Bölüm 24- Final

202 17 17
                                    

Deniz'in içi içine sığmıyordu. Gerçek anlamda, midesi ağzına geliyordu ve kalbi çok hızlı atmaya başlamıştı.

Karşısındaki aynada kendini süzdü.

Dolunay, saçlarını tepeden kocaman bir balerin topuzu yapmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dolunay, saçlarını tepeden kocaman bir balerin topuzu yapmıştı. Makyajı pudta tonlarında ve oldukça sadeydi ve elbisesi... Ah, elbisesine bayılmıştı! Elbise krem renginde, dizlerinin biraz üstünde ve oldukça güzeldi. Beline ince bir kemer takmıştı ve şu an ki görüntüsünü tarif etmeye kalksa tam olarak "Şeker Kız Candy" derdi.

Normalde böyle cici kız elbiseleri giymeyi sevmezdi ama özel günlerde böyle giyinmeyi sevdiğini itiraf etmeliydi.

Kapının tıklatılmasıyla irkildi. Birkaç saniye sonra kendini toplayıp "Gir." diye seslendi. Gelen Dolunay idi.

Dolunay, "Çok güzel olmuşsun." diye adeta bağırdı ve Deniz'e, elbisesini kırıştırmamaya çalışarak sarıldı.

Yaklaşık bir dakika süren sarılma seansından sonra ayrıldılar. Dolunay'ın gözleri dolmuştu.

"Biz daha yeni kavuştuk ama bu gün seni istemeye geliyorlar. Biraz bencilce olacak ama sanırım seni paylaşmaya hazır değilim,abla."

Deniz, kardeşine genişçe gülümsedi. Ardından Dolunay'ın ellerini tutup gözlerinin içine baktı.

"Hemen evlenmeyeceğiz ki! Hem ne olursa olsun, ben her zaman senin ablan olacağım. Hem biliyorsun, evlenince bizimle yaşamanı istiyoruz. Güney'den çekinmene de gerek yok, biz hep beraber olacağız, tamam mı?"

Dolunay, aldığı cevapla büyük bir tebessüm etti ve başını onaylar anlamda salladı. Birbirlerine gülerek bakmalarını kesen şey zilin sesiydi.

"Beriller geldi herhalde." diye mırıldandı Deniz. Dolunay'ın elinden tutup kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açtığında oldukça şık giyinmiş olan Barış, Beril ve anakucağında oturmuş, etrafa alık alık bakan, artık 4 aylık olmuş İrem'i gördü.

"Hoş geldiniz!"

"Hoş bulduk!"

Bu şirin çekirdek aile eve girdiğinde Deniz, kollarını açarak Beril'e yöneldi ama arkadaşına sarılmayıp, etrafa anlamsız bakışlar atmakta olan İrem'i kucağına aldı ve bebekçe konuşmaya başladı.

Beril montunu çıkarırken Deniz'e söylenmeyi de ihmal etmiyordu.

"İrem'i görünce beni unuttun zalımın kızı! Dua et melek gibi olmuşsun ve bu güzel elbiseyi kan lekesiyle kirletemem."

Sorgu  -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin