Denizin martılarla düeti, simitçilerin bağırışları vapur sesleri sanki bir koro gibiydi. İstanbul Korosu ve ben bu koroyu en son 5 yaşımdayken dinlemiştim. Babam beni İstanbul'a getirmişti o günü çok iyi hatırlıyorum.
Annem saf kan Fransızdı babamsa Anadolu çocuğu. Anneannemler annemin babamla evlenmesine izin vermemiş kızlarının bir Fransızla evlenmesini istiyorlarmış biraz milliyetçilermiş. Babamda Fransa da bile Türklüğümüzü gösteririz dercesine annemi kaçırmış. Kaçırmaktan ziyade annemle anlaşmışlar annem henüz 18yaşına girdiği gün arkadaşlarımla doğum günümü kutlayacağım bahanesiyle evden çıkmış direk nikah masasına. Babamında işleri holding düzeyinde değilmiş o zamanlar. Hemen Kanada'ya taşınmışlar. Evliliklerinin 2. yılında abim doğmuş. Anneannemler annemin izini ancak doğumdan sonra bulmuşlar abimi görünce anneannem yumuşamış onun ruh hali dedeme sirayet etmiş olacak ki o da annemi affetmiş Abim Fransızlara (anne tarafım yani) benzediği için pek yadırgamamışlar ama işler ben doğunca değişmiş. Ben daha çok sevmedikleri damatlarına benzediğim için abimi sevdikleri gibi sevememişler hemen ama büyüdükçe sevimli olmuşum dedeme anneanneme sırnaşır olmuşum dedemlerinde pek hoşlarına gitmiş sevimliliğim. Şimdi göz bebekleriyim. Hala babamdan pek hoşlanmazlar. Beni İstanbul'a getirince kızmışlar babama acaba burada okuyacağımı duyunca ne tepki verirler ama bunu da babamın üstüne yıkamam. Şimdiden arasam iyi olacak düşüncesiyle elimi telefonuma attım tabi iki saat telefonu aradım çantamda sonra anneannemi aradım. Birkaç kez çalınca telefonu açtı
-Anneannem dedim ama Türkçe konuştuğum ses gelmedi karşı tarafta sonra hemen Fransızca ya döndüm
-Büyük anne nasılsın
-Sen az önce Türkçe mi konuştun
-Şey hani Türkiye deyim ya uzun süredir...
-Tamam ben anldım babam orada seni iyice kendine benzetecek
-Şimdi bunları bıraksak madam ben sana bir şey söylemek için aradım beni beklemeyin ancak önümüzdeki yaz gelebilirim. Mazlum okul başlayacak
-Ne. Ne okulu hani Fransa da okuyacaktın!
-Anneanne burada kalmak istiyorum artık büyüdüm kararlarına saygılı olursanız sevinirim! Son cümlemde mümkün oldukça ciddî olmaya çalıştım çünkü sesini yükseltmişti ve ben kormuştum izin vermeyecek diye
-Tamam ama uzun tatillerde mutlaka geleceksin matmazel tamam mı? dedi. Sesi yumuşamıştı bende biraz daha gevşeyip cevap verdim
-Teşekkür ederim herşey için seni seviyorum
-Bende canım sabırsızlıkla bekliyeceğim tatilini. diyip kapattık.
İçim rahatlamıştı. İzini de aldığıma göre sadece gelmeden önce araştırdığım okulu görmek kalmıştı. Gelip beni alması için telefonumu çantama koymadan babama mesaj attım. Tekrar arama kurtarma eri gibi olmak istemiyordum. Bu arada kendime dip notda düştüm ‘ÇANTANI DÜZELT’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hadi Be!
Romance*** Tahir olmakta ayıp değil Zühre olmakta Hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil... Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte Yani yürekte... *** Nazım Hikmet