Çoğu insan konuştuğu insana karşı platoniklik besler. bu kaçınılmaz bir gerçektir. konuştuğun çocukla ister istemez bağlanır hayaller kurarsınız.
Öyle hayalleriniz vardır ki öncelikle çıkarsınız sonra ayrilirsiniz hatta evlenir, bosanir çocuk bile dogurursunuz.. bu evreler ergenligin son dönemlerinde olmassa olmazdir.
İşte böyle bir dönemde hayatı Asya'dan tadıcaz..
Havalarında ısınmasıyla götüm bilgisayar koltuğuna yapıştı resmen.. Ay tam bir sosyal ağ kızıyım twitter instagram benden yıkılıyorr:)
Diye düşünürken annemin "dışarı çıkıyoruz hazırlan" demesiyle irkiliyorum. Bu evde niye emir verildiğini hala anlamış değilim belki ben oksijen almak istemiyorum belki insanları sevmiyorum ya da dışarı çıkmak beni hayata karşı kışkırtıyor ha neden emir!! Bunlar düşünülmeye değer şeyler tabi ama benim yaşım için uygun değil aile nereye ben oraya..
bi hısımla giyiniyorum. Ve aynanın karşısına geçip ölümüne rimeli kirpimlerime sürüyorum eyeliynerıda bir hısımla abidik gubidik sürüyorum ve cildime fondoteni badana ediyorum.. sivilceli olmak zor, kesinlikle iyi biliyorum. Her ne kadar fondoten sivilcelerimi yok etmeye yetmesede cildimin parlak görüntüye ermesi rus karıları gibi olmasada beni bir şeye benzetiyor.
Arabaya yine en son ben biniyorum.
+ Nereye gidiyoruz anne
- sahile
Bu konuşma benim için yeterli.. ve kulaklığımda Eminem ve hayaller kurarak 15 dakikalık yolculuğun sonuna geliyoruz.
Bu sırada kuzey uyanıyor bas belası erkek kardeşim
Bazı kişiler kardeşinin adi da Avrupa mı şakaları yapmıyor değil. Yapıyor, var hala böyle iğrenç insanlar.
Sahil kenarında bir masaya oturuyoruz ki gözüme bir çocuk çarpıyor... AMAN ALLAH'IM GALIBA ÖLÜYORUMM! Annem babam ve kardeşim yanımda olmasa çocuğun yanına uçucam ama kader.... hemen lavaboya bahanesiyle ailemin yanından ayrılıyorum çocuğun yanından geçiyorum ve eveettt bu bee kartvizitini okuyabildim.. lavaboda fazla oyalanmadan çıkıyorum ve eve gitmek için saniyeleri sayıyorum..
Annem durumu anlamış olcak ki en gıcık gülümsemesiyle asyacımm diyor umarım elime düşmessin anneciğim diyorum derin bir nefes alarak.. nihayet kalkıyoruz ve o çocuk hesabı vermek üzere masamıza geliyor ve yanımda parfümünün kokusunu hissettiğim an yere kendimi atmamak için zor tutuyorum..
Eve adımımızı attığım an kendimi yine bilgisayar da buluyorum ve hemen facebook arama butonuna "Akın akıner " yazıyorum ve ara butonuna basıyorum.
İsim yönünden tam puan alıyor (+1)
Ve ilk çıkan kişiye tıklıyorum ve o.. kalbim hızla atıyor nefes almayyı unutuyorum galiba.. benden kaçar mı hemen "arkadaşı ekle" ye tıklıyorum vee 10 saniye bile sürmeden dırırım "Arkadaşlık isteğin kabul edildi" galiba bu sefer gerçekten ölüyordum ama sakinleştim ve kendime bir kaç kez tokadı bastım..
fazla tepki göstermiş olacağım ki babam odaya girdi
+Iyi misin kızım
Sadece gülümsedim ve nazikçe kapıyı yüzüne kapattım böylece en etkili cevabı vermiş oldum sanırım.
Tekrardan masa başına geçiyorum ve fotoğraf albümüne tıklıyorum bi kaç fotoğrafını layklamadan Geçmiyorum tabiki.. Sonuçta bir yerden kendimizi belli etmek gerek değil mi ;)
Fotoğraflara baktıkça dahada eriyorum. Ve diyorum ki "işte bu çocuk! " Allahim çok şükür yarabbim galiba öldüm... dediğim an trrr bir mesaj bildirimi hemen açıyorum ve okurken okyanus kadar uzun görünebilecek niteliğinde bir mesaj.. Ah akın diyorum kesin bana aşık..