saklı bahçe 17 bölüm

3K 142 3
                                    

..............SAKLI BAHÇE..........17 BÖLÜM..........

Nicholas, hastanenin soğuk koridorlarında bir ileri bir geri gidiyor, kendi etrafında sıkıntıyla dönüyordu. Telaşa içinde karısını doktora yetiştirmeye çalıştığı yol boyunca, ardı arkası kesilmeyen dualar dilinden dökülmüştü. İçeride ölüm terleri döken Mirabelle'nin yanında olmak için delirirken, lanet olsun ki elinden hiçbir şey gelmiyordu.

Kalbinin tam ortasında ki sızı hiç geçici gibi durmuyor, adeta her dakika biraz daha artıyordu. Eli ayağı ardı arkası kesilmez ritimlerle uyuşurken, kurtulmak için çaba sarf edemiyordu. Adeta tüm hücrelerine Mirabelle sahip olmuş gibi, canı yanıyordu ve içindeki duyguyla bir kez daha tanışıyordu. Yeniden aşka düşecek kadar aciz olamazdı değil mi? Kalbinin tüm kapıları çilingirlerle demirlenmişken, Mirabelle nasıl zorluya bilirdi?

Karısına eskisi gibi, ne öfke nede kızgınlık hisseden genç adam duygu karmaşasına girmişti. Mirabelle, aşk dolu kalbine rağmen kendine karşı koyuşu ve tüm bunlar yetmezmiş gibi, pes etmeden onun kuytularında kaybolmak genç adama hiç yakışık kalmamıştı. Nicholas, bunca zaman boyunca, karşılaştığı hiç bir kadına kendi isteğiyle sahip olmadığı halde Mirabelle'de nasıl delirmişti.

İçindeki vicdanın sesi dinmiyor, aksine her dakika biraz daha çekilmez boyutta ilerliyordu. Beyaz bank taburelerden birine oturarak omuzlarını dikleştiren genç adamın başı zonkluyordu. Bacaklarını ayırarak duruşunu rahatlatan Nicholas yeşil gözlerini ise acilin kapısına dikmişti. Dakikaların ardından bir saatin bulduğu zaman zarfında, acil müdahale kapısından çıkan orta yaşlardaki, beyaz gömlekli doktorla ayağa fırladı. ''Nasıl iyileşecek mi? Lütfen gerçeği söyleyin?

Doktor, dilinden dökülecek tek söze odaklanmış adama gülümseyerek omuzlarına dokundu. ''İyileşecek merak etmeyin! Başında, derin bir sıyrık var, çok şanslı ki aşırı derin değil, yalnız bu gece müşahede altında tutacağız. Vücudu fena halde hırpalanmış ve bünyesi çok zayıf, bir süre dinlenmesi şart''

''Çok şükür tanrıya! Minnettarım size doktor, bundan sonra iyileşmesi için ne gerekiyorsa yapacağım!

Heyecanla gözleri parlayan genç adama bakan doktor, umut vaad ederek yanından ayrıldı. Giden doktorun ardından içine rahatlama yayınlan Nicholas, karısını görmek için yoğum haneye giriyordu. Karnından midesine doğru çıkarak saplanan küçük ağrıyla, yatakta baygın şekilde yatan Mirabelle'yi görünce gözleri hüzünlendi. Sanki onu iki saat boyunca görememek yıllar olmuş gibi, uzun gelmişti. Yanı başına geldiğinde ise kapalı olan derinliklerine eğilerek küçük öpücük kondurdu. ''Teşekkür ederim sevgilim!

Eliyle yanağının çizgilerini okşayan genç adam, solgun dudaklarının üzerine küçük bir buse kondururken, kalbinden kulağına gelen küçük ritimler duydu. ''Beni bırakmadığın için teşekkür ederim '' Diyerek gizemli yeşil vadileriyle yüzünü inceliyordu. Mirabelle'nin başı beyaz bezlerle sarılmış yüzünün sadece bir kısmı gözüküyordu. ''Kim bilir uyanınca ne tür vücudunun acılarıyla karşılaşacak ''Diye iç geçiren Nicholas'ın içi sızlıyordu.

Tanrı aşkına nasıl kıymıştı, nasıl hakaret edebilmiş, nasıl hayattan bezdirmişti? Beyaz çarşafların içinde adeta beyaz meleği andıran kanatsız peri, hayatına rengarenk ışıltılarıyla girmişti. Üşümeye geçmiş ellerini avuçlarına alarak, yandaki koltuğu altına çeken genç adamın yüzünde gülücükler belirmişti. Derinliklerinin içini tuhaf bir ışıltı alıyor, kalbi adeta yerinden çıkacak gibi atarken, bu sihre engel olmak için çaba sarf etmiyordu. Tam aksine mutluluğu içinde hissettiğine inanamıyordu.

Aradan geçen zaman zarfında gözlerini açmayan Mirabelle, akşama kadar soluksuz uyudu. Nicholas, hiç sıkılmadan tüm gününü kızın yanı başında geçirmiş, bunu yaparken de kendi vicdanıyla biraz daha derinlerde hapsolmuştu. Kızın onu affetmesi büyük bir erdemlik olurdu. Üstelik ona sahip olarak tecavüzde bulunması, günlerce aşağılaması, alayca ithamı hiç hoş değildi.

Saklı BahçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin