Lanet olası pazartesi sabahıydı. Saat 06.00'yi gösteriyordu. Tanrım. Neden bu kadar erken uyanmak zorundaydım ki ? Üşenerek yataktan kalktım. Açık pembe terliklerimi giydim. Yaylanarak aynanın karşısına geçtim. TANRIM ! Tam bir felakettim. Saçlarım dağılmış,gözlerim kıpkırmızı ve olabildiğince şişkin,dudaklarım kupkuru! Tekrar saate baktım. Biraz daha oyalanacak olursam okula geç kalacak ve öğretmenlerden bir ton azar işitecektim. En hızlı halimle banyoya girdim,yüzümü yıkadım. Üstümde oldukca berbat duran okul kıyafetlerimi giydim. Saçlarımı büyük bir zorlukla taradım. Şekil verecek kadar zamanım yoktu. Bu yüzden hemen çantamı buldum ve elime geçen kitap,kalem,defter ne varsa sıkıştırdım. Koşar adımlarla aşağı indim. Annem evde yoktu,muhtemelen bugün işe erken gitmişti. Derin bir nefes aldım ve kapıya doğru ilerledim. Spor ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Ev ile okul arasında az bir mesafe vardı. Bu yüzden pek fazla acele etmedim. Sakin ve yavaş adımlarla yürümeye başladım. Kısa bir zaman sonra okulun kapısının önündeydim. Lanet gün başlıyordu. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım.
Okula girdiğim anda karın ağrım başlamıştı. Her zaman böyle olur. Okula girdiğim anda karnımda ağrılar başlar. Ders sonuna kadar devam eder. Fakat Thomas'ı gördüğüm anda karnımdaki ağrı geçer. Thomas. Çok yakışıklı, ayrıca mükemmel bir çocuk. Ondan liseye geldiğimden beri hoşlanıyorum. Gülüşü,bakışı,mimikleri ben ve dünya arasında ki bağlantımı koparıyordu. Sınıfa vardığımda Walter oradaydı.Erkek parfümü kokuyordu. Sırf bu kokuyu sevdiğim için sıkmıştı. Kendisi sevmese de benim sevdiğim her şeyi yapardı. "Günaydın, nasılsın?" dedi sırıtarak. "Berbat!" "Sorun ne Jamie ?" "Yine lanet bir günde, lanet bir sabahta, lanet bir okula tekrar geldim." Bir şey demeden sırıttı ve yanıma oturdu. O sırada kapıda Thomas göründü. İstemesem de yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Onu görünce dünya ile bağlantım kopuyor demiştim ya aynen öyle oldu. O anda bulutların üstündeydim yanımda da Thomas vardı.. ''Jamie!''Birden irkildim. Walter'ın yüzüne baktım. Bana neler oluyor dercesine baktı. ''Efendim Walter?'' ''Daldın gittin yine. Az önce kendi kendine gülümsüyordun.Noluyo?'' ''Hiç,hiç bişe,aklıma komik bir şey geldi de ona güldüm.'' dedim. Walter Thomas'dan hoşlandığımı bilmiyor. Aslında kimse bilmiyor. Çünkü kimseye güvenim yok. Eğer birine söyleseydim bu kısa sürede bütün okula yayılacak ve ben rezil olacaktım. En önemlisi de bunu Thomas öğrenecek ve benden uzaklaşacaktı. Her zaman böyle olur. Ne zaman birini sevip ona açılsam o kişi benden uzaklaşır. Ama artık tecrübem var,bir daha böyle bir hataya düşmek yok. Sınıfta tek bir kişi eksikti, Monica. Ne iğrenç isim değil mi ? İsminin iğrençliği kadar kendiside iğrenç. 7. ve 8. sınıfta onla en iyi arkadaştık. Fakat 8. sınıfın son yılında ikimizden hoşlandığı çocukla ben çıkmaya başladığımda küsmüştük. Ve şans eseri ki biz aynı liseye düştük. Monica kendini bir b*k sanan tiplerdendi. Benden intikam almak için sevdiğim çocukla bile çıkardı. Ondan nefret ediyorum hem de fazlasıyla...