Bu bana ' ufaklık ' diyen ukalaydı.
" sende mi geldin ufaklık " derken gülüyordu.
" sen kimsin bana ufaklık diyorsun be ! "
" sakin ol ufaklık " hala pis pis gülüyordu. Elimin tersiyle kenara iktirip içeriye girdim. Çok kalabalıktı.
" Ada biraz beklesene şurda birilerini gördüm hemen geliyoum "
" tamam "
salonun ortasında mal gibi duruyordum. Arkamdan bir el omzuma dokundu. Hızlıca arkamı döndüm. Yine mi bu ukala.
" kurtuluş yok mu senden "
" içki ister misin diye sorucaktım. Bu arada ben Arda sen? "
" sanane "
" çok aksi birisin ufaklık "
" Ada "
" memnun oldum adacım " uzttığı elini görmemezlikten geldim.
" ne içersin "
" farketmez " . arkasını dönüp içkilerin olduğu yere gitti. Ben çok fazla içen birisi değildim bu yüzden isimlerini bile bilmiyordum. Çok geçmeden ekrar elinde içkilerle geldi. Birisini bana uzattı. Bende aldım. Ona bakmadan içiyordum.
" tanışsak mı? " demesiyle kafamı ona çevirdim
" olabilir "
" ben Arda bu sene okulum bitiyor. Okulun popisiyim bu arada "
" bence popi değil ukalasın " tutamadım kendimi. Tam o anda büyük bir kahkaha patlattı. Koca bardağı kafama diktim. O anda başım döndü dengede duramadım. Tam düşcekken Arda tuttu. Yere çöktüm. Hmen kucağına alıp üst kata çıkardı. Ben alışık değilim işte. Bu onun yatağıydı sanırım. Onun gibi kokuyordu. Kokusunu kucağındayken farkettım. Parfümü vanilya gibiydi. Bunları düşünürken gözlerim kapandı, uykuya daldım.