Multimedya fotoğrafı nasıl ? Bence tam uyuyor. Tahminleri alalım.Ve lütfen yorum yapın. Ayrıca vote yapmayan gizli okurlarımın kendisini belli etsin. Sevgilerle ! İyi okumalar !
"Harikayım ama güzel değilim. Günahkarım ama şeytan değilim. İyiyim ama melek değilim."
- Marilyn Monroe
'Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman, Bana; "Yaşa." der gibi gülen, senin yüzündü..'
-Sabahattin Ali
Yayınlanma:10.05.2014
Düzenlenme:24.11.2017Gözlerimi açtım. Kara Fırtına konağındaki yatak odamdaydım. Ne olmuştu ? Neden buradaydım ? Doğru, dün gece rahibeyi almıştık ve Bavol yaralanmıştı. Bende bayılmış olmalıydım. Ah, lanet olsun ! Yataktan hızla kalktım. Banyoma gidip, yüzümü yıkadım. Daha sonra hızla Bavol'ın odasına gittim ve kapıyı açtım. Karşımdaki manzara beni şok etmişti. Bavol, yataktaydı ve gözleri beyaz bir bezle bağlanmıştı. Üstü çıplaktı ve sargılarla sarılmıştı. Yanı başında şifacılar, ilaç hazırlıyorlardı. Sol tarafında ise Rahibe, Bavol'a elindeki kase ile çorba içirmeye çalışıyordu fakat Bavol koca bir bebek gibi davranıyordu. Yine de Rahibe gülümseyerek, içirmeye devam ediyordu. Gözlerim dolmuştu. Çünkü ilk defa Bavol'ı bu kadar çaresiz ve birine muhtaç olarak görüyordum. O benim gözüm yenilmez birisiydi. Kimseye muhtaç olmayan, çaresizliğe düşmeyen bir kahramandı. Şimdi ise, başkasına muhtaç olmuştu. Bunun kadar canı acıtan bir şey var mıydı ? Kahramanımın düşüşünü görmek kadar can acıtan var mıydı ? Rahibe, kaseyi bıraktı ve bana dönüp, gülümsedi. Yataktan kalktı ve yanıma geldi. Şifacılar ise, Bavol'ın sırtı ile ilgilenmeye başladılar.
Rahibe " Tatlım, gözlerin dolmuş. Ağlama lütfen, geçecek bunlar. İnan bana." Dedi ama onunda gözleri dolu doluydu.
"Onu, bu halde görmek şu an canımı çok acıtıyor. O, böyle olmamalıydı. Bu hale düşmemeliydi." dedim ve gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı.
" Eğer ağlarsan, onun acısı da artacak. Şu an bizi göremiyor, duyamıyor hatta konuşamıyor olsa bile, varlığımızı hissediyor. Bunu da düşün. Eğer senin acını hissederse, daha da kötü olur. Tepki veremediği için şu an yıkılmanın eşiğinde, eğer sende böyle yaparsan, çok kötü olur. Şimdi git ve destek ol." Dedi ve yaşlarımı sildi.
" Dediğinizi yapacağım. Sizi tanıdı mı ? "
" Elbette, tanıdı. İlk başlarda bana karşı çıksa da, enerjimle rahatlattığım için sakinleşti. Sonra az da olsa aramızda anne ve oğul ilişkisi kuruldu." Dedi ve buruk bir gülümse yüzüne yayıldı.
" Sizin adınıza sevindim. Ah, yaralarınız vardı. Benim odama gidin. Orada banyoda var. Duş alıp, kendinizi rahatlattın. Ben, Bavol ile ilgilenirim."
" Peki. Alania, sana teşekkür ederim. Oğlum ile aramı düzeltme şansını verdiğin için." dedi ve odadan ayrıldı.
Şifacılar işleri bitince, ayrılmak istediler. Bende gerekli izni verdim. En sonunda baş başa kalmıştık. Yatağına gittim ve yanına oturdum. Bavol ise kafasını salladı sonra, homurdandı. Bir şeyler söylemek istiyordu. Fakat bunu yapamadığı için elini yumruk yapıp, sıkıyordu. Elini tuttum ve sıktım. Göz yaşlarım yavaşça eline düşüyordu. İlk başta durdu ve bana doğru döndü. Yavaşça elini okşamaya başladım. Sakinleşmişti.
" Buradayım. Yanındayım, aşkım. Şu an beni duyamasan da, göremesen de ben yanındayım. Lütfen kendini terk edilmiş gibi, hissetme." dedim ve elini yüzüme götürdü.
Ağlayacak gibiydi fakat inadından ağlamıyordu. Bunu biliyordum çünkü Bavol benimdi. Her hareketini, anlardım. Ağzını açıyordu ve konuşmaya çalışıyordu. Tek yapabildiği, hırıltılar çıkarmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Seçimi ❁
FantasyTehlikeli bir Aşk üçgeni. Güzel bir kız, Tehlikeli bir katil ve Öldüğü belli olmayan bir sevgili. Alania. Criskow'un güzel prensesi. Aşk canını acıtsa da, hala inanıyordu. Fakat, Symon'dan sonra değişmeye karar vermişti. Symon. Öldüğü belli olmayan...