Aldatılma

18.9K 372 15
                                    

*Media:Erkek kahramanımız olarak hayal edebilirsiniz.
Not: Hikayemizin başlangıcı klasik olabilir ama diğer bölümlere geçtiğinizde farklı bir kurgunun var olduğunu göreceksiniz. İyi okumalar dilerim😊🙈

Gözlerimden yaşlar birbiri ardına akarken, yeni kararmaya başlayan sokakta yolumu bulmaya çalışıyordum. Burası neresiydi?

Bilmediğim bu sokakta daha fazla ilerlemek istemediğimden biraz ileride bulunan sokak lambasının altındaki kaldırıma çöktüm kaldım. Kalbim çok acıyordu. Aklıma o görüntüler geldikçe gözyaşlarım hıçkırıklara döndü.

Bu nasıl olmuştu ve ne kadar süredir vardı?
En yakın arkadaşım beni sırtımdan vuracak kadar karaktersiz bir insan mıydı?

Bu sorular beynimde dönerken, gözyaşlarım, hıçkırıklara dönüşmüş, en değerli oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi ağlıyordum. Ben bunları göremeyecek kadar nasıl kör olmuştum?

Hıçkırıklarım azalmaya başladığında eve nasıl gideceğimi kestirmeye çalışıyordum. Babam beni böyle görmemeliydi. Zaten kalp hastasıydı bir de benim için üzülmesine dayanamazdım.

Gözlerimi kurulayıp kaldırımdan kalktım ve evimin olduğu muhite çok da uzak olmadığımı fark ettim. Ağlamam durmuştu durmasına ama kalbim kanıyordu. Bir an önce odama kapanıp hıçkırıklarımı yastığımda boğmak istiyordum.

Eve bir sokak kala dalgın dalgın yürürken sertçe kolumdan çekildim. Yere düşmekten son anda kolumu tutan kişi sayesinde kurtulup göğsüne sıkıca tutundum.

Kafamı kaldırıp beni rahat bırakmasını artık onu istemediğimi söyleyecekken "İşte buldum seni benden kaçabileceğini mi sandın ufaklık" dedi yabancısı olduğum bir ses.

Ben nişanlım  Berk'in peşimden gelip beni bulduğunu düşünmüştüm oysa ki.

Şaşkınlık içerisinde yabancıya bakarken, adam sertçe kolumdan tutup peşinden sürüklemeye başladı.

Arkasından sürüklenirken ilk farkettiğim şey kokusu oldu. Odunsu ve taze bir kokuydu bu. Güven veriyordu sanki. Derin bir nefes alıp daha çok içime çekecekken, siyah bir jeepin ön yolcu kapısını açıp beni içine ittirdi.

Şaşkınlıktan kurtulup, içime düşen korkuyla " Be- beni nereye götürüyorsunuz?" Diye sordum kekeleyerek. Kızgın bakışlarını üzerimde dolaştırıp emniyet kemerimi bağladıktan sonra, sürücü koltuğuna geçip "Yarım bıraktığımız işi tamamlamaya" dedi.

Bu adam kimdi? Beni nereye götürüyordu? Aldatılmanın verdiği şokla öyle hissizleşmiştim ki gerekli tepkileri veremiyordum.

Bağırıp çağırmam, bırak beni diye yalvarmam yada durmaksızın sorular sormam gerekirken, sessizce yol boyu uzanan evleri, ağaçları seyrediyordum.

Evlenmeme bu kadar az kalmışken yapılan ihanet beni bin parçaya bölmüştü. Berk'in yakınlaşma çabalarını hep engelleyip düğün gecesine ertelemiştim. Hazır hissetmiyordum kendimi. Ama o başka bir yolunu bulmuştu. Gözümden süzülen bir damla yaşı elimin tersiyle sildim. Artık onun için ağlamayacaktım.

" Ağlaman seni yaptığının bedelini ödemekten kurtarmayacak ufaklık"

Duyduğum sesle yanımdaki adama doğru döndüm. Şaşkınlıkla ona bakarken göz göze geldik. Ve farkettim ki adam yakışıklıydı hem de çok! Tahminen 1.80 boylarında olmalıydı. Hava kararmaya başlasa da saçlarının kumral olduğu belli oluyordu. Üstüne tam oturan bir lacivert takımın içinde düzgün vücudu oldukça kendini gösteriyordu.

Onu resmen alıcı gözle inceliyordum şu an. Yaptığım şeyin absürtlüğünün farkında varıp, tepki vermek için çabaladım.

"Be- ben ne yaptığımı inanın bilmiyorum. Bi- bir yanlışlık olmalı."

MASUMİYETİN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin