"Efendim Murat"
"Nasılsın?"
"İyiyim sen?"
"Bende iyiyim. Bugün çekim de yok bir şeyler mi yapsak?"
"Olur"
"Tamam 2 saate gelirim"
"Tamam görüşürüz"
"Hoşçakal "
Telefonu kaptır kapatmaz giyinme odasına koştum. Yarım saat sonunda ne giyeceğime karar verebildim. Makyajimi yaptım. Saçımı yaptım.~~~
Yemek yemek için bir restauranta girmişti. İkisi de kendilerine siparişlerini söyleyip gelmesini beklediler. Beklerken ikisi de yine kendi hayatlarından konuşmaya başlamışlardı. Vegas'ta birbirlerine anlattıklarından sonra ikisi de birbirinin hayatını ezberlemiş gibiydi fakat yine de ikisi de en dipteki anılarını bulup anlatıyorlardı. Aslında ağızlarından önce en çok gözlerinin konuştuğunun fazlasıyla farkındaydılar. Hadise bazen kendini kötü hissediyordu. Sonuçta bunca yıl herkes onları arkadaş biliyordu. Ve Murat'a başlayan hislerinin karşısına geçemiyordu. Acaba Murat'ın da ona karşı hisleri var mıydı?
~~~
İkisi de hafif bir aşk sarhoşluğundaydılar. Yemeklerini yedikten sonra sahil kenarında oturmak için iskeleye gittiler. İskeledeki banklardan birine yan yana oturarak denizi izlemeye başladılar. Aralarında kısa bir boşluk vardı. İkisi de ellerini yanlarına koymuşlardı. Denizi izlerken Murat aralarındaki boşlukta eliyle uzanıp genç kadının elini tuttu. İlk defa hisleriyle hareket ediyordu. Hadise'nin elini tededdüt etmeden kabul etmesiyle elleri birbirlerine kenetlenmişti. İkisi de başlarını birbirlerine çevirdiğinde aralarında sessiz bir konuşma geçmeye başlamıştı. Duyguları çok yoğundu ve ikisi de tuttukları eli asla bırakmak istemiyordu. Dudakları arasındaki kısa mesafeyi Murat kapatarak başını ona yaklaştırdı. Mesafeyi tamamen kapatmak için genç kadının gözlerine baktı. İzin istiyordu. Hadise hiçbir tepki vermeyerek gözleriyle ona en net cevabı vermişti. Murat daha fazla beklemeden aradaki mesafeyi hızla kapattı. Kısa bir süre sonra buna alışınca ikisinin de öpüşleri derinleşmişti. Sonunda dudakları birbirinden ayrıldığında ikisi de gözlerini birbirlerinden ayırmadan hızlı bir şekilde soluklanıyorlardı. Murat genç kadına yeniden yaklaşıp elini çenesine uzattı. Baş parmağıyla onun yanağını okşarken Murat bir şeyleri açıklama gereği duyarak
"Hadise biliyorum, birbirimizin hep en yakın arkadaşlarıydık ama yaşadıklarımız bir anda olan şeyler değil. Eğer bir şey hissediyorsan zamanın da önemi yok bence. İnsanlar senelerdir zaman geçirip bunu anlayamıyorlar. Fakat ben anladığımı hissediyorum"
Genç kadın hipnoz olmuş gibi adama bakıyordu. Adam sanki kendi duygularına da tercüman olmuştu. Daha o toplantı masasında onu ilk gördüğü anda anlamıştı.
"Şey..ben de öyle hissediyorum" Murat'ın dudağı kenarından kıvrıldı. "Beni seviyor musun yani?"
Genç kadın şokla
"Sen beni seviyor musun?" diye sordu. "Sevmek ona tamamen bağlı hissedip, sonsuza kadar onunla yaşamak istemekse seviyorum"
Hadise donup kalmıştı. Tüm bunlar hayal olabilir miydi? Adama fark ettirmeden elini yumruk yapıp tırnaklarını avucuna batırdı. Acıyı hissedince hala uyanık olduğunu anladı. Fakat hala tüm bunların gerçek olabileceğine inanamıyordu
. "Şimdi böyle söylüyorsun ama belki benden uzaklaşınca beni görmek istemezsin?"
"Lavaboya gittiğinde bile özledim seni" "Ben çok gevezeyim, belki benden bıkarsın?"
"Galiba çok konuşmana da aşık olmuş olabilirim"
"Benden daha güzel kızları görunce beni istemezsen?"
"Seni temin ederim, senden daha güzeli yok"
Hadise hafifçe kızardı. Birinin ona iltifat etmesi onu zaten hep utandırırdı.
"Ben de sana karşı yoğun şeyler hissediyorum ama..."
Murat parmaklarını dudaklarının üzerine koyup genç kadının konuşmasını engelledi.
"Bence sen fazla duşünüyorsun. Bak sana bir teklifim; az düşünüp fazla hissetmeye ne dersin?"
Murat elini dudaklarından çekince Hadise adama gülümseyerek baktı. "Galiba teklifini kabul ediyorum". Mutlulukla gülümseyen genç adam ayağa kalkıp Hadise'ye elini uzattı. "Hadi arabaya binelim.Orada fazla hissetmeye devam ederiz."
Hadise onun gülüşüne aynı şekilde karşılık verip uzattığı elini tuttu. İkisi de iki sevgilisi gibi el ele arabaya yürüdüler. Koltuklarına oturduklarında murat şoföre sür işaretini verdi. Kolunu kaldırıp Hadise'yi kollarına arasına alarak göğsüne yasladı. Fazla mutluydular. Hadise'nin evine kadar birbirlerinin kokusunu içlerine çekerek geldiler. Eve döndüklerinde birbirlerinin ellerini bırakmadan arabadan inmişlerdi. İkisi de ellerini bıraktıkları an büyünün bozulacağına, birbirlerini kaybedeceklerine inanıyordu. Sanki aşk filmi sahnesinin başrolleriydiler. Zira bir filmin içinde olduklarına inanmaları için her hayal ürünü sahne mevcuttu. Vakit gece yarısına gösterdiği için sokaklar karanlıktı. Genç kadının bir şey söylemesine izin vermeden alnına öpücük bıraktı. Hadise o an aşkla eridiğini hissetti. Adamın gözlerine bakıp gülümedi. İçi içine sığmıyordu. Yeniden yürümeye devam ettiklerinde ikisi de biraz sonra ayrılacak olmanın hüznünü taşıyorlardı. Nitekim Hadise'nin evini önüne geldiklerinde ikisi de durup ayakta bir süre öylece dikildiler. Ellerini bırakmaya cesaretleri yoktu. Murat genç kadına yarın yeniden görüşmeyi teklif edeceği anda genç kadın aniden ona dönüp "Benim sana bir teklifim var" dedi. Genç adam şaşkınlıkla "Nedir?" diye sorunca genç kız ona utanarak bakıp "Bu geceyi benimle geçirir misin?" diye sordu.Umarım beğenmişsinizdir?💖🌸
Oy vermeyi hele ki yorum yapmayı unutmayın
Sizi seviyorum 💖❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAZGEÇTİM
FanfictionHadise ve Murat Boz aralarındaki enerji ve uyumu dostlukla anlamdırırken yavaş yavaş taşlar yerine oturumaya başlıyordu. Ama bu imkansızdı. Peki onlar vazgeçecekler miydi birbirlerinden?