KARANLIK YAKIN

27 2 2
                                    

Peace is a lie, there is only passion.Through passion ı gain strength. Through strength ı gain power. Through power, ı gain VİCTORY...

Through victory, my chains are broken. The force shall free me.

Karanlık coruscant ın üstüne yavaşça çöküyor ve karanlık gezegenin dört bir yanını sarıyordu. Sıcak bir mevsimin etkisinden olsa gerek halsiz ve yorgundum. Bej rengi nevresimin üzerinde yorganı yataktan atmış yastığın soğuk yüzüne döndürmüş bir biçimde kıvranıyordum. Yatağım oldukça serindi klimalar çalışıyordu ama yinede sıcağı tenimde hissediyorum. Odaya dışarıdan güneşin kızıl alevleri narince süzüldü. Pencereden dışarı kafamı çıkardım ve günbatımına hayranlıkla izledim. R4 F1 e hazırlanıp bana bir içecek getirmesini istedim. Bu sıcağa. Dayanmak mümkün değil iş yerinden izin alıp tatile çıkmak istiyorum. Luke ve çıraklarından sonra çok uzun vakit geçti galaktik cumhuriyet tüm galaksiye tekrar hakim ve karşısında karanlık taraf ve ya herhangibir engel yok. Sith'in karanlık lordları artık yok artık sadece ve sadece yolundan çıkan zengin ve eğitimsiz jediler ve yemek yemekten insanlarla ilgilenmeye zaman bulamayan senetörler var barış bu. Jediler eğitimsiz derken sadece belli bir kesim öyle ama grand master olan Petrov Quart yetenekli ve güçlü bir jedi dir. Kadın kılıç kabiliyetinin yanı sıra güç te de yetenekli. Tatil iznim için gemime binip tapınağın önündeki sanayi tarfına kadar gittim. İşim zevkli olmasada oldukça iyi para getiriyor. Fabirkanın yöneticisi olarak çalışıyorum. Asansöre bastım ama yine dolu olsa gerek 5 dakikadır beklesem de gelmiyor. Yandaki merdivenleri kullanıp çıkacağım mecburen. Tempoyla son kata kadar çıkmayı başardım. İznim alıp direk gemiye binip naboo daki göl evime seyhate gittim. Gemimi hangara parkettim ve yürüyerek bahçeye doğru çıktım. Hayret yandaki evin ışıkları ilk defa yanıyor eski komşum Bay Pilkers evi satalı oluyordur ama kimse yıllardır taşınmadı evin merdivenlerini hızla çıktım ve droidlerinde eşyaları taşımasını istedikten sonra odama çıkıp hızla kendimi yatağa attım ve sabah saat 8 e kadar deliksiz uyudum. Yorgunluğu üzerimden attım gibi R4 F1 bana güzel bir yemek hazırlamış balkona çıktım ve gün ışığının altında gölün önünde leziz bir kahvaltı yaptım. Sonra yan eve dikkatlice gözlemledim evin sağilinde ahşap bir iskemlede oturmuş üzerinde siyah bir kapşonlu pelerin ile oturuyordu. R4 F1 na sahile gideceğimi sahili hazırlamasını söyledim bahçeye indim ve sandalyeye oturdum. Yanda duran adama selam verdim. Adam kısa bşr süre sessiz kaldı ve sonrasında kafasını kaldırdı ve kalın bir sesle selam verdi. Sesinde karanlık bir şeyler hissettim içime nedense çok ama çok kötü bir his doğdu. Adam kafasını bana doğrultup yüzüme bakıyor olsada yüzü gözükmüyordu sanki adamın yüzü yoktu içeride sadece karanlık vardı hiçbir şey gözükmüyordu. Daha sonra gözlerim elllerine doğruldu damarları çok çıkıktı teni sanki sanki bir ölü gibi soluk ve beyazdı. Ve parmağında bir yüzük vardı. Ysni komşum dışardan gördüğüm üzere yaşlı bir çatlak. Konuşmaya başladık taşınalı dediğine göre 3 ay olmuş ve evde koca evde tek başına yaşıyormuş evde robot veya hayvan hiçbirşey yokmuş. Dediğine göre yalnızlığı seviyormuş. Adam oldukça soğuk davransa da sorularımı ilgiyle cevaplıyor ve bana sorular yöneltiyordu. Dediğine göre ve gözlemlerim üzerinden adam oldukça zengin. Büyük ihtimalle aileden olsa gerek konuşması ve oturması kalkması çok düzgün belliki küçüklüğünden itibaren iyi bir eğitim almış ve iyi kültürlü bir ailesi vardı. Ama düşünüyorumda ne kadar da ilginç bu kadar zengin birisi Bay Pilkers ın eski, bakımsız, döküntü evine taşınıyor. Uzun bir konuşmadan sonra anlaşılan adam öksüz ve yetim büyümüş. Ailesi zenginmiş ama öldüğünden dolayı mirasın bir kısmını akrabaları zorla almayı başarmış. Kimse ona bakmamış doğma yeri olan Naboo da eğitimli, zengin ama yalnız olarak kendi kendine bakmış. Parasına dokunmak yerine biriktirmiş ve silesinden kalan tek bir kuruşu dahi harcamamış. Ağır işlerde çalışmış ve belli bir yaştan sonra iyi maaş almaya başlamış. Ailesinden kalan para belkide naboo yu satın almaya yeticek kadar fazla. Ailesi Naboo nun en varlıklı asillerindemiş. Dediğine göre ailesi yıllar evel burada oturuyormuş burayı almasının asıl sebebide buymuş. Hava hafiften kararmaya başladı bende iyi akşamlar diyerek gidiyordum ki sohbet ederken ona ne kendi ismi mi ya da onun ismini sormak aklımdan çıkmış. Ben Jake Horr siz kimsiniz dedim. Kafasını kaldırdı ve olmayan yüzüyle sertçe Thanaton dedi. Aklımdan kalanlar olarak bu isim çok eski bir karanlık konsey üyesine ait ama yoğunca şu döneme kadar kullanılmış isimlerdendir. Hızlı adımlarla eve doğru yürüdüm. Adamın yüzünü niye göremiyorum diye aklımdan bir şeyler düşünerek merdivenleri çıktım odama girdim ve yatağa yattım uyumaya çalışsam da bu soru aklıma takıldığından gözüme uyku girmiyordu. Sabah kalktım ve iyi bir kahvaltı yapıp hızla sahile indim mayomu giydim ve kendimi ılık denizlere bıraktım bay Thanaton daha görünen sahilde değildi. Suyun iyice dibine indim ve daha sonra hızla yukarı çıktım. Karşıma baktığımda Bay Thanaton iskemlesindd oturmuş beni izliyordu. Adamı bir anda orada görmek bana fazlasıyla gizemli ve korkutucu geldi. Sudan çıktım vu kurulandım daha sonra yürüyerek Bay Thanaton yanına kuma oturdum. Siz girmiyecekmisiniz diye sordum. Hayır ben böylr iyiyim dedi. Daha sonra yüzünü gizlemesinin sebebini sordum gizlediğimi kimse söylemedi belkide yüzüm olmıyabilir bunu hiç düşündünmi diye sordu. Herkesin yüzü vardır diye yanıtlayıp hemena rdından bir kaza geçirip geçirmediğini sordum. Hayır dedi benim yüzümü uzun süredir kendim dahil kimse görmedi ve bir kişinin görmesine daha vakit var dedi. Yüzümü başkalarının görmesini istemem dedi. Ve iskemlesinden kalkıp evine doğru yürüdü. Gözlerimle ileride duran bittiği yer göxükmeyen denize dikkatlice baktım. Ve düşündüm kim bu adam.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 10, 2014 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KARANLIK YAKINWhere stories live. Discover now