saat daha 7:00 ve ben bu saatte uyanmak zorundayım. Ne kadar yorganı kafama kadar çeksemde alarmı duyabiliyordum. Yorganı ayağımla yere ittim ve banyoya girdim. Çok yorgundum. Dün her zamanki krizlerimden birini geçirmiştim. Sinir krizi (!). Arada geçiriyordum. Aynada kendime baktığımda kendimden korktum. Gözlerimin altı morarmıştı. Yüzüme suyu sertçe çarpıp banyodan çıktım. Dolaptan okul kıyafetlerimi çıkarım üstüme geçirdim. Önce gözlerimin altındaki morluğu kapattım. Sonrada hafif bir makyaj yapıp sarı kısa saçımı taradım. Çantamıda alıp salona indim. Bütün aile toplanmış kahvaltı yapıyorlardı. Bende bir sandalye çekip onlara katıldım.
" Hadi çıkalım "
Dorukla aynı okuldaydık - erkek kardeşim -. Her gün okula beraber gidiyoruz. Olur anlamında kafamı salladım ve masadan kalktım. Ayakkabılarımı ayağıma geçirip evden çıktım. Okul eve çok yakın olduğu için yürüyorduk. Yol boyunca hiç konuşmadık. Sonunda okulun önüne geldik. Arkamdan bir ses yürümeme engel oldu.
"ADA ! "
Bu en yakın arkadaşım Eylüldü. Durup bana yetişmesini bekledim. Koşarak geliyordu.
" Kızım süper bir haberim var "
" noldu yine Eylül? "
" yarın akşam süper bir parti var "
" gidersin o zaman "
" gideriz adacım beraber gidicez "
Gözlerimi devirip yürümeye devam ettim .Doruk çoktan gitmişti bile. Sınıfa gidene kadar partiye gitmem için yalvardı. En son kabul etmek zorunda kaldım. Yarın da alışverişe gidicektik. Ben böyle şeylerden nefret edyorum.
* * * * *
Sonunda eve geldim. O kadar yorgundum ki. Üstümü değiştirip yatağa girdim. Kulaklığımı takıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Acımasızca bir alarm tarafından uyandırılmaktan nefret ediyorum. Yataktan kalkıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp dolabın karşısına geçtim. Okul kıyafetlerimi çıkartıp üstüme geçirdim. Hafif bir makyajla nerdeyse hazırdım. Saçımı tarayıp yukardan sıkı bir at kuyruğu yaptım. Hemen salona koşup kahvaltıya eşlik ettim. Çok geçmeden tabağımdakileri bitirip ayaklandım. Dorukta benimle birlikte masadan kalktı.
Çok geçmeden okula geldik. Eylül beni sınıfta bekliyordu. Beni görünce ayağa fırladı.
" gidiyoruz dimi "
" evet " dedim gözlerimi devirerek. Zil çaldığında kantine gitmek için bahçeye çıktık. Fazla dalgındım. Sadece yere bakıyordum ki kafamı kaldırmamla yere düşmem bir oldu. Kafamı kaldırdığımda kas yığını, çok tatlı bi ç ocuk duruyordu. Elini uzattı. Ben ona aldırmadan ayağa fırladım ve bağırmaya başladım
" önüne baksana be "
" bana çarpan sensin ufaklık " . Yanımdan geçip gitti öküz !
Okul çıkışı direk bizim eve gittik. Ben üstümü değiştiricektim. Ordan da direk alışveriş merkezine. Dolabımdan çiftçi tulumunu ve içine giymek için bol göbeği açık tişört çıkardım. Hızlıca üstüme geçirip kapıya fırladım
" Nerde kaldın ya. "
" geldim işte " dedim ve evden çıktık. Taksiye binip alışveriş merkezinin önünde indik. Ben çabuk karar verirdim. Eylülde öyle. Girdiğimiz 2. mağzadan yırtık kot , üstüme bol göbeği açık tişört aldım. Eylül de mini dar pembe bir elbise aldı. Tekrar vakit kaybetmeden bize gittik. Hazırlanmamız bir saat sürmüştü. Biraz daha oyalanırsak geç kalıcaktık. Hemen bir taksi çağırıp partinin olduğu eve geldik. Eylül zile bastı. Oha ! Yok artık ! Olamaz ! B-bu çocuk o çocuktu !
Merhabaa arkadaşlarr ! Bu benim ilk hikayem kötü olabilir kusura bakmayın. Yorumlarınızı bekliyorum :) :* <3
