İçimden geldiği gibi, belki ağız dolusu küfürlerin yer alacağı bir kurguya başlıyorum. İstediğim şey özgün ve doğal olmak. Kötü adamlardan, dramlardan yoruldum. Belki ortaya karışık bir şeyler olursa hep beraber keyifleniriz. :)
*KİTABI OKUMAYA BAŞLADIĞINIZ SAATİ VE TARİHİ ŞURAYA İLİŞTİRMENİZİ İSTİYORUM...*
----------BÖLÜM : 1 -----------
"Allah'ın cezası!"
"Anne vallah billah kız zorladı beni. İmanlı bir insanım ben ya nasıl böyle bir şey yapacağımı düşünürsünüz? Anne o terlik kırk numara sakın atm- ahhhhhhhhh!"
"Vur anne vur, poposuna poposuna vur cibiliyetsizin." diyerek anneme ipragazı verdim ve fitilini çektim.
"Evladım sen beni öldürecek misin? Tanımadığın kızı eve alıp...öhm öhm. Tövbe estağfurullah."
"Anne o terliği sakince bırak ve öyle konuşalım." dediğinde Semih'e bakıp "Sen sus." diye bağırdım. "Annecim sen konuşabilirsin."
"Ulan abla, ulan abla." dedi Semih kafasını iki yana sallayıp. Mandalinamdan ağzıma bir tane atıp "Sen onu eve kız atmadan önce düşünecektin zampara." dedim.
"Allah, yandı. Valla yandı yemek." Annem olayı unutup kırk numara terliğiyle mutfağa koştururken Semih rahat bir nefes verip "Şükür bunu da atlattık. Thanks god." dedi.
"Anneee, Semih arkandan konuşuyor." diye bağırdım yapmacık bir şekilde. Semih ellerini ağzıma kapatıp "Lan var ya kardeş misin düşman mısın belli değil. Sus tamam, haftalığım senindir. Yeter ki sus." dediğinde zafer kazanmışçasına gülümseyip Semih'in saçını okşadım "Ha şöyle yola gel koçum. Para peşin, kırmızı meşin."
"Anneeeeeeee, Deren arkandan işler çeviriyor." diyen ablam odadan çıktığında koşarak bu sefer ben onun ağzını kapattım. "Eğer çıtını çıkarırsan seni otuz beş yerinden bıçaklar gelinlik giydirip ormana atarım Sevda."dedim bağcılar kekosu bakışımla.
Ablam kollarım arasından çıkıp üzerini düzeltti ve "Öncelikle Sevda değil, abla diyeceksin. Ve sonra..." avucunu açıp bana uzattı. Sıkıntıyla bir nefes aldım. "Al lan al. Geçimimi zaten şu salağın," Semih'i gösterdim. "...harçlıklarıyla sağlıyorum. Al, onu da sen al." Parayı ablamın avucuna sertçe çarpıp odama doğru yürümeye başladım. "Bu gece beni rahatsız etmeyin. Depresyona gireceğim."
"Bende." diye cevap verdi Semih odasına girerken. Ve bu işten karlı çıkan ablamda aynı şekilde seslendi. "Bende."
Tam kapımı kapatacaktım ki annem koridora çıkıp ellerini beline koydu. "Herkes dışarı, depresyonunuza yarın girersiniz. Bugün bana yardım edeceksiniz."
Annem'in 'Temizlik günü, hepiniz öleceksiniz' bakışı ile aynı anda itiraz da bulunduk.
"Ben ders çalışacağım, yarın kırk iki tane sınavım var." dedi Semih abartılı bir yüz ifadesiyle. Söylediği yalana kimse inanmayacaktı. Çünkü Semih en son beşinci sınıfta ders çalışmıştı.
"Bir gün tatilim var, onu da senin domestosuna ayıramam annecim." dedim bende mızmızlanarak. Tekrar odaya girecekken annem iki yüz kilometre hızla terliği ile popoma iniş yaptı. Acıyla inleyip "İnsan evladına neden bunu yapar ki?" diye sitem ettim popomu ovalayarak.
"Dünya terlik fırlatma şampiyonasına katılacak insansın anne." dedi Semih takdir edercesine bir ses tonuyla. Ablam ardından ekledi, "O ne be? Öyle bir şey mi var?"
Semih yüzünü buruştu. "Dur bir daha bakayım, valla geri zekalı." dedi ablamı göstererek. Dayanayıp güldüm.
"Bırakın lak lak yapmayı. Biriniz tuvaleti banyoyu, diğer ikiniz salonu temizleyeceksiniz. Bende mutfak dolaplarını sileceğim."