Ali: Biri bana artık neler olduğunu anlata bilir mi? Bu uçurum olayı ne?
Eylül Ali'ye gerçekleri anlatmaya karar vermişti.
Güney: Biz en iyisi gidelim, siz tek başınıza konuşun..
Songül: Aynen kızlar, hadi kalkın.
Kızlar ve Güney kalkar. Eylül hala titriyordu. Yaşadıkları ne de olsa kolay değildi.
Eylül: Dışarı çıkalım mı?
Ali: Olur....
Okulun bahçesine çıkarlar. Bir banka otururlar.
Ali: Seni dinliyorum. Konu ne?
Eylül: Anlatıcam, anlatıcam ama korkup kaçmandan korkuyorum.
Eylül gülümsemeye çalışır. Ali çok ciddi duruyordu.
Ali: Eylül bak..sana önceden de dedim. Ben seni çok seviyorum ne olursa olsun hep yanında olacağım. Hiç bir kuvvet beni senden ayıramaz. Anladın mı?
Eylül bu sefer gerçekten gülümsemişti. Ali her seferinde bu kadar mükemmel olmayı nasıl başarıyordu?
Eylül: Kemal..
Ali "Kemal" lafını duyunca ifadesi değişmişti. Sesi'de değişmişti.
Ali: Nolmuş o pislik herife?
Eylül: Beni eskiden de kaçırmıştı.
Eylül ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Ali ise duyduklarına inanamamıştı.
Ali: Nasıl yani? Eylül o adam nasıl yapar bunu sana?! Ben şimdi..
Eylül: Ali dinle. Ama söz ver ona bir şey yapmayacaksın. Söz ver bana.
Ali susar.
Eylül: Söz ver!
Ali: Tamam, söz.
Eylül: Beni kaçırdı işte..bir kafese tıktı. 2 buçuk ay boyunca o kafeste kaldım. Aç, susuz...
Eylül yutkunur. Ali ise darbe yemiş gibi bakıyordu. Onun da elleri titremeye başlamıştı. Eylül konuşmaya devam eder.
Eylül: Herkes beni arıyor tabi..öldüm mü kaldım mı, kimse bilmiyor.
Bir gün kaçmayı başardım, ama kaçmaya çalışırken beni gördü. Peşimden geldi. Koştum, koştum ve sonunda kendimi uçurumun kenarında buldum. Kemal'de gelmişti. Ya onunla gidecektim veya uçurumdan atlayacaktım. Başka çarem yoktu.Eylül susar. Ali dikkatli bir şekilde Eylül'ü dinler. Uçurumdan atlamamıştır herhalde diye düşünmüştü ama yanılmıştı.
Ali: S..sonra?
Eylül: Atladım. Dediğim gibi başka çarem yoktu. Hayattayım ama..nasıl oldu ben de bilmiyorum ama oldu işte...ama Atakan...o öldü.
Eylül ağlamaya başlar. Ali Eylül'e sarılır. Bir süre bir şey demeden oturular öyle.
Ali: Atakan kim?
Eylül: Arkadaşım, yani arkadaşımdı. Kemal beni kaçırmadan önce yanımdaydı. Onu öldürdü. Ama polisler onun yaptığına inanmıyor.
Ali: Nasıl inanmıyor Eylül ya nasıl?! Bu adam bu kadar çok şey yaptıktan sonra hâlâ nasıl elini kolunu sallayarak geze biliyor?! Aklım almıyor benim!! Ya sana bir şey olsaydı? Aklımı kaçıracağım!
Ali ayağa kalkar. Bir ileri bir geri gitmeye başlar.
Ali: Bu adam bunca şeyden sonra nasıl hâlâ tutuklanmadı?
Eylül: Annem...annem her zaman ki gibi kocasına inandı. Yalan söylüyorsun dedi. Kemalim yapmaz dedi...annem işte. İnanmadı bana. Mahkemede Kemali savundu. Annem böyle yapınca Kemali tabi serbest bırakıldı.
Ali: Eylül ben bu herifi gebertirim! Ben senin saçına zarar gelmesinden korkarken herifin yaptıklarına bak! Yok bu böyle olmayacak. Ben gidiyorum!
Eylül: Ali dur! Bana söz verdin! Hem bir şey yapsan ne fark edecek?
Ali: Dünya bir pislikten kurtulmuş olacak..
Eylül: Beni seviyorsan gitme!
Ali: Eylül..
Eylül: Ali lütfen!
Ali gitmekten vazgeçer ve Eylül'e yeniden sarılır.
Ali: Sen dünyada gördüğüm en güçlü kızsın. Bir insan bu kadar çok şey yaşadığına rağmen nasıl bu kadar güçlü kala bilir?
Eylül: İnsan alışıyor.
Ali: Keşke ben de senin kadar güçlü olabilsem..hadi kalk gidelim.
Eylül: Nereye? Dersin başlamasına daha çok var.
Ali: Biliyorum. Bugün okul'u kırmaya ne dersin?
Eylül: Neden?
Ali: Sürpriz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çözümüm Yok
Teen FictionKırgın Çiçekler onlar - dostlar, dosttan öte kardeşler. Kızlar yurtta kalıyor ve hepsinin kendine ait hikayeleri var. Yosun gözlü kız bir gün okula yeni gelen mavi çocuğa aşık olur. Başı beladan kurtulmayan yosun gözlü kız aşık olduğu çocuğa zarar...