"ÇOCUK BAKICILIĞI MI ?!" Gözlerini pörtlete pörtlete ve aynı zamanda kafede olduğunu unutarak bağırmıştı Soyon.
"Evet, ne'olmuş ? "
"Sen kafayı yemişsin. Hem çalışıp hem de derslerinle ilgilenmeyi nasıl başaracaksın ? "
"O kadar zor olmasa gerek. Hem... Hem sen abartıyorsun. Çocuk muyum ben ?"
"İşte bende onu diyorum, daha kendine zor bakıyorsun, bir çocuğa bakma fikri..."
"Bir değil, iki çocuğa bakıcam" diyerek düzeltmede bulundu HyoRin.
"Ah, ciddi olamazsın ? "
"Ciddiyim. Şuan bana destek çıkmanı bekliyordum ve sen bütün enerjimi söküp atıyorsun Soyon. "
" Ya canım öyle demek istemedim. "
"Ne demek istedin ? "
"Bu iş senlik değil."
"Of, uzatacak mısın don lastiği gibi ? " Bıkkınlıkla sorduğu sorunun ardından telefonunun çalmasıyla irkilmişti HyoRin. Bir türlü uygun bir telefon sesi bulamamıştı kendine. Kalabalık ortamlara girdiğinde telefonunun o eve gidene kadar çalmaması için yalvarırdı. Çalan telefonunun ardından yan masalardaki insanlar ona baktıkça yanakları çoğu zamanki gibi pembeleşmiş, ve hızlıca ayağa kalkıp lavaboya doğru hızlı hızlı ilerlemişti.
"Alo ?" sesi yine incelmişti HyoRin'in. Nefret ederdi şu çekinince inceleşen sesinden.
"Ah, merhaba HyoRin. Ben Choi. Hani bakı..." telefondaki sesin sözünü kesmişti çoğu zaman olduğu gibi.
"Evet, biliyorum. Numaranızı kaydetmişim"
"İyi o zaman. Seni şuan rahatsız etmemin nedeni..." telefondaki sesin yine sözünü kesmişti HyoRin.
"Ne rahatsızlığı ? Olur mu öyle şey ?"
"Peki o zaman, şey diyecektim. Bugün meşgul değilsen buluşmaya ne dersin. Bu bakıcılık işini daha iyi konuşabiliriz sanırsam."
"Bana uyar. Hiç sorun değil. I-ıı şey ne zaman buluşmalıyız ? "
"1 saat sonra ?"
"Tabi. Görüşmek üzere"
Kadınla konuşurken bir kova ter dökmüştü. Daha bir insanla telefonda konuşurken eli ayağı dolanıyorsa nasıl olur da iki çocuğa birden bakıcaktı ? Sonuçta kolay bir şey değildi çocuk bakmak. Onlar ebeveynleri olmadığı sürece sana zimmetli oluyorlardı. Soyon'un dediklerini tekrar düşündü. Gerçekten haklı olabilirdi.
"Ne bitmek bilmez bir telefon konuşması bu ?"
"Bitti ya bitti de, benim bir saate biriyle buluşmam lazım."
"Kiminle. Yoksa... Yoksa sen beni bu bakıcılık işi yüzünden ekiyor musun ?"
"Anlayışlı olmaya çalışsana. Her türlü işe pozitif bakan Soyon, bu bakıcılık işini duyunca neden bu kadar sinirli ve kaba ?"
"Çünkü- yada neyse, sen bilirsin. Ama sonra gelipte bana ağlayıp zırlama HyoRin."
"Tamam zırlanmam minnoşum." Sımsıkı sarıldı HyoRin Soyon'a. Tanıdığı en iyi dosttu onun için. HyoRin'e göre ikisi ; birbirlerini tamamlayan ve iki parçadan oluşan bir yapboz gibiydiler. Biri olmasa diğeri anlamsız kalırdı. Soyon'un dediklerini, tavsiyelerini daima dikkate alırdı. Ama bu sefer Soyon'la fikir ayrılığı yaşamıştı. Ama verdiği karardan da gayet memnundu ve bu kararın doğrultusunda ilerleyecekti...
( @Junior_Bangtan fotoğrafı senden çorladım helal et bdfjhbdfjhdf )
Merhabalar, bu benim ilk kitabım ve acemiyim. Anlayış göstereceğinizi umuyorum. Bana destek olursanız çok sevinirim. Açıkçası böyle koreli karakterlerin olduğu bir kitap hiç yazmadım ve okumazdım da, ama sıkılınca hazır da aklıma fikir gelmişken yazayım dedim. Eğer beğenirseniz daha taslakta nicelercesi var şdfjgldsgş. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Görüşürüz bebeqler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
- CHILDMINDER -
Teen Fiction"Çocuk bakıcılığına 22 yaşındaki biri dahil değildir bayım ! "