yürüyordu, ya da belki dışarıdan öyle gözüküyordu.çünkü o aslında şehri dinliyordu.ne kadar çok ses vardı.bu şehri tanımayan belki gürültü derdi ama hayır bu şehrin konuşmasıydı ve asla gürültü değildi .belki biraz sesliydi evet ama o bizi duymuyor sanıyordu haksız sayılmazdı aslında çünkü herkes ya birinin sesine ya kendi sesine dalmıştı.susanlar diyorsunuz .onlarla şehir konuşuyordu zaten çünkü onu duyan yalnız onlar vardı.
(sümeyye Yuvacı)