Dediğimde bana "Bu sefer senin dediğin olsun vahşi prenses." Vahşi prenses mi hey bu ne saçmalıyor. "Sen ne saçmalıyorsun salak vahşi prensesmiş aptal. Neyse şimdi defolup gidin o zaman yoksa dediğimi yaparım. " dedim. Bunu ben mi demiştim vay be ne konuştum be. Bu düşüncelerden yerde yüzü gözü kan içinde kalmış çocuğun inlemesiyle sıyrıldım. Hemen yanına gittim ve "Iyi misin hadi gel hastaneye gidiyoruz." dedim. O da "Hastaneye gerek yok. Eğer işiniz yoksa arabada ilk yardım çantası var. Onlarla bana pansuman yapar mısınız. İtiraz istemiyorum lütfennn. " dedi. Lütfeni baya bi uzatınca kıyamadım "Tamam araban nerde?" "Şurda tam önümüzdeki." "Oha o senin araban mı. Yuh ben o arabayı öğretmenlerden birinin sanmıştım." Ay resmen öküzleştim. Bana o kadar tuhaf bakıyor ki. Hemen bu durumdan kurtulup "Arabanın anahtarı nerde. Bide öyle bakma lütfen. Kendimi canavar ve tipsiz gibi hissediyorum." "Anahtar cebimde ve sen çok güzelsin merak etme." Kesin yüzüm kızardı. Bunu belli etmemek için hemen cebinden anahtarı aldım ve hemen o muhteşem arabaya gidip bagajdan ilk yardım çantasını aldım ve hemen pansumana başladım biraz canını yakmış olmalıyım ki gözlerini sıkıca kapattı. "Özür dilerim." dedim. "Önemli değil. Senden bir şey isteyebilir miyim?" "Tabiki ne istersen." "Benim en iyi arkadaşım olur musun ?" Bu sorunun üstüne afallamıştım. Kendimi toparlayıp "Bu günden sonra yanında her zaman olucak bir arkadaş edindin kankacım. " dedim ve güldük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE ARKADAŞIM
RomanceSadece okuldan eve evden okula giden bir kızın liseye başlamasıyla her gününün değişmesi bir oluyor. Okulun ilk günü macera başlıyor