Yavaşça sırt çantamı takıp bagajımı sürükleyerek son kapıdan geçiş yapmak için hazırlanıyordum. Ah be Eskişehir bana iyi mi geldin kötü mü geldin anlamadım ama iyi gelmediğin kesindi. Kemerimi ve yüzüklerimi çıkartıp kutuya koydum ve güvenlikten geçtim. Eşyalarımı da x-ray cihazından alıp kontuara doğru ilerlemeye başladım.
2 HAFTA ÖNCE
Hızlıca yataktan kalkıp salona gittim. Berk'le Meriç konuşuyorlardı. Berk'in yanına yaklaştığımda ayaklarına çöküp ;
'' Nolur doğruyu söyle nolur Aras nereye gitti. Bildiğini biliyorum Aras nereye gitti. Çok çaresizim Berk.'' iyice ayaklarına kapanmıştım hüngür hüngür ağlıyordum. Daha fazla dayanamazdım bu sessizliğe, bilinmezliğe. Bir cevap almalıydım artık.
''Bilmiyorum nerde olduğunu.'' dümdüz bir suratla bakıyordu bana.
''Duydum dün telefonda konuşuyordunuz. Açıklicam herşeyi falan dedi. Niye böyle birşey söyledi, bana neyi açıklayacaktı. ''
''Bilmiyorum dedim ya Derin daha fazla ısrar etme lütfen.
Yavaşça ayağa kalkıp '' seni gerçekten tanıyamıyorum biz nasıl bu kadar zaman arkadaş kalmışız ki ben senin canınım ve sen bana baka baka yalan söylüyorsun daha önce de söyledin mi Berk!''
Hızlıca odama koşarken duyduğum şeyleri gerçekten duymak istemedim o an belki tek istediğim ölmekti.
''O çok sevdiğin kuzenim var ya hani şuan ayaklarıma kapanıyorsun. Sevme onu Derin o bir katil. Siz ve ilişkiniz eğer böyle devam etseydi, mafyaların silahların arasında kalıcaktın sen. Hadi devam ettiniz. Napıcaktınız evlenecek miydiniz. Yeşim teyzeye ne diyecektiniz Al anne bu senin damadın. Babamın yani eşinin katili mi diyecektiniz. O kadın da damadım mı diyecekti. Nasıl mutlu olucaktınız, hadi bir şekilde devam da ettiniz. Sen sürekli onu suçlayacaktın o bunun altında kalıcaktı. Böyle olmasın diye git dedim ona derin bunları yaşama zamanla kahrolma diye. Allah kahretsin Defneyle ben gibi olun istemedim. Bir gün onun ölüm haberini al istemedim. Senin canından can gitti benden daha fazla gitti. Aras da sende böyle acı bıraksın istemedim. Ben bunca yıllık kardeşime, sana sahip çıktım.''
''Ne diyorsun sen Berk ne katili?''
''Yeter artık bana daha fazla bir şey sorma.''
''Ne yaptı Aras bana ne söylecekti.'' İkimizde ayaktaydık artık. Gözlerimden süzülen yaşların haddi hesabı yoktu. Karşımda dikilip iki omzundan beni sarsarak bağırmaya başladı;
''Aras senin babanın katili.''
''Berk dalga mı geçiyorsun bu nasıl bir şey.''
''Keşke geçseydim derin.'' gelip sarılmasıyla ağlamam daha daha da kötü oldu. ''Ve sen kendinde bu hakkı görerek onu gönderdin mi Berk bunu yaptın mı her ne konuştunuz bilmiyorum ama ben inanmıyorum Aras böyle birşey yapmaz ama seni asla affetmicem. Ama merak etme Arası da gittiği için asla affetmicem.''Odama girdiğimde sanki beynim bir balona dönmüştü. Nefes alamıyordum artık kafamı çevirdiğimde başucumda duran resmimiz... ne kadar da mutluyduk, her şey yolundaydı. Kahkahalarımız... Neden kaçtın Aras neden bana söylemeyi tercih etmedin. İnanmak istemiyordum belki de. Sen yapmazsın böyle bir şey beni üzmezsin ya da yapar mısın?
Yatağımda uyanık geçirdiğim 6 saatin sonunda tekrar kara vermiştim ihtiyacım olan tek şey Arasla konuşmaktı. Ondan duymadan hiçbir şeye inanmayacaktım. Ani bir Kararla yataktan kalkıp hemen üstümü değiştirdim saat gece 5:42 kapıdan çıkarken Berk kolumu çekiştirdi tam ağzını açacaktı ki ; ''Sakın Berk daha fazla konuşma arkadaşlığımızı yeterince tükettik. Daha fazla hırpalanmayalım.'' Yoldan çevirdiğim taksiye hemen Arasın gizli deposunun adresini verdim olası bir durum olursa Vedata gel diye vermişti. Bir süre sonra taksiden indiğimde güneş doğmak üzereydi. Deponun kapısına dayandığımda seslerim etrafta yankılanıyordu. Uzun uğraşlarım sonrasında deponun kapısı gıcırtısıyla beraber açıldı. Kapıyı açan neyse ki Vedattı.
''Yenge ne işin var senin bu saatte burada.''
''Vedat nolur bana yardım et, son çarem sensin gerçekten çıldırmak üzereyim. Bana Aras'ın nerde olduğunu söyle lütfen. Yalvarırım lütfen.''
''Valla yenge çok yardım etmek isterdim ama biz de arıyoruz.3 gündür bakmadığımız yer kalmadı. Baktık ses yok biz de Singapur'a gittiniz sandık.''
''Singapur ne alaka?'
''Yenge sen oraya gitmek istiyormuşsun galiba abim de uzun zamandır plan yapıyor işlerini falan hallediyordu. 1 haftalık tatil aldırdı bana .''
''Vedat yer yarıldı içine mi girdi. Berk babamı öldürdü falan diyor inanmıyorum Vedat sadece onu bulmak istiyorum. Şuan ihtiyacım olan tek şey onu bulmak lütfen.''
''Yenge o konuda bir şey söylemek bana düşmez. Ama şunu bil Aras abiyi uzun yıllardır böyle gülerken göremedim. Sen gönlünü ferah tutmaya çalış o sana bir şekilde ulaşır yenge o sana haber verir. Sen onu merak etme ona bir şey olmaz.''
''...''
''Dur yenge bizim çocuklar bıraksın seni''Tam 5 gün olmuştu bala bir haber yoktu. Dün nasıl ulaştığını bilemediğim şekilde Levent hoca aramıştı. Artık okula gitmeliydim yoksa devamsızlıktan kalacaktım. Telefonum çalarken nerede olduğundan bile bir haberdim. Aras'ın arama ihtimali aklıma gelince hemen koşarak telefonu elime aldım. Sancar hoca arıyordu. Bölüm başkanımızdı.
''Efendim hocam''
''Derin hemen bir karar ver bana yarına kadar bildir. Bir araştırma projemiz var New York'ta ben seni önerdim ama sen ne dersin. Fizyoterapi ile %5 e kadar indirilen hasarların aşınan hücreyle 2 ye indirmek ne gibi sorunlara yol açar. Kızım bu proje için senden başkasına güvenemem bu senin için de iyi bir fırsat iyi düşün Derin, kararını bana bildir.''
''Tamam hocam teşekkür ederim Onur duydum.''Peki şimdi napıcaksın Derin hayatın yine sana oyunları var belli ki. Bir o yana bir bu yana savrulacağız gibi duruyor. Nasıl dur diceksin? Üstelik bu sefer seni kurtaracak bir Aras da yok. Aras baya yok hatta ya...