YANLIŞ

194 11 4
                                    

Yürüdüğüm cadde sonu olmayan bir tüneli andırıyordu. Yarım saattir yürüyordum ve hala istediğim yere ulaşamamıştım. Şüpheleniyordum. Geçtiğim sokaklar birbirine benzemeye başlamıştı. Ya da ben öyle sanıyordum. İçimden bir ses yerimde dönüp durduğumu söylüyordu çünkü. Dar pantolonumun cebinden çıkarmaya çalıştığım telefonum, elimden fırlayıp yerle bütünleşirken gözlerimin irice açıldığını hissettim. Yerde üç parça halinde duran telefonum son umudumdu. Ve son umudumu yıllardır üstümden çıkarmadığım pantolonum, yerle bir etmişti.

Hüzünlü gözlerle telefonuma bakarken başıma şiddetli bir ağrı saplandı. Bu gece çok fazla içmiştim ve bedelini hasta olarak ödeyecektim. Derin bir nefes aldım. Biraz daha dayanmak zorundaydım. Açık olan bir mağaza ya da herhangi birine rastlarsam eve gidebilme şansım vardı.

Ayaklarım bana ihanet ederken ara sokaklardan birine kendimi atarak yere çöktüm. Hareket edecek halim kalmamıştı. Ayaklarımdan sonra gözlerimde bana ihanet ederken, uykunun bedenimi yavaşça ele geçirdiğini hissettim. Bilincimin kapandığını hissediyordum.

Ve aniden ara sokakta ayak sesleri duymaya başladım. Kovalamaca gibiydi. Uykum yavaşça beynimi terk ederken, olduğum yere daha çok sindim. Az sonra iki kişinin gölgesi sokak lambasının aydınlattığı tek duvara yansıdı. Sonrası karanlıktı. En azından benim için.

Elinde silah olduğunu sonradan fark ettiğim gölge diğerine doğrulttuğu silahını ateşlediğinde, kanımın donduğunu hissettim. Az önce birisi gözünü bile kırpmadan birini öldürmüştü. Çocuğun cansız bedeni ayaklarımın dibine düşmüş, cansız gözleri bana bakıyordu. Ve o an ağzımdan çıkan hıçkırığa engel olamadım. Titriyordum. Gözyaşlarım hızlıca akarken, kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. Korku tüm bedenimi ele geçirmeye başladığında, elimi ağzıma kapadım ve hıçkırıklarımı engellemeye çalıştım. Ama artık çok geçti. Üzerime düşen gölgeyle birlikte ağzımda tuttuğum çığlığımı saldım. 

YANLIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin