Soğuk ve karanlık..
Gecenin koyuluğundan daha acı bir soğuk vardı havada.Paltosu ıslanmıştı ve bu ıslanmışlık soğuğu dahada yapıştırmıştı bedenine.Ağır ağır yol alıyordu evine doğru.Adımları güçsüzleşmişti son bir kaç saattir.Gerçi kışın gelmesiyle birlikte kendisini daha da yorgun hissetmeye başlamıştı zaten. Üşüyen bedeninin korunaklı kısımları dışında kalanları hissetmiyordu artık.Kanı çekilmiş gibiydi içinden.Damarlarında dolaşan sıcak bir sıvı değil saf bir acıydı sanki.
Bezgin bir ruh haliyle oturdu metal,soğuk banka.Hatırlayabildiği kadarıyla bu otobüs durağıydı evi.Hayatında hiç otobüs yolculuğu yapmamıştı.Nasıl olduğunu bilmeden her gece bu otobüs durağında buluyordu kendisini.Sahi ne kadar zamandır burada sonlandırıyordu günlerini?Bir an için düşündü,hatırlamıyordu.Bu bilinmezlik ürkütmüştü onu.Kendine verecek bir cevap aradı zihninde zorladı hatıralarını.Bulamadı.Sanki zihnide,hayalleri de,hatıraları da havanın soğukluğunda buz tutmuş,gecenin karanlığında gölgelenmişti.Kendine kızdı! Nasıl hatırlamıyordu burayı ne zaman mesken edindiğini.Bunu düşünürken aslında fitilini ateşlemişti ara arkaya gelecek soruların.en son ne zaman yemek yemişti mesela;hatırlamıyordu.Üzerindeki kıyafetler ne zamandır üzerindeydi, bilmiyordu.Ne zaman duş almıştı sıcak suyun altında.En son ne zaman birisiyle sevişmişti.Tüm bu sorulara verebileceği en küçük bir yanıt yoktu.Gözleri dolmuş hüznüne korkuları eşlik ediyordu şimdi.
Yorgunluğu daha fazla derinleşmesine ve düşünmesine engel oluyordu.Sızmak üzereydi.Her ne olursa olsun şuan evi olarak bildiği yerdeydi ve kendini güvende hissediyordu.Nede olsa bugüne kadar burada başına hiç bir şey gelmemişti..Gerçi her sabah nasıl oluyor da başka yerde uyanıyordu hala daha bunun nedenini anlayamamıştı ama mutlaka uyur gezer olduğuna inanıyordu.başka türlü ne olabilirdi ki ?Kafası omzunun üzerinden düşerken kapanmaya yüz tutmuş gözleri camekanda ki bir film afişine takıldı.Siyah bir arka fon üzerinde kafasında hokkabaz şapkası,suratında pis olduğu kadar gizemli bir tebessüm olan adam elinde köstekli saatini sallıyordu.Afiş dikkatini çekmiş olsa da onun üzerine de düşemeyecek kadar ağırlaşmıştı göz kapakları.Uykuya yenik düştüğü için seviniyordu.Daha fazla düşünmek istemiyordu.İstediği tek şey uyumaktı.Uyumak ve rüyalarına dalmak.Bilinci kapanmadan önce aklına gelen son şey sabah nerede uyanacağı olmuştu.önemsemedi.gökyüzü gözlerinin altından kayarken yüzünde o tatlı tebessüm yerini almıştı.