Dönüm Noktam

Yeter, diye düşündü kendi kendine. Bu gecelik yeter.

İnsanlar, genç adamı bunaltmaya başlamıştı. Etraftaki ter kokusu gittikçe artıyor, saatler ilerledikçe ortam biraz daha kalabalıklaşıyordu. Temiz havaya ihtiyacı vardı.

Barmene baktı, uzun saçlarını arkadan toplamış, hafif sakallı ve fit görünüyordu. Ve biraz da şempanzeyi andıran bir suratı vardı. Elini havaya kaldırarak birkaç kez parmaklarını şıklattı. Barmene doğru seslense bile barmenin bunu duyamayacağı bu gürültüde, parmak şıklatması anlamsızdı. O da bunu fark etti, ve ardından kafasında söyleyeceği cümleyi toparlamaya çalıştı.

Söylenmesi bu kadar kolay bir ifadeyi söyleyememesi tuhaftı, birden barmeni unutarak güldü kendine. Damarlarında dolaşan alkolün de etkisiyle bu gülüşün kahkahalara dönmesi uzun sürmedi. Gürültünün içinde kahkahasının fark edilmemesi de gayet normaldi. Aniden durdu. Kendini toparladı ve barmene seslendi.

"Cenk!" Etraftaki gürültüye ve genç adamın kısık çıkan sesine rağmen barmenin onu duyması şaşırtıcıydı. Dinlediğini ifade edercesine hafifçe başını oynattı adam.

"Hesaba yaz." Barmenin şempanzeye benzeyen yüzü o tanıdık, onaylamayan ifadeyle doldu.

"Nasıl araba kullanmayı düşünüyorsun?" Genç adam yavaşça tabureden kalktı. Barmen de aynı anda arkasına dönüp askıdaki ceketi aldı ve tezgaha doğru eğilmiş genç adama uzattı.

"İşime karışma." Ardından ceketi aldı ve etraftaki kalabalığa aldırmadan kapıya doğru ilerlemeye başladı. Kapıyı geçip dışarı çıktığında bir süre boş gözlerle etrafına bakındı. Gözleri arabasını bulmak üzere etrafı tarıyordu, ki bu da çok uzun sürmedi. Araba, karşı kaldırımda tek başına duruyordu.

Birkaç adımda arabanın yanına vardı. Bir eliyle otomatik kumandadan kilidini açarken diğer eliyle de kapıyı açıp arabaya bindi. Güvenliğin gözlerini üzerinde hissedebiliyordu. Surat ifadesi daha sert bir hâl alırken ceketi sağ koltuğa attı.

Arabayı çalıştırdı, el frenini indirdi. Ardından gaza çok ağır bir şekilde yüklenmesiyle araba geriye doğru hızla geriye atılınca, şimşek çakmış gibi ani bir fren yaptı. Lastikler asfalt üzerinde ses çıkarırken, genç adam bakışlarını vitese çevirdi. Vites R'nin üzerindeydi. Araba geri giderken kaldırımda başka bir arabanın olmaması büyük şanstı. Aksi takdirde arabanın tamponunu çökertmesi, bu hızla çok da zor olmazdı. Baygın bir şekilde etrafına bakındı. Vitesi ileri alıp gaza basmadan hemen önce, güvenliğin acıma ile dolu sesini duyabiliyordu.

"Tanrı seni korusun."

Araba ana yola çıktığında, yolda sadece birkaç tane araba vardı. Bir elini direksiyonun üstünde çevirip saate baktı.

05.48.

Arabanın farları yolu aydınlatırken, hava hâla karanlıktı. Hız ibresi yavaşça 110'dan 90'a düşerken direksiyon sağa kırıldı. Araba yavaş yavaş caddeye çıkarken hız ibresi tekrardan yükseliyordu.

Tam o anda kader saniyeye işledi. Her şey çok çabuk oldu. Önce karşıdan gelen taksinin farlarının açık olması, ve biraz da alkolün etkisiyle genç adamın görüş alanı kesildi. Sonra taksinin arabayı sola, genç adamın da sağa yönlendirmesiyle aynı tarafa doğru direksiyonları kırdılar. Ve genç adamın direksiyonu kırarken ani bir şekilde frene basmasıyla araba yarım daire çizerek taksinin gövdesine, en çok da arka kısmına, büyük bir gürültüyle çarptı.