aslın da nasıl başlanır bilemem ama ta başdan başlanır ya her zaman benim de hiç unutmadığım yıllar sa ta hayatımın başı 5 yaşın da annemle babamı tanımak la başladı sıcacık nenemin kucağını köyde terk edip annemin benle abimi almanyaya yanına almasıyla hayatımın ne den se başını hiç unutamıycak hatıralarla kafama kazındı hatda öyleki bu gün yediğimi unutdum derler ya yok aslın da yediğimi unutmam da nereye neyi koyduğumu hemen saniyede unutabilen ve saatlerce deli gibi gözümün önündekini arayıp sızlanarak nere koydum diye bulana kadar kendim le kavgalaşmam bile olabilirken asla küçüklüğümün bir cok anısnı unutamıyorum her boş kalıp dinlenmek istediğim an ne den se kendimi cocukluğumdan alı koyamıyorum sanki filim izler gibi beynimin içinde karesi karesine ne tuaf oysa bu günkü günde depresyon ilçaları kulandığım halde diyorum ya bir cok şeyi bu güne ait unutabilirken ne yazıki cocukluğumu hiç bir zaman unutamaz hale geldim cok kısa da olsa bir anımı yazmak istedim hele ki bu gün yine kuzenimle yazışırken tekrar dan gözümün önüne geldi abimle ben babanem ve dedem tarafın dan köyde bakıldık annemler almanya da calışıyordu bizim gelceğimiz için yalnız :Dabim burda doğmuş ve babam almanyaya gitdikden bir sene sonra nnemide yanına alınca abimi 3 yaşında köyde babaneme brakmak zorunda kalır ve bir sene sonra ben doğmuşum beni de calışıp bakamdıkları için rahmetli babaneme brakmışlar babanem bizi bakıp büyütdüğü günleri hatırlıyorum hiç gözümün önünden gitmiyor nene derdim ve hep peşinden dolanırdım abim bana nazaran daha ayaklı ve biraz da başı boşlukdan haylaz artı kurnaz kurnazlık sanırım tabiatın da var dı :Dküçüklüğüm den beri onun haledemiycek olduğu hiç bir iş yokdu kurnazlığınla hemde cok güçlüydü güçünü büydükce de güçlenip güçünü kulanmak dan kesinkile cekinmezdi sanki kendi bile güçünün farkında müthiş bir özgüvenlen her olaya balıklamasına atlıyna bir iki tokat şamar darbe ne olursa alsa da yenen her daim kendisiydi hiç yenilgiyle geldiğini bilmem içinde her daim bir fırtına bir asilik ve kinle nefret vardı asla kimseye güvenmeyen kesinikle de sevmeyen bir tarafı vardı sever gibi gözükür ama asla sevemzdi yanlızlık dan müthiş zevk alırdı ben se tm tersi düşmeden ağlayan mız mız korkak sorunu bitmeyen bir cocuk dum her daim zarara uğrar ağlar sızlanırdım ki abimin en nefret etdiği huylardan biriydi ve herzaman bana ne mucurum bişesin sen beee nenemse bana deli olurdu demele beni o kadar sevrdilerki dünya umrum da deyildi olamzdı da cok yemekle arası olan bir cocuk deyildim elimde bir parca mısır ekmeği mutlak bulunurdu ve atlıya zıplıya nenemin kapısın da döner dururdum saclarım belimde ve kül suyunla yıkanırdı sarıya yakın hele de güneş vurunca o kadar sarı ve canlı gözükürdüler ki güneşin ışınlarınlan ısındıkca kendi eksenimde döner bişeler mırıldanır gülerdim kendi kendime nenemse bu halimi görünce nene gitsin gızına ya bakın gülmeye ya bakın dilere kapım şenlen di herif derdi dedeme dedem de beni gülümsiyerek izlerdi abimse biyerlerde kimbilir kimn camını kuşlastiğinle (SAPAN) indirmekdeydi ya da kimin tavunun yumurtasını calmakda bazen beni de getiridi peşine kırk kez tekrar lardı ağlamıycaksın tamam ağlamıycam defalarca söz alır dı ben den ve beni de peşine alırdı köyümüzde bir sürü kuznelerimiz vardı yaşataşlarımızı bulur onlar da genelde halamın iki kızı olurdu biri benden bir yaş büyük diyeri de benden bir yaş küçük abim en büyüğümüz cete başı ama malesef en zayıf ve sıkıntılı olan bendim en basiti başkasının tarlasından mısır calmaya getirdi abim bizi hepsi kacdı bir ben dereyi atlıyamadım ve dünyanın dayanı yedim :D her daim de öyle olurdu abim bazen cok yağan yağmurların cukurlarda brakdığı derin su birikintilerinde yüzen kurbağa yavrularına miniçik şelre sapanınla nişan alır vuru du ben se nenem yasakladı kurbağa öldürülmez carpılırız ne yapdın diye ağlardım abimse tekrar taş atar ahan da carpıldım der ağzını yamulturdu korkumdan cırlardım yetişin abim carpıldı bizim köyde birine bişey oldumu yanındakiler yetişin diye bağrır dı ne de onlar gibi bağrırıdım ama abim hemen bağarma off sinir oluyorum bu halerine carpılmadım bişem yok benim hadi şimdi sıra sen de nişan al şunlara korkma yemezler seni ben onlara vuramam ki onlar küçüçük ben den de küük anneleri de üzülür hadi gidelim lütfen desem de o inadıma nişan alır tekrarlar duru du ve her defasın da da beni cırlatırdı ahan da carpıldım diyerek hemen kanardım bir gün yine aldı beni ve gel bakim sen anladık onlar ufacuk vuramasın sen onları dedemin evinin yakının da bir komşusnun evi vardı rahmetli köse amca diye biliyorum hadi al sapanı taş da verdi indir şu evin camını aşaya dedi nasıl olur dedem kızar bize adam ya içerdeyse taş ona vuru da ölürse ne dediysem yok sinirlenip ilk taşı kendi atdı ve bir cam şangır şungur aşaya geldi bir bölümü pert zorla bana da atdırdı ama malesef sapanla atdığım taş ayaklarımn dibine düşmedi o kadar ama cok yakın dı bana eve deyil :D