Annemin sesiyle o güzelim uykudan uyandım. Elimi yüzümü yıkayıp kahvaltıya oturdum. İçimden nedensiz bir mutluluk vardı. Kendi kendime sırıtıyordum. Evden çıktım. Arkadaşlarla durağa gidip otobüs beklemeye başladık. Maria bana "Kızım ne sırıtıyorsun." dedi ona gülümsedim. Tek kelime etmeden otobüse bindim. Aynı yüzler aynı insanlar kısaca alidir şoför hariç her şey aynı. Otobüsten indim ve okula doğru yürümeye başladım. İlk ders çok sıkıcıydı. Dersler sohbetler falan derken okul bitti. Nihayet okul çıkışı gelmişti. Olacaklardan habersizdim. Yine Hilal'le durağa doğru yürüyoduk. Otobüs beklemeye başladık. 133K gekmişti ve binmiştik. Arkaya doğru ilerledik. Ters olan yere oturduk. İki çocuk yanımızda ayakta duruyordu. En arkadan iki kişilik yer boşalmıştı. Biz Hilal'le hemen kalkıp oraya gittik. o çocuklar gülmeye başladı. Tabi bizde Hilal'le gülüyoduk. Hilale "Onlar oturcaktı ama biz kaptık. Aslında yakışıklı çocuklar. Yazık oldu." diye fısıldadım. Acayip şekilde gülüyoduk. Onlar da gözlerimizin içine baka baka gülüyodu. Bugün çarşambaydı. Eve gidince kendi kendime gülüyodum. Aklım o çocuktaydı. Beni çok etkilemişti. Sabah okula gittiğimde ilk işim bu durumu Fatmaya anlatmak oldu. Galiba aşık olmuştum. Allahım bu duygu da neydi böyle. Aklımı ondan alamıyorum. Her okul çıkışı otobüse yine görür müyüm düşüncesiyle gidiyodum. Ama onu görmüyodum. Yine çarşambaydı. Heyecanlıydım. Geçen hafta bugün onu görmüştüm. O tatlı gülümsemesini. Çok umutluydum. Yine onu görürüm diye son tenefüs iyice süslenmiştim. Çıkış zili çaldığında çok heyecanlıydım. Durağa hızlı hızlı yürüdüm. Otobüsü beklemeye başladım. Heyecandan yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. Otobüsün geldiğini gördüğüm zaman üstüme çeki düzen verdim. Önümde durdu ve bindim. Ama o yoktu. Çok üzülmüştüm. Tam o anda arkadaşını gördüm. O gün yanında olan arkadaşını. İçimi bir umut sardı. O gün bütün umutlarım suya düştü. Eve üzgün gelmiştim. Kendimi yatağa bırakmıştım. Orda uyuya kalmıştım. Sabah uyandığım da bir karar aldım. Adını soracaktım. Hilal bana "sen soramazsın her iddiasına varım" dedi. Cok hırs yapmıştım. O gün geldiğinde arkadaşına ismini soracaktım. Hilal iddiayı beni cesaretlendirmek için ortaya koymuştu. Tatatatannn işte o büyük gün gelmişti. Hilal inene kadar sormak zorundaydım. Otobüse bindik. Çok heyecanlaydım. Çocuğun oturduğu yerin arkasına oturmuştuk. Bi süre Hilal le gülüştük. Sonra çocuğun omzuna dokundum. Bana baktı ve kulaklığını çıkardı. Ona gülümseyerek "Sakıncası yoksa adını öğrenebilir miyim ?" dedim.Gülümseyerek "dedi. O an in yüzündeki gülümseme kaybolmuştu. Ona gülümseyerek baktım ve "Yarın öğle yemeğinde çok aç olacağım." dedim. Sonuçta iddiayı kazanmıştım. Güzel bir yemeği hak etmiştim. Ertesi gün face de tüm gün o çocuğu aradım. Elimde sadece ismi vardı. Abartmıyorum tam tamına tenefüslerde dahil olmak üzere 4 ders onu aradım. Ve bulmuştum. Mutluluktan ölebilirdim. Hemen istek gönderdim. Akşam kabul ettiğini gördüm ve hemen merhaba yazdım. Aradan 5 dakika geçti ve mesaj attı. Uzun bir süre konuştuk. Facebook a girdiğimde bir arkadaşlık isteği vardı. Enes Özdemir. Onu tanımıyordum. Ortak arkadaşımızın Fatih olduğunu gördüğümde kabul ettim ve dakikasına mesaj geldi. "Selam."
"A.s" diye cevapladım. Konuşmaya başladık. Bu o çocuktu. O tatlı, insanın içine işleyen gülümsemesi olan çocuk. Benim sevdiğim, aşık olduğum çocuk. Uzun bir süre konuştuk. Bana telefon numarasını verdi. Smsim vardı. Böylelikle ben okuldayken de konuşmuş oluyorduk. Egeli gün okulda mutlu niye şekilde gidiyordum. Olan biteni Hilal'e anlattım.Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Yani biz bu sırada Enes ile konuşuyoruz. Gün geçtikçe daha da çok samimi oluyorduk. Ona olan sevgimi anlatamam. Canımlar falan işte. Sürekli konuşuyordum. Cevap vermeyince abartmıyorum en az 50 tane mesaj artırıyordum. Ona sıkılıyo musun diye sorduğumda hayır tam aksine hoşuma gidiyor diyor. Bu huyları hoşuma gidiyor. Yine her zaman ki gibi "Napıyosun?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ ÇOK SEV
RomanceBu hikaye otobüsten doğan bir aşkı anlatıyor. Unutmayın hiçbir şey imkânsız değildir. Yeterki gerçekten inanın.