"Arkadaşlar America'ya gidiyoruz!"
"America mı? Neden Acun?"
"Bir sonraki hafta çekimi orada yapacağız. Eğlenceli olmaz mı?' Dedi Acun hayretle. Acun eğer bir şeyden eminse bunun mükemmel olduğu anlamına geliyordu.1 hafta sonra~
Uçak'tan indiklerinde Hadise güzel havayı içine çekip kollarını iki yanına açarak gözlerini kapattı . Bu şehri seviyordu ve ne kadar gelirse gelsin doyamayacaktı.Hadise ellerini yere indirip Murat'a döndüğünde gözleri kesişmişti. Murat'ın onu izlediğini fark edince hafifçe kızarıp gözlerini kaçırdı. İlk defa Murat'a karşı utanmıştı ve yanakları yanmaya başlamıştı. Kalbini ilk defa titreten bu adama arkasını dönüp gidemezdi. Gülümsemeye çalışarak "Hadi maceraya başlayalım" deyip yürümeye başladı. Murat da ona gülümseyerek karşılık verip yanına geldiğinde, birlikte aynı hizada yürümeye başladılar. Sohbet etmeye başladıklarında Hadise'nin utangaçlığı kısa sürede geçmişti. Eliyle gördüğü her yeri, her şeyi adama gösterip özelliklerini anlatmaya başladı. Çünkü ne zaman canı sıkılsa,morali bozulsa hep America'ya gelirdi. Acun, Gökhan ve Ece çoktan gitmişlerdi bile ama Hadise gezmek isteyince Murat da ona hem yorumlarıyla hem de esprileriyle eşlik edip genç kadına kahkahalar attırıyordu. Dışarıdan görenler onları çok mutlu iki sevgili zannedebilirlerdi ve ikisi de bunun farkındaydı. Bu durum onları rahatsız etmiyordu, aksine sevgili olarak düşünülmeleri ikisinin de hoşuna gidiyordu.
Beraber saatlerce gezdiler. Saat epey geç olunca Otel'e geldiler. Beraber yukarı çıktılar.
~~~
Yukarı çıkınca veda etmek için Murat'a döndüm. Kapıya yaslanarak " çok eğlenceliydi" dedim. Güldü.
"Evet öyleydi"dedi. Ama çok fazla gezmiştik ve gerçekten de ayaklarımı hissetmiyordum.
"Şey Murat, seni de yordum kusura bakma" genişçe gülümsedi
"Saçmala hayatımın en eğlenceli günüydü"
"Umarım ciddisindir"dedim gülerekSabah Alarmımla uyandım. Normalde alarm sesinden nefret ederdim ama bugün mutlu uyandım. Giyinip otelin lobisine indim. Murat'a mesaj attım.
"Aşağı gel kahvaltı yaplım 😙"
"Geliyorum 👍🏻😎" mesaj yazarken ki yüz ifademi umarım kimse görmemiştir diye düşündüm. Bilmiyorum Murat'la konuşmak ya da mesajlaşmak dünyadaki en güzel şey olabilir. Beş dakika sonra Murat cool cool yürüyerek yanıma geldi"Günaydın" dedim ayağa kalkarak
"Günaydın. Hayırdır bugün pek bir enerjiksin" dedi beni göz ucuyla süzerek
"Evet öyle. Ama kahvaltı etmezsek bu enerjimden eser kalamayacak" dedim gülerek
"Tamam hadi gel"
"Sen diğerlerine söyledin mi?"
"Hayır. Ne gerek var?"
"Ne demek ne gerek var? Onlarda gelsin"
"Hadise'cim hadi bebeğim boşver sen onları gel biz yiyelim"
"Tamam o zaman 😅"Birlikte kahvaltı ettiler. O kadar eğleniyorlardı ki. Murat'ın espirileri sayesinde. Hadise gülmekten kahvaltısını uzun bir sürede bitirdi. Sonra yine gezmeye karar verdiler. Çünkü çekimler yarındı ve onlar da bu günü beraber geçirmeye karar verdiler.
~~~~
"Aslında Vegas dediğin bir çöl. Buraya eğlenceli mekanlar, kumarhaneler, oteller yapılınca adı eğlence merkezi olmuş ama hala çöl havası var. Sen de fark etmişsindir; gündüzleri çok sıcak, geceleri de çok soğuk oluyor. Geceleri balkona çıkma bence, bir rüzgar alıp seni götürebilir"
Murat gülümseyerek zaten bildiği şeyleri genç kadının ağzından dinledi. Hadise'nin anlatırken ki ifadesi genç adamı farklı yerlere götürmüştü. Kalbinde ona karşı bir his vardı, baktıkça bakmak, sabaha kadar onu dinlemek istiyordu. O yüzden hiçbir şey bilmiyormuş gibi yapıp, onu dinleyecekti. Genç kadına takılarak
"Bu bedeni rüzgarın kaldırması sence de zor değil mi?"
diye sordu. Hadise kaşlarını kaldırıp onun gibi alayla ona baktı.
"Tamam vücudun var ama güçlü bir rüzgara meydan mı okuyorsun?" "Kaybetmeyi sevmem diyelim"
Hadise kahkaha atıp
"Sen yine de rüzgara karşı savaşma don kişot"
deyip yeniden kaldırımda yürümeye devam etti. Eliyle bir oteli daha gösterip "İşte şurası da gördüğümüz zilyonuncu otel" dedi.
Sonra da Murat'a dönüp muzipçe sırıtarak
"Galiba Vegas'ın otelleri meşhur" diye takıldı.
"Ben kumarhaneleri diye biliyordum ama?"
Hadise "Ama oralara gitmiyoruz tabi"
derken gözleri arkadaki otobüse takıldı. Uzun, eski, sarı otobüsün önünde kocaman harflerde 'Los Angeles' yazıyordu. Durağa yanaşan otobüse yanındaki uzun kuyruktan sırasıyla insanlar biniyordu. Aklına gelen fikirle yüzüne geniş bir gülümseme yerleştirip "Murat sana bir fikrim var"
dedi. Murat genç kızın bakışlarını takip ederek otobüse baktı. Otobüsün teklifle alakasını çözememişti. Merakla "Nedir?" diye sordu. Hadise gülerek "Madem gezmek istedin, o zaman Los Angeles'a gidiyoruz. Gece geri döneriz" dedikten sonra Murat'ın elini aniden tutup onu peşi sıra otobüse sürükledi. Otobüsün önüne gelince Murat'tan aniden elini çekti. Heyecanla ne yaptığının farkına varmamıştı ama şimdi o anın utancını yaşıyordu. Murat ona kararsızca bakarken konuyu kapatarak
"E kabul ediyor musun?" diye sordu.
"Benimle meleklerin şehrine muhteşem bir yolculuğa var mısın?"
Genç adam kızın yüzüne baktı. Genç kadın ona ümitle bakarken, o da onun ne kadar güzel ve hayat verici olduğunu düşünüyordu. Uzun zamandır ilk defa yaşıyor gibi hissediyordu. Ve o ona bağlanan bu hayat borusunu kesmeyecekti. Aynı şekilde gülümsemesine karşılık verip "Seninle muhteşem bir yolculuğu varım" dedi. O an verdiği en doğru kararın bu olduğunu düşünüyordu. Sanırım Hadise'yi artık arkadaşı olarak görmüyordu. Hadise hep farklıydı. Hiç bir zaman diğer kız arkadaşları gibi değildi. Farklıydı. Arkadaşlıktan başkaydı. Başka bir açıklaması olamazdı. Murat artık emindi Hadise'ye aşıktı. Hemde çok.Beraber o gün çılgınca eğlendiler. Her şey mükemmeldi. Ertesi gün çekimler de gayet güzel geçti. Ve Türkiye'ye döndüler.
Sınav Haftam Vardı Geç Geldi Üzgünüm 😭
Oylarınızı eksik etmeyin✨
Yorumlarınızı lütfen yazın bende ona göre yazyım🌸
Beğenip beğenmediğiniz benim için çok önemli 🌝❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAZGEÇTİM
FanfictionHadise ve Murat Boz aralarındaki enerji ve uyumu dostlukla anlamdırırken yavaş yavaş taşlar yerine oturumaya başlıyordu. Ama bu imkansızdı. Peki onlar vazgeçecekler miydi birbirlerinden?