazsam geçebileceği kanısına vararak telefonumu elime aldım. Bugün kimseyle konuşmak istemiyordum ve açıkçası telefonuma bakmatan bile çekinmiştim.Erken yatmaya karar vererek yatağıma geçtim.
Uyuyamıyordum. Kendimi çok zorladım fakat olmadı. Yatakta sağa sola dönüp duruyordum ve uyuyamamak beni sinir ediyordu. Mısra kadar rahat uyumak isterdim.Günün her saati uykuya dalabilen bir bedene sahip,aynı zamanda çok uyumayı bir problem haline getirmiş. Ne kadar geç yatarsam yatayım onun sabah kalktığı vakitte kalkamam.Sabahları çok geç kalkıp geceleri çok geç yatan bir insan. Hayal kurmakta üstüne yok ve bazı hayalleri beni kendinden soğutuyor.Bunları düşünürken uykuya daldım.
Sabah uyandığımda cumartesi olması nedeniyle yatakta biraz oyalandım. Kendimi garip hissediyordum.Geçen haftaya kadar tatilleri severken bu hafta cumartesi bana hiç sıcak gelmiyordu.Üşengeçliğimi belli ederek yataktan kalktığımda gözüm karardı. Artık bu olayı garipsemiyordum çünkü her kalktığımda olurdu. Omzuma kadar gelen saçlarımı bir elime alıp rengini inceledim. Açık kahveden koyu sarıya doğru giden renkleri hoşuma gidiyordu.Kahkül kestirince rengi biraz koyulaşmıştı ama eski haline dönmeye başlıyordu. Gövdemden uzun bacaklarım kilolu değildi. Voleybol oynadığımdan dolayı biraz kaslı bir yapıya sahipti. Üst kısmım alt kısmıma göre kiloluydu ama boyumdan dolayı belli olmuyordu.
Kare biçiminde olan odamda pek eşya olmamasına rağmen kalabalık görünüyordu. Odam pek büyük değildi.Bir çalışma masası,yatak ve bir kıyafet dolabı vardı.Kıyafet dolabımdan üzerime dersane için uygun olan birkaç tişört denedim.Sarı kurukafalı bir tişört içlerinden en hoşuma gidendi. Onun altına da açık mavi kotumu giydim ve mutfağa girdim. Herkes bensiz kahvaltı yapıp işlerine yoğunlaşmıştı.Dolabın kapağındaki birkaç notu okuduktan sonra annemlerin işlerinin çıktığını anladım. Kahvaltımı yaptıktan sonra otobüse binerek dersaneye gittim. Dersaneyi pek sevmiyordum.Zaten pek de ders dinlemiyordum. Ban okuldakiler yetiyor bakışı atıp duruyordum hocalara,onlarda ne halin varsa gör bakışı atıyorlardı. Bakışmalarla anlaşan bir dersaneydi.
Turuncu ve kremin kullanıldığı beş katlı binanın en alt katında banka bulunuyordu. Ara sokağa girişte bulunuyordu kapısı.Akşam çıkanlar için tehlikeli bile sayılabilirdi. Dersaneye girdiğimde dördüncü katta bulunan kantine gittim. Mısra'yla buraya daha önce matematik özel dersi için gelmiştik.Onu misafir olarak kabul etmişlerdi.
Derse giriş zili çaldığında sınıfa çıktım. Çantamı üçüncü sıraya koyduğum gibi bizim gruptan birilerini aradım ama kimse yoktu. Belliki geç kalacaklardı.
Sınıfa bizimkilerden birileri girdiğinde hemen yanlarına gittim.Aynı okulda olmamıza karşın onları özlüyordum. Fen lisesi olmadığımız için en iyi ikinci sınıftaydık.Bizim okul dışında başka okullardan da vardı ama samimi olduğum sınırlıydı.
Derse hoca geldiğinde hocayı sallamadığımızı farketmiştim. Diğerlerinin umrunda olmayan derslerle ben ilgileniyordum.Sınıfta altı kişilik bir gruptuk ve ayrılmazdık. Tüm hocalar bizden -altı kişilik grubumuzdan-şikayetçiydi.
Derslerle ilgilenmeye çalışıyordum ve her şeyin farkındaydım. Ders çalışmam gerekiyordu ama çalışmıyordum. Aslında çalışmaya başlamıştım ama ikinci dönem derslerim daha çok düşmüştü.Bunlarla ilgilenmeye başlasam iyi olacak diyerek kitaplarıma kötü bir bakış attım.
Dersane bittiğinde eve gittim.Çok uykum olduğu için telefonuma yapıştım. Bu cümlede bir mantık olmadığını farkettiğimde uykuya çoktan dalmıştım.
Uyandığımda gecenin biriydi. Hiç uykum gelmediğinden müzik dinledim.Her tarafım ağrıyor gibiydi.Sessiz gecede bir başıma hapsolmuş gibi hissediyordum.Yardım edebilecek birilerini bulup çığlık atmak istiyordum.Kötü bir şey olacaktı.Buna emindim.Ne olabilir diye düşünürken kulaklığım kulağımda düştü ve uykuya tekrar daldım.
Sabah uyandığımda saat yediye geliyordu.Okul yokken bile bu kadar erken kalkmak garipti.Mısra'nın da dediği gibi ben gariplikler lideriyim.Yürüyüş yapmak istiyordum.Annemlerin geçen yıl aldıkları basketbol şortunu ve üzerime siyah sade tişörtü giydim.Sportif olduğum için genelde şık şeyler almazdım.Bana kalsa düğünlere bile voleybol formamla giderim ama annem işte... Hemen anahtarımı ve telefonumu alıp evden çıktım.
Uzunca bir süre yürüdükten sonra çim sahada spor yapan insanlar gördüm. Aralarında yaşlı birçok kişi de vardı.Açıkçası onların spor yapmaları beni daha iyi hissettiriyordu. Halı sahada sekiz tur yürüdükten sonra eve gittim. Ayaklarıma kara sular inmişti. Her tarafım hamlamıştı hemen. Eve gittiğimde hemen içeri girdim ve kanepeye uzandım.Birkaç dakika içinde uykuya dalmıştım.
Kalktığımda her tarafımın daha kötü ağrıdığını hissetmem biraz zamanımı almıştı çünkü hareket edemiyordum. Her tarafım tutulmuş,ayaklarım şişmişti.Aynı zamanda o kadar çok terlemiştim ki koltuk sırılsıklam olmuştu,bu yürüyüşten kalan terdi galiba. Hemen banyoya gittim ve bir güzel duş aldım.Duş alırken ağrılarımdan dolayı biraz zorlanmıştım ama çıktığımda rahata erip bir güzel dinlendim. Annem hala uyuyordu ve babam zaten işteydi. Uyuyamadığım için tabletten biraz kitap okudum.
Günümün sıkıcı geçeceğine hiç şüphem yoktu . Bunu hemen başlatırsam hemen biter düşüncesiyle elimi test kitaplarına götürdüm.İçimden onlarca küfür geçerken çözmeye başlamıştım bile.
Çalışmamı hala sürdürürken kitaplığımdaki kitaplarımla bakışarak sitemle karışık üzüntüyle şöyle dedim.
"Yeni dönem,yeni arkadaşlıklar,yeni aşk,yeni ögretmenler.Ama unuttuğum şeyler de var.Yeni dönem,yeni konular,yeni yazılı,yeni kötü notlar.Çok çalışmam lazım çok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beynimi Saran Aşk
RomanceBeyninin her bir köşesine sinen tümör onu mutluluktan alıkoyamazdı. 15 yaşında olmasına rağmen hayatın tüm gerçeklerinin özellikle de ölümün fazlasıyla farkındaydı. Gerçek bir umut ve aşk öyküsü...