•15•

5K 238 53
                                    

Eda: Neden?
Jungkook: Çünkü.. Ah her neyse vakti gelince konuşuruz bunları.
Eda: Ayh. Ukala. Hadi sen gitmiyomusun?
Jungkook: Yoo.. Aslında.. Bu gece burdayım :)
Eda: Hmm.. Ben izin verdiğimi hatırlamıyorum.
Jungkook: Bu pek bişey değiştirmez.
Eda: Aman be. Ukala. Ne yapıyosan yap. Ben odamdayım. Eğer odama gelirsen...
Jungkook: Ne? Döver misin? :D
Eda: Hayır.. Sapık var diye bağırırım.
Jungkook: Amanın çok korktum.

Ona umursamaz bi bakış atıp odama çıktım. Ahh üstümü değişsem iyi olucak. Buz gibi suyu üstüme döktü beyfendi.

Üstümü çıkarmıştım tam giyiniyodum ki kapı aniden açıldı.

Jungkook: Eda yiyecek bişe....

Aniden elime geçen ilk şeyi aldım ve üstüme tuttum.

Eda: Aaaaaaa!?
Jungkook: Aaaaaaaa?
Eda: (bağırarak) Ne barıyon bee!?
Jungkook: (bağırarak) Asıl sen ne barıyon?!
Eda: Odama aniden girdiğin için olabilir mi acaba?!
Jungkook: Olabilir.
Eda: Yaa çıksana be pis ergen sapık ukala!
Jungkook: İnsan kapıyı kilitlerdi.

Tek elimle aldığım yastığı ona attığımda kapıyı kapatıp çıkmıştı.

Bende üstümü giyip aşağı inmiştim.
Karşılaştığım manzara çok.. Şeydi. Aa.. Şirin?

Masanın üstünde olan süslerle şekiller yapmaya çalışan bi Jungkook vardı karşımda. Onu izlediğimi fark etmemişti. Bende hafif öksürür gibi yaptığımda hemen elindekileri bırakmış gözlerini bana dikmişti.

Bende ona bir şey demeyip sadece gülümsemiştim. Ayaklarımı bağdaş yapıp koltuğa oturmuştum. Yanımdaki boşluğu işaret ettiğimde hemen gelip o da benim gibi oturmuştu. Birlikte televizyon izlemeye başlamıştık.

.....

Gözlerimi açtığımda koltukta uzanmış bi şekildeydim. Owowow hem de Jungkook yanımdaydı. Uyurken çok masum gözüküyordu. Bu fırsattan yararlanmalıyım diye düşünerek bi elimi yanağına koymuş yüzünü inceliyordum.

Gözlerim duvardaki saate kaydığında saatin 10.38 olduğunu görmüştüm. Geç kalmamalıydım.  *Cidden gidicek misin?*
Gitmem gerek iç ses.   *Çok ama çok dikkatli olmassan seni öldürürüm.*  Yapabileceğini pek sanmıyorum ama yine de tamam.

Sessiz sessiz kalkarken bir yandan da Jungkook'un uyanmaması için dua ediyordum. Zor da olsa kalktığımda ayağımı masanın kenarına çarpmıştım.

Eda: Aww..

Bunu duyan Jungkook ise gözleri kapalı ve uykulu bir şekilde konuştu.

Jungkook: Ah.. Eda noluyo?
Eda: Aaa.. Şu an rüyadasın. O yüzden sus ve uykunun tadını çıkar. Ve rüyanda beni gör tamam mı?
Jungkook: Yoora'yı görsem?
Eda: Senin Yoora'nı si...seviyim. Olmaz sen beni gör.

Aish.. Uyurken bile beni sinirlendirmeyi başarıyosun Jeon Jungkook..

Yavaş bi şekilde telefonumu ve montumu aldım. Ardından tekrar yavaş bi şekilde kapıyı açıp çıktım. Umarım ben gelene kadar uyanmaz.

Bana atılan konuma gittim. Çok hoş bi yerdi. Banklar vardı ve manzarası da harikaydı.

Aniden arkamdan birinin gözlerimi kapatmasıyla ona tekme attım. Arkamı döndüğümde ise yerde kıvranan bi Shin olduğunu gördüm.

Eda: Shin iyi misin? Salak mısın neden böyle bi şey yaptın? Hem burda ne işin var?
Bi dakika bi dakika?! O se-sendin..
Shin: Eda sakin ol. Lütfen açıklamama izin ver.
Eda: 5 dakikan var.
Shin: Senden uzun zamandır hoşlanıyorum. Evet o "S" bendim. O okula da senin için geldim. Her şey senin içindi. Seni sevdiğim için. Bi süre boyunca ben olduğumu bilmeni istemedim. Üvey kardeşiz olmaz demenden korktum. Korktum anlıyo musun korktum? Artık her gece seni kaybetmekten korkar hâle geldim.

Baş Belası (Jungkook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin