8

4K 336 161
                                    

Arabayı yarı çakır bir şekilde sürerken yemin ederim ki kaza yapmaya hazırdım. Meiro aşağıya indi. Sabahlığı ile evimizin önünde duruyordu. Kapıya arabayı yaklaştırdım ve gözlerimi açarak ona baktım. ''İkisinin de durumu çok kötü.''

Meiro korkuyla arka kapıyı açtı. Daha sonra kahkaha attı. Neye güldüğüne bakmak için arabadan çıkıp arka koltuğa baktım. Ben de gülmeye başladım. Nasha yerde yatıyor bacağı yukardaki koltuklardaydı. Michael'ın kafası camdan çıkmıştı. Ayakları koltukta sere serpe duruyordu. Meiro ile aynı anda telefonlarımızı çıkartıp fotoğrafını çektik. Meiro Nasha'yı kucakladı. Onun sabahlığını tuttum. ''Sadece yatağına bırak kızı.''

Meiro gözlerini devirdi. ''Oradan kudurmuş birine mi benziyorum?''

''Bilmiyorum, düşük IQ'unu çok iyi saklayabiliyorsun.''

Meiro beni ittirdi. Gerçek anlamda, hatta sadece tekme atmadığı kalmıştı. Kapıyı kapatıp diğer kapıya gittim. ilk Michael'ın kafasını içeri soktum ve ardından ona seslendim. ''Michael,''

Tık yok. ''Michael,''

Sesimi yükselttim. ''Michael!''

Ee benim de bir sabrım var. Suratına bastım tokadı. Yediği darbe ile birden uyandı. ''Ne oldu? Makarna sosum nerde?''

''Ne diyorsun?'''

''Chianti,'' Ban aşk dolu gözlerle baktı. Onu arabadan indirip çantamı aldım. Michael birden durdu. Yüzünü ekşitti. Ona baktım. ''Uyuma.''

''Hayır, kusacağım.''

Üzerime doğru öğürdü. Öğürmesi ile çantamı alıp ona vurdum. ''UZAKLAŞ!''

İnatla üzerime doğru öğürüyordu. Çantamla omzuna doğru vurdum. Kafasını diğer yöne çevirip kustu. Kusması ile öğürdüm. Yerimde tepindim. ''BU NE?''

Çantamdan mendil çıkartıp ağzını sildim. Michael bembeyaz suratla bana döndü. ''Genelde senin burada kusup benim saçlarını tutmam lazımdı.''

''Ben senin yaşın kadar yıldır içiyorum.''

Gülerek kafasını salladı. ''Olgun kadınların havası bir başka.''

Kolunu omzuma attım ve onu taşımaya çalışma süreci içinde eve soktum. Eve girince sarhoş kafası ile eve baktı. ''EVE BAK! ÇOK ZENGİNSİNİZ!''

Gözlerimi devirdim. Merdivenlerin orda çıplak bir heykeltıraş gördüğünde sesli kahkaha attı. ''Bizim evde sanat benim küçükken çıplak banyo yaptığım resimler kadar.''

''Sessiz ol!''

Bana döndü. ''TAMAM!''

Ağzına vurdum. ''Bağırma gerizekalı.''

Merdivenlerden çıkarken ayağını halıya sildi. ''Ne yapıyorsun?''

''Ayakkabıma kusmuk bulaşmış. Sen mi kustun?''

Ona baktım. Konuşmadım. Odasına zar zor çıkartırken çantamı direk yere attım. Yatağa onu attım. Ayakkabılarını çıkartıp ayaklarını yatağa attım. Beline bağladığı gömleği çıkartıp üzerindeki tişörte yeltenmişken eli bir anda bacağımda bitti.

Karanlıkta onun gözlerine iliştim ve baktım. ''Ne yapıyorsun?''

''Ne?''

''Elin bacağımda.''

Michael ellerini yatağa bıraktı. Gülümseyerek gözlerini kapattı. ''Şu an savunmasız bir durumdayım bebeğim.''

Bir anda doğruldum ve sesli bir şekilde konuştum. ''GERİZEKALISIN!''

Call Me VogueHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin