Etrafımdakiler hangi felaketin beni bu hale getirdiğini sormuyordu artık. Hayat böyleydi. İnsanlar ayrı ayrı yollara dağılırlardı. Kiminin tuttuğu yol insanı muvaffakiyete götürür , kimininki de benim vardığım şahikaya çıkarırdı. Bu bir talih meselesiydi. Niçinini nasılını sormak beyhudeydi. Ah o ''fakat'' ve ''ama''ların içinde saklanan binde bir olasılıkların baştan çıkarıcı albenisi ! Ah o aklımızı çelen küçük olasılıkların peşinde sürüklenen esir olduğumuz duygu karmaşası ! Ah o bazen sonunda pişmanlıktan kıvranarak andığımız ''ya öyleyse'' yolculuklarımızın yüksek bedelleri. Uçağın anonsuyla beraber kitabın arasına ayracımı koymuş ve çantama uzanmıştım.
''PQWYZ811 To the attention of the passengers WHO will travel from İstanbul to New York , your plane is about to take of.''
Bekleme salonuna doğru ilerlerken okuduğum kitabı düşünüyordum. Peki ben bu sefer neden yollardaydım? Neden kendime bir türlü sığınacak bir yer bulamıyordum ve oradan oraya gidiyordum.
Bundan 1 yıl öncesine kadar hayatımdaki tek sorun hangi okula gideceğimken nasıl oldu da bunlar başıma geldi.
Hepimiz nasıl böyle ayrı köşelere dağıldık.2 HAFTA ÖNCE
Bu koku belime sarılan eller huzurlu bir rüya ve sevdiğim adam canım adam ya. Yavaşça arkamı döndüğümde yavaş nefes alışverişlerini izlemeye başlamıştım. Uyurken sanki tüm dünyanın yükünü sırtında taşıyordu. Kaşları ne çatık ne de yerindeydi. Arada kalmış bir huzursuzluk..
Nasıl da bulduk biz birbirimizi,nerelerden çekip çıktık. Başıma gelen belki en güzel şey.
''E haksızlık ama ben bunları duymak için illa uyuyor mu olmalıyım.''
''E sen uyanmışsın.''
'' Tam da öyle sayılmaz ben senin beynini bile okuyorum.''
''ya hadi kalk o zaman da kahvaltımızı yapalım bir an önce''
''Sen de iyi ki benim hayatıma girdin en değerli varlığım iyi ki beni seviyorsun seni çok seviyorum.''
"ARAS"
Peki içimdeki pişmanlık ne olacaktı. Derine söyleyemediklerim peki ya sevgim, kalbim. Bu yanlış bizim hayatımızdaki herşeyi alıp götürmüştü. Yaşayabileceğimiz ama hiçbir zaman yaşanmayacak olan geleceğimizi almıştı belki de.Seni seviyorum.
Güzel bir kahvaltı yaptık. Hava da da o kadar güzeldi ki.
''Biraz alışverişe gidelim mi kuşum uzun zamandır vakit geçirmiyoruz. ''
''Olur tabi ki. Yeni şeyler de alırız. O zaman ben Arasa söyleyip çıkarım''
''Tamam kuzum''
Yavaşça odaya çıktığımda fısıltı halinde sesler geliyordu. Kapı yarım açık kalmıştı.
''Yapamam Berk ben herşeyi anlatıcam onu bırakamam daha da yara alır böylesi daha iyi olur hem belki zamanla beni affeder.''
''Hayır anlamıyorsun hiçbirşey umurumda değil sadece o anladın mı sadece o.''Berk mi demişti o ne alaka Berk'le neden böyle şeyler konuşsunlar ki.
''Allah kahretsin'' diyip telefonu yatağa atmıştı büyük bir sinirle. Allahım ne olur artık kötü birşey olmasın hayatımda lütfen. Kapıyı tıklatmamla'' Gelsene hayatım birşey mi oldu.''
''Hayır sadece biz biraz meriçle dışarı çıkalım diyoruz olur değil mi. Yalnız bırakmış olmam seni.''
''Olur hayatım zaten benim de şirkette halletmem gereken şeyler vardı. Siz keyfinize bakın.''
''Tamam canım'' yanına yaklaşıp ona sarıldığımda ''sen iyi misin ?''
'' iyiyim bitanem ne olucak ki bir sorun yok sen benim yanımda oldukça.'' Şimdi içim rahatlamıştı belki de başka bir arkadaşıydı kim bilir ki.'Ay Meriç valla öldüm kızım ayaklarım mahvoldu ya baya acısını çıkardık resmen.'
'Valla olsun ben seninle vakit geçirmeyi öyle özlemişim ki ben halimden memnunum.'
'Yaaa minik kuşum bende öyle ama artık aç şu kapıyı.'
'Tamam tamam gel hadi'İçeriye girdiğimizde tüm eşyaları koltuklara savurup kendimizi yere attık. Gerçekten yorulmuştuk. Yorgunluğumuzu attıktan sonra evdeki garip sessizliği anca fark ettik. Saat kaçtı ? Aras neredeydi?
Allah Allah. Bizim odaya girdim baktım Aras yoktu. Şirkette olacağını söylemişti belki de işleri uzamıştı diye düşünüp dolaba yöneldim. Üzerimdeki t-shirt'ü çıkarıp kıyafetimi alırken dolaptaki boşluk çarptı gözüme.
Nasıl yani kıyafetleri neredeydi?
Telefonu elime alıp Arası aramaya başlamıştım.
'aradığınız kişiye şuan ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyin. 'Telefonu hiç kapalı olmazdı ki nerdeydi allahım yoksa birşey mi olmuştu lütfen kötü birşey olmasın.
Tam 4 saat olmuştu Arasa ulaşamayalı. Vedatı aradım cevap yoktu. Cevap veren de Haberimiz YoK diyordu zaten ama yalan olduğu çok açıktı. onlardan habersiz hareket etmiş olması imkansızdı.
Kapı gıcırtılı duyar duymaz kapıya koştum açıldığında yine hayal kırıklığıydı. Berk gelmişti. 'Selam kızlar napıyorsunuz.'
'Saol' diyip salona geri gittim oturmaya devam ediyordum. Meriç bu sırada berke durumu anlattı. Şaşırmıştım çünkü Berk nerdeyse tepki bile vermemişti ki daha önce verdiği tepkileri bilmesem sorun etmezdim.
'Ben odama gidiyorum size iyi geceler.' Yatağıma gidip yattığımda öyle özlem doluydum ki nerdesin sevgilim nerdesin...