12 - Kurban

234 15 12
                                    

12 - Kurban


"Bana sarılır misin ?" diye sordum, ilk defa ona böyle birşey soruyordum, "Ben aslında mezarlıklardan her zaman nefret etmişimdir", gözlerim gözlerini buldu

Yaslandığı yerden doğrulup bana baktı, bana doğru bir kaç adım attı, "O kadar çok yalan söylüyorsun ki, o kadar çok gizleniyorsun ki, hangisi gerçek Eda şaşırıyorum bazen.." bana doğru bir kaç adım daha atıp durdu, "En kötüsü de sen de kim olduğunu bilmiyorsun be Kara"

Haklıydı, kim olduğumu, ne yaptığımı bilmiyordum, sessizce ölüyordum işte

Karşımda durdu, gözlerime öyle bir bakıyordu ki, sanki içimdeki yalnız kızı, o karanlık kızı görüyormuş gibiydi.. Gözlerime daha fazla bakmaması için ona sarıldım, sarılmak sadece insanı iyi hissettirmiyor aynı zamanda gizliyor insanı.

Yıllar önce okuduğum işe yaramaz bir kitaptaki işe yarar tek cümle şuydu: İnsanın kullandığı ilk alet, başka bir insandır..

Ben Emir'in kurbanıydım, Emir ise benim kurbanım, ben kurbandım, kendi hayatımın kurbanı, annemin kurbanı, bana hiç bir zaman abilik yapmayan abimin kurbanı..

Geri çekilip ona baktım, "Bu iş daha ne kadar sürecek ? Yoksa vaz mi geçtin intikam almaktan ?"

"Planlarım değişti"

"Nasıl yani ?"

Saçlarımı kullağımın arkasına sıkıştırıp, gözlerime baktı, "Abin Fransa'da olduğumuzu anladı, şu Emre işini halledip Belçika'ya gidicez"

"Emre işi bende" dedim

"Hayır, Emre işi bizde"

"Biz ?"

Parmağıyla ikimizi gösterdi, "Biz" dedim alayla

"Noldu beğenemedim mi ?" Diye sordu

Duvarın üstündeki Eda, güzel gözlü kurbanıma baktı, ikimizin de canı yanacaktı

"Okular açıldığında ne olacak ? Alin orada, Girgin orada" diye sordum konuyu değiştirerek

"Biz işimizi halledip kaybolucağız" dedi dişlerini sıkarak, "Amacım canını yakmak değildi" dedim ve ona o maskeli baloda aslında gerçekten neler olduğunu anlatmak istedim ama olmadı

"Hadi çıkalım burdan, yıl başını da mezarlıkta geçirmeyelim"

Elimi tutup çıktık mezarlıktan, "Beni buraya getirdiğin için teşekkür ederim" dedim

Bütün gece kabus gördükten sonra sabah çok erken uyanmıştım, bahçede uyuya kalmıştım, annemi sayıklamışım, dışarda güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra, Paris'te boş boş yürüdük, en son annemin olduğu mezarlığa gelmiştik

Durdu, kafasını bana çevirdi, "Ne zaman istersen ben burdayım Kara, yalnız kalmana, duygularını gizlemene gerek yok, benimleyken sadece kendin ol"

Acı bir şekilde gülümsedim, "Ben öyle davranmayı bilmiyorum" dedim elim hala elindeyken, boş olan elini havaya kaldırdı, elinin tersiyle yanağımı okşadı, "Beraber öğreniriz"

Söylediği şey, geri çekilmeme neden oldu, "Sen iyi misin ?" Diye sordum

"Karanlığın gözlerimi açtı diyelim" dedi ifadesiz bir şekilde, önüne döndü ve yürümeye başladı, hala el ele olduğumuz için bende yürümeye başladım

Boşluk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin