Soğuk bir sonbahar günü camın önünde oturmuş çayımı içiyorum.Kendimden bahsetcek olursam : kilosu 76 olan,1.85 boyunda, 25 lik bir gencim.İngiltere nin ismini bile soliyemedigim bir kasabasinda yasiyorum.Bu kasabaya gelmemin nedeni buyuk dedemden kalan eski bir köşk.Bu köşk aslında beni cok korkutuyor fakat baska sansim yok.Bu ev kasabanin en ürkütücü evi belkide çünkü kasabadaki evlerden uzak ve biraz ilerisinde mezarlik bulunmakta bu insani gercekten urpertiyor ama hayalet hikayelerine inanmamaya baslayali cok oldu.Köşkten bahsetcek olursam 3 katli,buyuk bir bahcesi olan ahsaptan yapilmis her cikisimda gicirdiyan merdivenlere sahip devasa bir ev bazen ben bile icinde kayboluyorum.Benim dışımda bide hizmetçi var haftada birgun koske geliyor temizlemeye ve koskte kalip diger gunun sonunda evine donuyor.Kadin biraz yasli yani 46 yasinda,topallayan,kamburu olan bir bayan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE
HorrorKorku sadece insanın içinde büyüttüğü gereksiz bir duygudur.Gercek değildir.Korkmamak için sadece inan ve hisset.