Özgürlük Sosyolojisi Canlılık Demektir

26 2 0
                                    

Günümüz zihniyet dünyasında yapılmış en büyük yenilik hiç kuşkusuz ki her şeyin canlı olduğu fikrinin, bilim tarafından da kabul ediliyor olmasıdır. Bilimin kaba materyalist ve mekanik yaklaşımdan belli ölçüde sıyrılarak kuantumla bu yola girmiş olması, çok büyük önem taşır. Kuantum canlılık ilkesini en temel ilkelerinden biri olarak ele almıştır. Bununla kastedilen, her şeyin enerjinin çocuğu olduğudur. Maddeyi yöneten ruh olarak enerji canlılık anlamına gelir. Bir atom parçacığının ne yapacağına atomun zihni karar vermektedir. Bu yönüyle de bilim mutlak belirlenmişlik ve nesnellik fikrinden kopmuş oluyor. Özcesi canlı bir evrenle karşı karşıyayız. Yaratıcı bir evrenin içinde yaşıyoruz. Canlı-cansız ayırımını önemli ölçüde ortadan kaldırmış bulunuyoruz. Ancak her şeyin canlılık düzeyi farklıdır. Bilinebildiği kadarıyla insan evrendeki en mükemmel varlık oluyor. İkinci doğa olarak insan, evrenin tümünü kendi içinde barındırıyor. Konumuz açısından insanda dile gelen canlılığa yer vermek önemlidir.
İnsan türü için canlılık iki anlama gelir: birincisi aktif olmayı, ikincisi de aktifleştirmeyi gerektirir. İnsan yüz trilyon hücreden yani canlıdan oluşur. İnsan da bu yüz trilyon canlının birbirini tamamlaması, bir bütün oluşturması anlamına gelir. Bu olursa bir canlı organizmadan bahsedilebilir, aksi halde canlılıktan bahsedilemez. Canlı organizma olmak, bütünün tüm parçalarının işlemesi, aktif olması demek iken; canlı olamamak parçaların birbirini tamamlamaması, bir olamaması anlamına gelir. Peki, bizde birbirini tamamlama ne kadar vardır? Bir bütün müyüz, parçalı mıyız? Yaşamımızda çoğu zaman şunu görürüz ki, birbirini tamamlama yoktur veya çok azdır. Örneğin pek çoğumuz duygusalız, iki dakika sonra pişman olacağımız şeyi yapmaktan kendini alıkoyamayanlarımızın sayısı hiç de az değildir. Duygusal zeka ile analitik zeka arasında uyumu sağlayamamak belki de en temel sorunlarımızdandır. Duygular öne çıkıyor, analitik zeka tarafından kontrole alınmıyor, bu da pek çok kez problem yaratıyor. Ya da duygular zayıf kalıyor, bu da mevcut durumun sürmesine neden oluyor.
Canlılık her parçanın kendi misyonu ve işlevi çerçevesinde hareket etmesidir. Mevcut toplumsal gerçeklikte bir canlılıktan bahsedemeyiz. Örneğin toplumda kadın, gençlik kendi gücüne göre davranma, pratikleşme olanağı bulamıyor. Aslında bir bütün olarak egemenler karşısında toplum kendini gerçekleştirme olanağı bulamıyor. Toplum pasifleştirilmiştir, nesneleştirilmiştir.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 08, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ÖzgürlükWhere stories live. Discover now