Herkese merhaba ben geldiiiim! Biliyorum yeni bölüm biraz gecikti ama sebebi yazmadığım için değil yayınlayamadığım içindi. Yeni bir şehre taşındım, yeni bir işim ve kendime ait yeni bir evim oldu. Ama henüz neyim yok? Tabii ki internetim :(
Henüz eve tam yerleşemedim ve işim çok yoğun olduğu için internet bağlatmaya vakit bulamadım. Umarım en kısa sürede bu sorun çözülür ve eski rutinime dönebilirim. Fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum. İthaf değerli okuyucularımdan biri için. Umarım seversiniz.
İyi okumalaaaar. SEVİLİYORSUNUZ.
Tam şu an en yakın binanın tepesine çıkarak kendimi aşağı bırakabilirdim. Komşunun ziline basıp kaçabilir, suyun altında nefesimi tutabilir ya da bir köpeği kızdırabilirdim. Bir lunaparka gider ve hız treninde en ön koltuğa oturabilirdim. Bir motosiklete ters binmeyi dener ya da hız sınırı olan bir yolda aracı son sürat kullanabilirdim. Hatta daha fazlası için bir banka soyabilirdim. Ama bu saydıklarımın hiçbiri nefesimi şu an ki kadar kesemezdi.
Nefes al Beste. Sadece nefes al.
Hayır alamıyordum. Tek yaptığım salonun kapısında dikilen Görkem'e boş bakışlar atmaktan ibaretti. Koltuğun üzerinde adeta donakalmıştım. Hareket edemiyor, konuşamıyor, beni deli gibi göstermeyecek sıradan bir tepki veremiyordum. Görkem temkinli bir kaç adım atarak bana doğru yaklaşınca arkasında bekleyen anneme kaydı bakışlarım. Gözlerindeki bakış en az benim kadar şok olduğunu açık ediyordu. İlk şaşkınlığımı atlatarak ayağa kalktım.
Görkem'in tam burada, evimin salonunda dikiliyor olmasına inanamıyordum. Benim aksime onun bu durumla bir sorunu yoktu. Birkaç adım daha yaklaşarak annemin duyamayacağı bir sesle mırıldandım.
"Ne işin var senin burada?"
Dudaklarına alaycı bir gülümseme takıldı.
"Benim olanı almaya geldim."
Gözlerimi kırpıştırdım. Şu an için verebildiğim tek tepki buydu. Annemin yapmacık öksürükleri kulağıma dolunca odanın atmosferi bir anda tepetaklak oldu. Korku içinde anneme baktım.
"Anne..."
Onu nasıl tanıtmam gerekiyordu? Aslında annem onu zaten tanıyordu. Sadece resmi bir tanışmaya ihtiyaçları vardı. Ayrıca babam... o neredeydi?
"Biz az önce kapıda tanıştık zaten."
Annemin sözleri beni az kalsın rahatlatıyordu ta ki odaya babam girene kadar. Yüzünde kayıtsız bir ifade olsa da şu an neler olduğunu merak ettiğini biliyordum. Elbette Görkem'i tanımıştı. Annem ile Görkem hakkında çok fazla tartışma yaşadıklarına emindim. Özellikle annem, Akın takımını Beste ve Görkem takımından daha çok savunuyorken.
"Görkem Duman."
Ben bunları düşünürken Görkem öne atılarak kendini tanıttı. Babam henüz bir tepki veremeden babamın elini güçlü bir şekilde sıktı. Babamın yüzündeki memnun ifade içime bir parça su serpti. Ama sadece bir parça.
"Ben de Altan Karahan. Memnun oldum oğlum."
"Ben de Altan Bey."
Tüm tanışma merasimi sadece beş saniye falan sürmüştü. Ortadaki tuhaf sessizliği giderebilmek için araya girme ihtiyacı hissettim.
"En iyisi hepimiz biraz oturalım olur mu?"
Elimle koltukları işaret ettim. Babam ve annem üçlü koltuğun iki ucuna yerleşirken Görkem karşılarındaki tekli koltuğa oturdu. Ben ise hala en ufak bir pürüze karşılık ayakta dikilmeye devam ediyordum. Bu beklenmedik durum karşısında elim ayağım birbirine dolandı. Haksız sayılmazdım. Tüm gün evde depresyon modunda takıldığım için berbat haldeydim ve Görkem habersiz geldiği için bu halim şaşkınlığımla harmanlanmıştı. Görkem'in yanındaki diğer berjerin hemen ucuna yerleştim. Her an tetikte bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Bir Rüya
Mystery / ThrillerSol bileğimdeki demir kelepçeye bir bakış attım. Kelepçenin diğer ucundaki adam da aynı şekilde önce sağ bileğindeki kelepçeye ardından bana baktı. Birbirimize bağlı durumdaydık. Onun kaşları çatıldı. Benim dudaklarım aralandı. İlk kelimeyi hangimi...