DENİZ
Birden bağırarak ağlamaya başladı.Dizlerini kendine çekmiş sıkıca onları kollarıyla sarmıştı.Ne olduğunu anlamadan arabayı sağa çekip ona döndümBir tür sinir krizi geçiriyordu.Bardaki çocuğa o yüzden bu kadar sinirlenmiş olmalı.Ufaklık kelimesi ona bir şeyler hatırlatıyordu ve bu iyi bir şey değildi.
Yeşim kendine gel. Sarsamaya da devam ediyordum. Ama faydasızdı. Tıpkı evde olduğu gibiydi. Susmaya başlamıştı ama hala ağlıyordu. Onu bırakıp koltuğumda arkama yaslandım ve sakinleşmesini bekledim. Bir süre sonra başını dizlerinden ayırdı. Durduğumuz yere odaklandı. Burnunu çekti ve
“7 yaşındaydım… Annem ve babamla birlikte yine lunaparka gitmiştik.” Dediğinde ağzından bir hıçkırık kaçmıştı. Başı pencereye dönük olsa da ağladığını biliyordum.
“Sonra oradaki bütün oyuncaklara binmiştim. Çok eğleniyordum. Babam bana pamuk şeker bile aldı. Çok seviyorum çünkü. Babam beni omuzlarında bile gezdirmişti. Dünyanın en şanslı çocuğu hissediyordum kendimi “dediğinde bir hıçkırık daha kaçmıştı ağzından. Burnunu çekip devam etmek için ağzını araladı. Bense onu dinliyordum.
“O akşam eve dönme zamanımız gelmişti. Ben ağlayarak itiraz ediyordum. Babam bana hep ufaklık derdi. Benim çatılmış kaşlarımı görünce keyifle anneme bakar annemde bir kahkaha patlatırdı. Bunun üzerine ikisi de ben gülünceye kadar gülerlerdi… O gün babam arabayı çalıştırıyordu arada ağladığım için bana dönüp beni avutmaya çalışıyordu. Ben ağlamaya devam edince…”dedi duraksadı ve
“Ben ağlıyordum arkasına dönüp yine beni avutmak için ban a baktı,hala araba kullanır vaziyette. Ama ufaklık dediği sırada karşıdan gelen arabanın farları gözümü alıyordu.annemin babama önüne bak diye çığlık attığını duydum. Ssonra pat-patlama se-sesi duyuldu sonra … sonra”hıçkırıklarını akışına bırakmıştı bile. Bana döndü. Kızarmış gözleri beni buldu.
“Benim. Benim yüzümden. Benim şımarıklığım yüzünden oldu. En son o kelimeyi duymuştum babamdan bir daha ben ölene kadar sesini duymadım. Sadece o kelime UFAKLIK . benim de ölmem gerekirdi. Be-benim s-su-cumdu.”dediği sırada tekrar krize gireceğini anlamamak aptallık olurdu. Hızla arabadan inip onun kapısının olduğu tarafa döndüm . Kapısını açıp dışarı çıkmasını sağladım. Kesik ve hızlı nefes alıp veriyordu. Çenesinden tutup bana bakmasını sağladım.
“Sakin ol ve derin nefesler al”dedim. Dediklerimi yapmaya çalışıyordu. Bu bile iyiydi en azından kendini kaybetmemişti. Rüzgar saçlarını savuruyordu. Biraz daha sakinleşmişti. Verdiği tepkileri yeni anlamıştım. Suçluluk hissi her zerresini kaplamıştı. 7 yaşından beri… İkimizde arabaya yaslanmıştık
“9 yaşındaydım.”diyerek söze başladım. Neden anlattığımı bilmiyordum. Sadece içimden anlatmak geliyordu. Ve ban şuan duygularımla başbaşaydım beni duygularım yönetiyordu ve anlatmak istiyordum. kafasını çevirmeden dinliyordu.
“Babam eve her akşam sarhoş gelirdi. Ben odamda olurdum. Ama annemin bağırış seslerini duyuyordum. Ertesi gün annemin kolundaki,yüzündeki- belki de sırtındaki- morlukları. Bir süre sonra annem evde ruh gibi dolaşmaya başlamıştı. Beni görmüyordu bile. Arada bana dadı tutuyorlardı ama dadılar bile gidiyordu. Bir akşam okuldan eve geldiğimde evde hiç ses yoktu. Hızla yukarı çıktım. Adresimse annemin odasıydı. Koridorun başına geldiğimde babamı kanlar içinde yanında bir bıcakla yatıyordu. Hızla annemin odasına yönelip yarı kapalı kapıyı tamamen açtım. Kapı bile kan olmuştu. Gözlerim annemi aradı. Annem odasında “derken gözümden akan damlayı hissettim ilk defa birinin yanında ağlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nefeste Sen
RomanceAlacağım her nefeste olabilir miydi? Ya da ben onun varlığında nefes almaya devam edebilir miydim? Aşk herşeydir derler peki aldığım nefes olabilir miydi? *** Bir karar vermiştim ya da üç aylık hayat felsefesi demek daha doğru olurdu. 1-Korkma 2-Çe...