Onu yaklaşık 1 aydır tanıyorum ve bana evlenme teklifi etti. Tamam 18 yaşıma az kalmıştı ama birden bire söylenecek şey mi bu? Üzülsem mi, sevinsem mi, güvensem mi, aşık mıyım,değil miyim, aşıksam evlenme teklifini kabul ediyim mi, değilsem ayrılmam mı gerekir, yaşadıklarımız aşkın belirtisi değil mi hiç bilmiyorum. Evet, onu ilk gördüğünden beri seviyorum hatta bana "sen nesin?" diye sorduğunda "gelecekteki karın" demiştim. Ama o "gelecek"ti,daha vardı.
Güneş yeni doğuyor. Bütün gece düşündüm ve bir karara ulaştım. Kabul edeceğim. Çünkü o bende oluşan bir hastalık. Hiç ummadığım bir anda karşıma çıkan. O "İlk görüşte aşk". Evlenme teklifinde tereddüt etmem bile saçmalık! Aaaa ne kadar aptalım! Kim bilir nasıl üzülüyordur.
Öğlen dışarı çıkıp kırtasiyeden 60 sayfalık çizisiz defter ve renkli keçeli kalemler aldım. Eve gittim , salondaki masaya oturdum ve bütün defteri gece yarısına kadar her bir harf farklı renk olacak şekilde " Evet!" lerle doldurdum. Etmeye cevabın bu şekilde olacaktı. Emre nin evinin önüne gittim.( İki katlı tatlı bir evleri var. Emrenin odası alt katta. Daha önce evine annesi varken Emre nin arkadaşı rolünde girmiştim.) Pencereyi tıklattım, Emre pencereyi açtı.Gözünefar tutulmuş tavşan gibi bana baktı( bu çocuğun bütün repliklerini seviyorum.). Defteri eline tutuşturdum ve hiçbir şey söylemeden arkamı döndüm ve koşmaya başladım. Arkamdan " Heyy!" diye bağırdı. Duymamazlıktan geldim ve kendimi odama attım.
Acaba anneme ve babama söylemelimiyim Emriyle sevgili olduğumuzu, evlenmeyi düşündüğümüzü? En azından tanıştırıyım erkek arkadaşım diye. Evet, evet öyle yapayım.
Emre te mesaj attım." Evlenme teklifinde ciddi misin? Ciddiysen ne zaman ?" Beni aradı.
Emre: Aşkım?
Ben: Efendim?
Emre: teklifimi kabul ettiğin için teşşekkür ederim. Bu defteri çocuklarımıza göstereceğim.
Ben: Ciddi ciddi evleneceğiz yani?
Emre: Evet
dedi ve güldü.
Ben: Ne zaman peki?
Emre: Yarın imam nikahı, seneye düğün!
Ben: Saçmalama!
Emre: Şaka yapıyorum korkma. Sen ne zaman istersen.
Ben: Çok pisliksin. Beni zor durumda bırakıyosun.
Emre: Bize gelsene bizimkiler yok
Ben: Bilmem, olabilir.
Emre: Bekliyorum.
Telefonu kapattım. Evime gittim, annemler üst kattaki teyzemlere çıkmıştı. Yukardan sesleri geliyordu.
Mini siyah ,tatlı bir elbise giydim; belime krem rengi ince bir kemer taktım; altında siyah babatlerimi giydim; çok hafif makyaj yapıp saçlarımı açtım ve dışarı çıktım.Neden süslendim bilmiyorum. Oysaki o benim hep en bakımsız halimi görürdü.
Emre nin evinde ilk kez baş başa kalacaktık. Çok heyecanlıydım. Acaba ne olacaktı?
Kapıyı çaldım.Emre kapıyı açtı. O kadar sexydi ki.. Siyah pantolon, siyah üstüne yapışan tişört, deri kemer.. Parfümü desen zaten ayrı bir sexy..Birbirimizi ilk defa böyle gördük. Bana sarıldı, elini beline doladı ve yüzünü bana yaklaştırdı. Dudaklarıma ufak bir buse kondurdu . Ardından kulağıma şu kelimeleri fısıldadı " Hoşgeldin karıcığım". Bu anları yaşarken hiç hissetmediğini duyguları hissettim. Sanki onla evliydik.
Salona geçtik. Slow bir parça çalıyordu. Beni belinden kavradı ve dans etmeye başladık. İlk dansımız! Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.Dans bittiğinde dekoratif için kullanılan şöminenin önüne oturduk.Dizine uzandım saçlarımla oynadı.Hiçbir şey konuşmadık. Bir ara Emre odasından gitarını getirdi ve bana yazdığı bir kaç şarkıyı söyledi. Kendimi dünyanın en şanslı kızı ilan ettim. Bunu Etmeye söyledim çok hoşuna gitti.
1 saat sonra eve döndüm. Pijamalarımı giydim. Saat gece 2 te geliyordu. Annemler hala teyzemlerdeydi. Yukardan kahkaha sesleri duyuyordum ama hiçbiri benim kadar mutlu olamazki!
Sonraki gün Emreyle buluştum. Dondurmacıya gittik.
Satıcı: Neyli istersiniz efendim?
Emre: Çikolata, muz, damla sakız, vişne, çilek, fıstık, ceviz, İtalyan karemeli . Toplam 8 top.
Satıcı şaşırmış bir şekilde baktı.
Satıcı: Kulağa sığmaz efendim. İsterseniz tabağa koyıyım?
Emre: Hayır külahda olsun. Bir şekilde sığdır işte.
Ben şaşırmış bir şekilde izliyordum. Emre 8 top dondurmayı zorla kulağa sığdırdı. Parayı ödedi ve oradan uzaklaştık.
Ben: Emre ben dondurma almadım
Emre: Aldın ya! Bunu birlikte yiyeceğiz
Ben: Şaka?
Emre: Hayır sevgilim gerçek. Birlikte yiyeceğiz itiraz istemem.
İnsanların bizi göremeyeceği bir yere gidip denize karşı oturduk.Ben dondurmayı yemiyordum. Emre zorla yedirdi. Aynı anda ısırırız da rezil olurum diye çok korktum. Korkunun ecele faydası yok diye boşuna dememişler. Aynı anda Emre nin elindeki dondurmayı ısırmak için eğildik ve ısırıp geri çekildik. Ben utanmıştım ama Emre gülüyordu. Birkaç defa daha bu tekrar etti. Dondurma bittiğinde Emre dudağında dondurma kalmış bahanesiyle beni öptü. Sonra biraz sahilde yürüdük ve evlerimize gittik.
İstanbul dan bura vapurla 2 saat. Emre de bende İstanbul da oturuyoruz (ama burada tanıştık). Sabah olunca bana mesaj atmış. "Yarın İstanbul a gidelim mi?"
" Neden "diye sordum. "Değişiklik olur" dedi. Kabul ettim.
Anneme kızlarla sabah erkenden yaylaya çıkıp piknik yapacağımızı ve akşama yakın döneceğinmi söyledim.
Bu sabah Emriyle İstanbul a gideceğiz. Gitmemiz iyi olur çünkü 1 aydır aynı kasabada canım sıkılmıştı.
Emre mesaj attı." Ece yanına sırt çantası al içine yağmurluk koy belki üşürsün. Kapının önündeyim."
Dediğini yaptım ,aşağı indim. Sahile indik ve vapura bindik. Emreyle İstanbul maceramız başlamıştı.
VOTE VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ILK GÖRÜŞTE AŞK'A INANIR MISIN?
Romanceİlk görüşte aşk yaşanabilir mi? Yoksa bu sadece bir hevesten mi ibaret?