— YİRMİ DOKUZUNCU BÖLÜM —
Aşk hastalıklı hislerin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir yumak gibiydi. Oluşan bu yumaktan kurtulmakta kaçmakta imkansızdı.
Bir kez düşmüştük bu hastalıklı hislerin pençesine.Kaçmak istesekte yakamızı bırakmıyordu. Peki ya acılar? Ruhumuzu yarıp gelen bu acıları nasıl yok sayıp kendimizi aşkın kollarına bırakıcaktık.
Acılarla yoğurulmuş bir aşktan kaçış yoktu.Kabul ettiğimiz bu gerçeğin gölgesinde yaşamak zorundaydık.
Her kaçtığımızda yakalandığımız bu duyguları sırtımızı dönmek aşka ihanet olurdu.
Yeniden var eden duyguydu aşk, bizi küllerimizden var edicek tek gerçekti..Kaçmak istediğim yere yeniden dönmek bir katili andırıyordu bana, oysa kaçtığım her yere bir iz bir anı bırakmışken.
Aşka geri dönmek savrulduğum yerden yeniden ait olduğum yeri bulmak gibiydi.Aşk benim ait olduğum yer miydi?
Rüyalarımı süsleyen her gece elbet güneşe kavuşurdu.
Soğuk bir ayaz akşamında başıma gelen tamda buydu beni kırdığı yerlerden öpen araf yanımda uyurken gözüme uyku girmeyen bir akşamla yataktan kalktım.Banyoya girip rutin işlerimi hallettikten sonra saçlarımı yoplayıp banyodan ayrıldım.
Mutfağa geçtiğimde aklım dün gecenin izlerini yokluyordu.
Beni nefes nefese öptükten sonra birbirimize sığınıp uyumuştuk.İlk kez bu kadar yoğun yaşarken bu anlar yüzümü kızartmaya yetiyordu. Kızaran yanaklarım ve yüzümdeki aptal gülümsemeyle tezgaha dayandığımda kapıda beni izleyen arafı o anda farkettim.
"Neye gülüyordun" usulca yanıma yaklaştığında burnuma çalınan tarçın kokusu aklımı çelerken bi an gelen cesaretle kollarımı boynuna doladım ayaklarımın üzerinde yükselip yanağına öpücük kondurduğumda kızaran yüzümle yanından koşarak uzaklaştım.
Kızaran yanaklarımı yıkadıktan sonra üzerimi değiştirdim boynumdaki yara izi içinde boynuma fular bağladığımda adımlarımı salona doğru yönelttim. Cam kenarında sigara içen araf bana görsel bir manzara sunarken kapının pervazına yaslanıp onu izlemeye başladım.
Biten sigarasını küllüğe bastırdığında onu izlerken yakalamanın korkusuyla salona adımladım.
Adım sealerimle bana döndüğünde yeşilleri koyu bir ormanı andırıyordu.
"Hazırım ben" diyip usulca yanına yaklaştığımda garip bir ifadeyle bana bakıyordu."Daha dün hastaneden çıktın okula gitmeyi beklemiyorsun heralde" dediğinde bu kez ben ona garip bir ifadeyle baktım.
"Beni eve hapsedemessin"diye mırıldandığımda çapkınca gülümsedi.
Nefesimi kesen gülümseme sadece bir saniye sürse bile çoktan kalbime kazanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRAZ ÇİÇEĞİ
ChickLitÖlüm ruhunu tırmalarken kendine bile yabancıydı artık. Ruhu, bedeni ölümü kabullenmiş gibiydi. Babasının gölgesinde onun bıraktığı acılarda kaybolan ruhu yaralı bi kız. Ölüm kokuyordu gözleri. Yorulmuş bedeni yaşadıklarını kaldıramazken ona uzanan...