Multi: savaş ve barış
"gri olmak varken neden herkes siyah veya beyaz olma peşinde? Çokmu zor ara renkler gibi olmak?"
🌗🌗🌗🌗🌗🌗🌗🌗🌗🌗🌗🌗🌗🌗
Ben mal mal bi barışa bi savaşa bakarken onlarda Bana bakıyordu. O sırada kapı çaldı ve sınıfa ; esmer, uzun boylu, simsiyah saçları ve yeşil gözleri olan bi meteor geldi. Tamam, aşka inanmıyo olabilirim ama özge sağolsun. Onun sayesinde benimde hobilerimden birisi olmuştu erkek kesmek. Çocuk hemen barışın yanına oturdu. Barış, çocuğa öfke dolu bakışlarını gönderirken bende savaşın yanına doğru yürüdüm. Yanına oturduğumda bana sırıtarak baktı. Onu umursamıyormuş gibi yapıp telefonumu çıkardım. Herkes bizim kızlara ve bana bakıyordu. Hayır yani bok mu varda bakıyosunuz?! O sırada gözüm bir çocuğa takıldı. Bana bakıyordu. Bembeyaz teni, simsiyah saçları ve kömür karası gözleri ile kusursuz görünüyordu. Bütün kızları etkileyebilecek bir tipi vardı. Ama beni etkileyemezdi. Hani derler ya; 'dış görünüş benim için önemli değil, önemli olan iç görünüş.' yalan Vallaha! Bunu diyorsunuz da noluyo? Maalesef hepimiz dış görünüşünü beğenmediğimiz insanın içindeki hisleri merak etmiyoruz. Aman her neyse. Çocuk cidden çok yakışıklıydı. Gözümün önünde sallanan el dikkatimi dağıttı. Elin sahibine baktığımda Savaşı gördüm. Bana kaşları çatık bi şekilde bakıyordu. "İyi bakıştınız Pamirle" demek adı pamirdi. Peki ben bunu merak ediyormuydum? Hayır. Cidden hayır. "Ne? İşim olmaz benim öyle saçma sapan işlerle cilvelerle" dediğim şeyle kaşlarını kaldırdı ve gözlerimin içine baktı. Sanki yalan söyleyip söylemediğimi anlamaya çalışır gibiydi. Bende inatla onun gözlerine baktım. Bir süre bakıştıktan sonra o pes etti ve gözlerini kaçırdı. "Cidden tuhaf kızsın" gözlerimi yere dikip "benmi çok tuhafım, yoksa senin tanıdığın o sürtükler mi çok sade" dedim. Bana şaşkınca bakarken ağzını açmıştı ki, zil çaldı. Kızların yanına gidip kollarına girdim. O sırada Pamir denilen çocuk yanıma geldi ve "meraba kızlar. Ben Pamir." Kızlar derken neden bana bakıyordu. "Ben de Hazal" dedim gülümseyerek. O da bana gülümsedi. Özge dikkati üstüne çekmek ister "öhöm öhhhöm! Bende Özge" dedi. Nil hemen sert bir sesle "bende Nil" gözde umursamaz bir şekilde "benim kim olduğum seni ilgilendirmez" hepimiz Özge'ye şok içinde bakarken sınıftaki erkekler iç çekerek bakıyordu. Savaş ve Barış da bizi seyrediyordu. İkisininde kaşları çatıktı. Pamir hemen "eee isterseniz okulu gezdiriyim ben size" dedi bana bakarak. Hayır arkadaş anlamadım ya. Beni bunların temsilcisi felan mi sandı. Neyse. Kabul ediyim barı. Tam ağzını açmışken "Niye sen bu okulun rehberimisin?!?" Barış bağırarak konuşmuştu. Pamir denilen çocuk "sizene ya? Ben kızlara soruyorum" dedi gevşek gevşek. Bende kabul ettim ve kızlarla birlikte çıktık. "Pamir?" "Efendim Hazal?" "Bu savaş ve barışı bana biraz anlatsana?" Derin bir nefes aldı ve "Savaş ve Barış birbirinden tamamen zıtlardı. Ki hâlâ öyleler. Tek ortak yönleri ikisininde aşka inanmaması. Savaş, bu okulun siyahıdır. Acımasızdır. Merhametsiz birisidir. Barışta, okulun beyazıdır. Merhametlidir. Ama o da sinirlendiğinde savaş gibi olur. İkisi eskiden kardeşten öteydiler. Birbirlerini herşeyde savunurlardı. Ama şimdi. Birbirlerinden nefret ediyorlar. Onlar okulun siyahı ve beyazı." Ben merakla "sen nesisin peki?" Gülüp "ben griyim. Aradayim
Yani. Neyse sen beni karıştırma da ben bı devam ediyim anlatmaya. ikisininde çetesi var. Savaşın çetesinde ; Gökhan ve Yağız, Barışın çetesinde Kuzey ve Cenk var. İki çete de çok tehlikeli. Hatta savaş bir aralar uyuşturucuya bile başlamıştı. Bıraktı mı bilmiyorum ama bir ara kriz geçirmişti. Bütün okulu yıkmıştı neredeyse. Aman neyse. Hazal. Sana tek tavsiyem. Onlardan uzak dur. Tehlikeliler. Çok tehlikeliler." Belli belirsiz başımı salladım. Gözde sinirle "şu çocuğun adı ne?!" Dedi. Pamir tek kaşını kaldırıp "Gökhan. Savaşın çetesindeki çocuk. Neden sordun?" Gözde sinirle "bana baksana sen Dürzü! Gökhan mısın ne boksan önüne dön olum!" Gökhan denilen çocuk Gözdeye bakıyordu. Yüzünde piç bir sırıtışla aynı Nuri Alço gibi kankami gözleriyle tecavüz ediyordu göt lalesi. Gözde bunun ağzına sıçar ben tanıyorum kankamı. Çocuğun yüzündeki sırıtma kayboldu ve yüzünü ciddi bir ifade aldı. Lan bu çocuk da çok yakışıklı ya lan! "Kızım benle doğru konuş" dedi Gözdenin üstüne doğru yürüyerek. Gözdede ona doğru yürüdü ve dibinde durdu. "Konuşmazsam nolur" çocuk yutkunurken "çok kötü olur" gözde alayla "yaaa. Ayyy ama ben çok korktum. Bak ellerim titriyor(!)" Dedi ve ellerini abartılı bir şekilde titretti. Bildiğin dalga geçiyordu çocukla. Gökhan denilen çocuk şaşırmışa benziyordu. Gözleri öfkeyle parlamıştı. "Kızım. Beni tanımıyosun. Başına öyle bı bela olurumki doğduğuna pişman olursun" gözde daha da yaklaştı çocuğa ve "beni korkutamazsın çocuk. Ben ötlek değilim. Elinden geleni yap. Ama şunu unutma. Ben pes etmem" dedi ve iddialı bir şekilde çocuğun gözlerine baktı. Yüzleri arasında en fazla üç santim vardı. Savaşa baktığımda şok bir şekilde baktığını gördüm. Sonra yeniden gözde ve Gökhana döndüm. İkisininde gözlerinde öfke kırıntıları vardı. Gökhan "ilerde de böyle konuşacak mısın bakalım. Seni öyle bir pişman edicem ki... Kimsenin yüzüne bakamıycaksın" Gözde gene iddayla yaklaştı. Tamam. Artık tehlikeli alandaydılar. Dudakları arasında en fazla bir santim kalmıştı. "Hodri meydan" dedi Gözde ben. Konuştuğunda dudakları sürtmüştü. Çocuk Afallamış gibiydi. Gözde çocuğu itince çocuk afalladığı için geriledi. "Çok güçsüzsün çocuk. Senin neyine bana bulaşmak" dedi ve kuul bı şekilde arkasını döndü. Bütün bahçe şok içinde onlara bakıyordu. Barışa döndüğümde onun da şaşkın olduğunu gördüm. Sonra omuz silktim. Her zamanki Gözdeydi işte. Çocuğa döndüğümde sinirle duvarı tekmeliyordu. Nil ve Özgenin yanına gidip "gelin kızlar. Gözdenin yanına gidelim" ikiside onaylayıp yanıma geldiler. Pamirde yanımıza geldi ve bana bakıp "kankan çok büyük hata yaptı Hazal. Onlar çok tehlikeli. Ciddi anlamda tehlikeliler. Uzak durun onlardan" pamirde gülümsedim ve önüme dönüp sınıfa girdim. Gözde sinirle tahtanın önünde volta atıyordu. En sonunda sinirle akıllı tahtaya yumruğu geçirdi. Oha! Eli akıllı tahtaya girdi. Sıçtık. Vallahi. Bu kız şu anda hepimizi öldürür. Özge, Nil ve bana bakıp "kanka kaçalım. Yaklasmayalim. Öfke nöbeti geçiriyo bu. Siker belamızı. Hayır karşılık da veremiyorum kankam diye. Hadi Yunanistan'a kaçalım knkalar" dedi. O sırada kapının oradan "OHA!" Diye bı böğürtü çıktı. Arkamı döndüğümde savaşı ve barışı gördüm. Şok içinde Gözdeye bakıyorlardı. Hemen Gözdeye döndüm. Eli kan içindeydi. "Piç! O***çocuğu!" Diye bağırıyordu. Koşarak Gözdenin yanına gittim ve elini tuttum. "Yürü mal revire gitmemiz lazım" onu sürüklerken kiminle çarpıştık tahmin edin? Evet. Gökhan. Şok içinde Gözdenin eline bakıyordu. Birazdan gözde bu çocuğu deşecekti ama gariban çocuğun haberi yoktu hiçbir şeyden. Nurdan ya gözde, ya o çocuk sakat çıkacaktı. Ya da ben sinir hastası olarak çıkacaktım.
Yavrularıııım! Bir bölüm daha bittiiii. Sizleri çok seviyorum. Mucklarımı gönderiyorum ve bay bay diyorum💓❤
👉Sizce bu Pamir ne ayak?👈
👉Sizce Savaş mı daha kuul yoksa Barış mı?👈
👉Sizce Hazal, Savaşlamı daha çok yakışır? Yoksa Barışlamı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaş Mı Barış Mı?
Teen FictionBi tarafta ateş bı tarafta su. Peki sen yanarak mı yoksa boğularak mı ölmeyi seçerdin? Hazal; boş zamanlarında kick boks öğretmenliği yapar. Güzelliği başına hep bela olmuştur. Savaş; serttir. Geçmişte yaşadıkları onu kin ve nefret dolu yapmıştır. S...