' EDA'NIN AĞZINDAN '
O akşam arkadaşlarımla birlikte pijama partisi yapmaya karar verdik, benim en yakın arkadaşlarım vardı, Deren, İrina, Erza ve Ezgi
Deren, İrina ve Erza benim okuldan arkadaşlarımdı,
Erza'nın okulda 3. Senesiydi. Ben Deren ve İrina yeni gelmiştik okula 11. Sınıfdık hepimiz.Ezgi' de benim kuzenim neyse işte hepimiz toplanmıştık bizim evde, kızlarla hepimiz belgesel izlemeye karar verdik.
Kuzenim Ezgi'nin ölen büyük büyük babasından kalma koca bir belgesel kutusu vardı.
Kutuyu didiklemeye başladık, fakat ilgi çekici bir belgesel bulamamıştık. En son kutu boşaldığında elim karton kutunun sağ tarafında ki bir yüksekliğe değdi ve iki karton arasına bir şey sıkışmış gibiydi.
Kutuyu yırtıp yüksekliğin arasına baktık.
Bir CD kutusunun üzerinde 'ÖLÜLERİN YAŞAMI' ( sıradan bir belgesel ) yazıyordu.
Arkadaşlarım şaşırmışlardı çünkü söylediğine göre bu arşivi adı gibi biliyordu ve daha önce böyle bir belgesel görmemiştik.Hepimizde ilk defa böyle bir belgeseli izliycektik kutuyu açtık, içinde ön yüzü siyah bir CD çıktı.
Televizyonun karşısına geçtik hepimiz korkarken Ezgi bir kase çekirdek getirdi.
" Haydi başlat " diye söylediğinde Ezginin Cesaretine şaşırmıştık, 3 dakikalık kısa bir belgeseldi.
Belkide geriye kalan kısmı bozulmuştu, bunu öğrenmemiz için beklememiz gerekecekti.
İrina kumandadan oynatma tuşuna bastı ve belgesel başladı.
Tahmin ettiğim gibi ürkütücü bir belgeseldi kızlarsa öylece gözlerini dikmiş ekrana bakıyorlardı. Deren' de benim gibiydi oda korkuyordu, ama belli etmemeye çalışıyordu Bizim kızların arasından kalkıp benim yanıma oturdu. Korkudan sarılmıştık birbirimize bizde zor olsada ekrana bakıyorduk.
Ekranda fotoğraflar halinde Mezarlar, Cesetler, Ruhlar geçiyordu.
Kalbim yerinden çıkacak gibiydi, Deren'e daha sıkı sarıldım Deren donup kalmıştı, İrina, Erza ve Ezgi' nin cesurlukluğu yetmedi 30. Saniyede Erza kapatmak için kumandayı eline almıştı, ki bir ses konuşmaya başladı,"Ölüler sandığınız gibi ölü değillerdir"
Onlar ölünce yaşamın başka boyutlarında varlıklarını sürdürürler. Bir ölü isterse sizinle konuşabilir.""Gerçekten çok saçmaydı" diye mırıldandım.
Erza bu saçmalığa dayanamamış olacak ki belgeseli kapattı.
"İğrenç bir belgeseldi ben lavabo' ya gidiyorum"
Erza lavaboya gittiğinde odada kızlarla yanlız kalmıştık korkudan konuşamıyorduk, bir süre sonra gözüm saate takıldı kızlara elimle saati gösterdim hemen sonra, İrina"Saat 8'i 20 geçiyo" diye birden telaşlandı çünkü dakikalar geçmesine rağmen Erza lavabo'dan dönmemişti İrina hemen merak ve endişe ile arkasından gitti ve gittiği an bir çığlık sesi geldi, bu İrina' nın çığlığıydı o anda bir şey olduğunu anladım hemen Deren, ben Ezgi koşarak lavaboya gittik.
Erza yerde yatıyordu İrina yere dizçöküp ağlamaya başladı, hepimiz çok korkuyorduk Erza' da ne bir yara nede bir kan vardı.
Şok olmuştuk, korkarak Erza' ya dokundum bir buz kütlesi kadar soğuktu, Ezgi hemen nabzına baktı o böyle şeyleri iyi bilirdi çünkü sağlık okuyordu.Ağlayarak "NABZI ATMIYOR !!" dedi titrek bir sesle.
Çok korkmuştum "DEREN AMBULANSI ARA.!!" Diye bağırdım ama Deren beni duymuyordu adeta donup kalmıştı ne ağlıyor nede tepki verebiliyordu Deren' e dokunduğum an bunu bekliyormuş' çasına ağlamaya başladı.
Erza' yı hepimiz çok seviyorduk.
Deren' in daha fazla ağlamaması için tokat attım.
"Ağlama, aklına daha fazla kötü düşünceler getirtme" diye söylendim.
Ezgi' de bana bana ağlayarak "daha kötü ne olabilir' ki Eda kendine gel!!" Diye bağırdı bende hemen elime telefonu alıp ambulansı aradım ve adresi verdim. Ambulans yarım saat içinde geldiğinde hepimiz donup kalmıştık, Birbirimize sarılıyorduk. Hemen arkalarından ambulansın yanına gittik "bizde geliyoruz" diye bağırdım hepimiz araca bindikten sonra Erza' nın başında durduk kısa bir zaman sonra hastaneye vardık.Erza' yı sedyeye koyup Ameliyat yazan kapıdan içeriye girdiler.
(^@^)
3 saat sonra Ameliyat kapısı açıldı, doktorlar hemşireler çıktığında hemen doktorun yanına gidip ne nolduğunu soracakken kapanmayan kapıdan Erza' nın üstüne beyaz bir örtü örtüyorlardı bunu benle beraber İrina' da görünce birden ağlayarak yere yığıldı.
Kızlar Deren, Ezgi İrina' nın başında diz çökerken ben doktorun ne diyceğini beklentiyle doktora bakarken doktor konuşmaya başladı "geldiğinizde zaten ölmüştü cesedin nasıl olduğunu öğrenmek için otopsi yapılacakçünkü: ne morarıklık nede derin kesikler mevcut biz elimizden geleni yaptık " dedi üzgün bir şekilde başını önüne eğip "başınız sağolsun" diyip konuşmamı beklemeden gitti.
Birden etrafa bakarken kızların olmadığını farkettim önümden geçen bir hemşireyi durdurup "az önce burda bayılan bir kız ve yanındakileri gördünüz mü? " diyiverdim telaşla,
"Danışmaya sor !" Dedi ters bir sesle ve cevap vermemi beklemeden gitti.
"Gerizekalı"
Etrafa bakarken danışman yazısını görünce o tarafa doğru ilerlemeye başladım, danışmanın kapısının önünde durup "Ameliyathane' nin önünde bayılan İrina UZUNER hangi odada"
Önündeki bilgisayardan birşeylere baktıktan sonra "415 numaralı oda bi üst kata çıkıp ileriden sola dönün" konuşmasını bitirdiği an koşarak bir üst kata çıktım,
410, 411, 412, 413, 414, 415
Hemen kapıyı çalmadan içeriye daldım, ardımdan sert bir şekilde kapıyı kapatıp içeriye adımladım yatakta uzanan İrina' nın yanındaki boşluğa oturdum, ardından elini tutup kızlara bakmadan "neyi varmış" diye sordum.
"Stresten ve korkudan bayıldığını söyledi, doktor." diye cevapladı beni Deren.
"Dinlensin birazdan uyanır." Diye Deren'in söylediği sözün devamını getirdi Ezgi titrek bir sesle.
"Umarım" diye mırıldandı.
Bir ölü,
Bir baygın,
VeBelki niceleri....
(^@^)
🔥 Bölümü beğendinizmi?
🔥İlerki bölümlerde neler olabilir?
🔥 Belgesel hakkındaki düşünceniz?🔥 Gidişatı nasıl?
🌹 Karakter hakkındaki, düşünceleriniz.
🔥Eda?
🔥Deren?
🔥Ezgi?
🔥İrina?
🔥Erza?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜLERİN YAŞAMI
Mystery / ThrillerBinlerce ölü. Binlerce ruh. Binlerce kan. İntikam. Hırs. Arkadaşlık. Her şey dört yakın arkadaşın bir araya gelmesiyle başladıs. Bir CD hayatlarını değişeceğini nerden bilebilirlerdi. Ve en önemlisi bir birleri' ne bağlı ve sonsuz güven duyan arkada...