1. Bölüm"Mutluluğun Kırıntıları"

39 10 0
                                    

. . .Mutluluk. . .

Kimilerine ne de uzak kelime.
Kimilerinin ise en yakın düşünce.
Varsa huzursun, yoksa umutsun...

Mutluluk, bir zamanlar insanların elde edebileceğini sandığı bir kavramdır. Elbette mutlu olan insanlar vardır. Ancak onlar da dışarıya sahte tebessümler yayarlar.
Kırıntılar küçük küçük parçacıklardır. Umudunu yitirmek üzere olan bir ruhta kalan parçalardır. Sanmayın ki mutsuz olduğunuzda bir tarafınız da mutlu  olmayacak. Öyle bir an gelir ki sanki hayatımızın sonu, dünya yok olup kendimizi ölümün bizim kapımıza geldiğini hissederiz. Tam o anda içimizdeki mutluluğun kırıntıları  bizim yaşam kaynağımız olur. Derler ya
"Mutluluk paylaşıldıkça çoğalır, dertler paylaşıldıkça azalır."
Bence çok güzel bir söz. İnsanoğlu çok küçük şeylerle mutlu olabilen varlıklardır. Tabii kimilerine göre. Daha fazlasını isteyenler de vardır. Aynı şekilde çok küçük şeylerle de kırılabilen varlıklardır. Bunun için önümüzde çok kısa bir hayat vardır. Bize verilen bu hayatın değerini bilip bu kısacık ömrümüzde birbirimizi kırmadan küçücük bile olsa mutluluk kırıntılarını kaybetmeden yaşamalıyız. Mutluluğun alt dalları vardır. Mutlu olmak, mutluluğu öğrenmek, mutlu yaşamak vs. Aslında "mutluluk" tek kelimedir. Ama hayatımızda birçok anlamı vardır. Mutluluk gökyüzü kadardır. Biri sizin mutluluğunuzu kıskanıyorsa bilin ki o kişi mutsuzdur. Sakın ona istediğini vermeyin. Sizi mutsuz yapmak için elinden geleni yapacaktır. Sinir edip sizin mutluluğunuzun bir nebze de olsa azaltmaya çalışıp kendini mutlu edecektir. Yani ruhunuzu alıp başka diyarlara götürmek isteyecektir. Mutluluğu küçücük bir çikolata ile yakalayabilir, aynı şekilde kocaman bir hediyeyle bi mutlu olabilirler. İki insanın bir zaman sonra birbirine kavuşması bile bir kırıntılardır ruhun.

Ağlarız. . .
Kimi zaman mutluluktan , kimi zaman üzüntüden, kimi zaman ise sinirden ağlarız. Belki sebepsiz yere hıçkıra hıçkıra defalarca ağlamışızdır.
Keşke yalnızca mutlu olduğumuzda  ağlasaydık.
En azından küçücük bir kırıntı bile bizi mutlu eder değil mi? Bazen seni ağlatan şey mutluluk değil, kendini bir şizofren gibi hissetmene neden olan sinirler ve üzüntülerdir.

Hiç bitmeyecek sandığın bir mutluluk bile elbet gün gelir biter. İşte o mutlu olduğun günlerde dostların olur, mutluluğun bittiği o gün ise dostların bir anda "puff'' yok olurlar.
Hayat size bir fırsat vermiştir. Ama siz o fırsatı elinizin tersiyle itmeyin.

Kalbimizi iyleştirebilmek için bazen müzik dinlemelidir insan. Ne de olsa "Müzik ruhun gıdasıdır" Öyle değil mi?
Müzik bir nebze de olsa bizi sıkıntımızdan , derdimizden uzaklaştırır. Mutlu olmamızı sağlar. Zaman zaman da unutmak istediğimiz biri varsa onu çağrıştır, hatırlatır ruhumuzun derinliklerinde.

"Huzur ve rahat" ikiside bizi bulan en nadide kelimeler. Mutlu olmayı, huzuru, rahatlığı kim istemez ki ?
Hayatının, ruhunun derinliğini ve en basitinden çevresindeki mutluluk kırıntılarıyla mutlu olmayı kim istemez ki ?
Mutluluğu harflere, sayfalara dökebilir miyiz? Peki etrafa saçabilir miyiz ? Bunlar size kalmış.
Yaşamaya değer ne varsa yaşamalısınız.
Mutlu olabileceğinizi düşündüğünüz ne varsa yaşamalı, hayatın tadını çıkartmalısınız. Benden size tavsiye...

Ruhun KaranlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin