*Karakterler ve telif hakları tamamen Stephanie Meyer’a aittir. Olay ve kurgu TeamCullen0401’e aittir. Orjinalini o yazmıştır, ben sadece onun hikayesini çevirdim.*
*Characters and copyrights are belong to Stephanie Meyer. Fanfiction belongs to TeamCullen0401. I am just translating.*
CRESCENT SUN
AUTHOR:TEAMCULLEN0401
TRANSLATOR:A DOSE OF HARRY
YARIM GÜNEŞ
BÖLÜM 1
MUTLU HAYATIM.. EN AZINDAN ŞİMDİLİK
İnsan hayatım bitip, yeni hayatım başlayalı ve güzel kızım doğalı 5 sene oldu.Volturi’lere karşı savaşı kazandığımızdan beri barış içinde yaşıyorduk.
Charlie ve Jacob istediği için hala Forks’ta yaşıyoruz.Jacob, Renesmee’den bir gün bile ayrı geçirmedi. Eğer taşınsaydık ve o sürüsünü bırakamadığı için gelememiş olsaydı buna katlanamazdı. Jacob’ın kızıma mühürlenmiş olması hala huzursuz etsede, kızım için ondan daha doğru birini düşünemiyorum.
Renesmee 5 yaşına bir ay önce bastı. Ama fiziksel ve mantıksal olarak 14 yaşında. 2 sene sonra tamamen büyümüş olacaktı.Bunun düşüncesi bile beni üzüyordu. Küçük kızım çok hızlı büyüyordu. İç geçirerek fotoğraf albümünü kapattım. Kapağında Nessie’nin bebeklik fotoğrafı vardı.
Düşüncelere öyle dalmıştım ki Edward’ın geldiğini fark etmedim.
“Sorun nedir, hayatım?” diye sordu beni kollarıyla sararken.
“Hiç bir şey.” Dedim iç geçirerek. “Sadece Renesmee’nin çocukluk fotoğraflarına bakıyordum”.
Edward yüzümü ona doğru çevirdi ve gözlerimin içine baktı.
“Neden üzgünsün o zaman?” diye sordu.
“Bilmiyorum, küçük kızımız çok hızlı büyüdü ve bir dahaki ay bizimle beraber liseye başlayacak.” Dedim. Eğer ağlayabilseydim şu an ağlıyor olurdum.
“Ve 2 yıl içinde tamamen büyümüş olacak, artık bizim bebeğimiz olmayacak.” Sesim çatladı ve kendimi sakinleştirmek için derin bir nefes aldım.
“Bella.” Dedi ona bakmam için uğraşırken.
Bakmadığım için elini çeneme koydu ve yüzümü ona doğru çevirdi.“Aşkım, o hep bizim küçük kızımız olacak ve bunu kimse değiştiremeyecek.” Dedi çarpık gülümsemesiyle bana bakarken.
Ben de ona gülümsedim. “Sanırım haklısın. Ama asıl endişe ettiğim Jacob ve o evlendiğinde onu tamamen kaybedeceğiz.”
Kızgın bir sesle: “O köpek kızımızı ikna etse bile o hala bizim küçük kızımız olacak.” Dedi ve alnımı öptü.
Edward da Jacob’ın Nessie’ye mühürlenmesini atlatamamıştı. Zaman içinde Edward ile Jacob arkadaş oldular. Ne kadar onu bir kardeş gibi görse de konu Nessie ve Jacob’a gelince bunu kaldıramıyordu.
“Neyse ki evlenmeleri konusunda şimdilik endişelenmemize gerek yok. Sonuçta şu an iki iyi arkadaşlar sadece.” Dedim ve yatağa oturmasını izledim.
Kucağına oturdum ve ensesini öptüm. “Zamanı gelene kadar rahatız.” Dedim.
“Hmm.. kulağa iyi geliyor.” Dedi ve beni öpmeye başladı.Tam işler gelişirken Emet içeri daldı.
“Aman Tanrım, Edward bir durun orda. İkinizin yapmasını izlemek istemiyorum!” dedi ve güldü.
Edward ona baktı ve “O zaman defol git!” diye bağırdı. Ve dikkatini yine bana yoğunlaştırdı.
Emmett'in gittiğini duyduktan sonra kaldığımız yerden devam ettik. Birbirimize o kadar yopunlaşmıştık ki Emmett'in tekrar gelip bizi ıslatmaya başladığını duymadık.
"Ne yapıyorsun sen be!" diye bağırdım Emmett'e.
Ben başka bir şey diyemeden Edward vampir hızıyla Emmett'i kovalamaya başladı. Bayağı uzağa gittiler ve tek duyduğum bir çarpma sesi ve Emmett'in "Acıdı!" diye bağırmasıydı. Edward gülüyordu.
Saniyeler içinde Edward geri döndü ve kollarını bana sardı. "Bizi artık rahatsız edemez." dedi gülerek.
"O zaman devam edelim mi?" diye sordum. "Ne yazık ki edemeyeceğiz. Carlisle aile toplantısı yapacakmış, Emmet onu haber vermeye gelmiş."
"Gecenin ilerleyen saatlerinde o zaman?" diye sordum. Sadece bana gülümsedi ve beni öptü. "Bunu evet olarak kabul ediyorum." dedim.
Giyindik ve eve doğru yürüdük. Yemek odasına doğru gittik. "Ne oldu?" diye sordum otururken.
"Elezear aradı, bizi ziyarete gelecekler. Bir kaç gün sonra burada olurlar." dedi Carlisle. "Tanya da dahil."
"Ne!" diye bağırırken göğsümden bir hırlama çıktı.
Tanya'yı sevmiyordum. Savaştan sonra benden hoşlanmadığını açıkça belli etmişti.Ve duyduğuma göre Edward ona ait olmalıydı, bana değil.Edward'a söyledim ama bana inanmadı ve yanlış duymuş olabileceğimi söyledi.Hiç biri inanmıyordu. Tek söyledikleri hepimizin bir aile olduğu.
"Buna inanamıyorum! Hayır! Onu benim ya da kızımın yanında istemiyorum." diye bağırdım.
"Anne, ben Tanya'yı seviyorum o çok tatlı ve komik biri." dedi kızım.
"Bella, onlar da bizim ailemiz ve sana karşı kötü bir düşünceleri yok." dedi Carlisle.
"Bella, bu iyi bir ziyaret olacak merak etme.Gördüm bunu." dedi Alice.
"Neden kimse Ness ve benim hakkımda dediği şeylere inanmıyor?" diye sordum.
"Hayatım, inanmıyoruz değil. Eleazer, Carlisle'a Tanya'nın o hisleri attığını ve beni arkadaş gibi gördüğünü söyledi." dedi Edward.
"Öyle söylemiş olabilir, ama ben ona inanmıyorum ve kızımın yanında durmasını istemiyorum." dedim.
1. bölüm bu kadardı, çevirmeye devam etmemi istiyorsanız yorum bırakın, teşekkürler.