Bayan Oswald, Soph'u aldıktan sonra, Soph annesine yanlız kalmak istediğini söylemiş ve yolu yürümeye karar vermişti. Yürürken yolda aceleyle koşuşturan Jeremy'e raslamıştı. Bu saatte dışarıda ne yaptığını sormuş ama kaçamak cevaplar almıştı. Konuyu değiştirmeye karar verince ikisi de kendini daha rahat hissediyormuş gibi bir izlenim yaratmışlardı. Böylece Soph, Randy'le olanları konuşmaya başladılar.
Soph, konuşmanın sonunda Randy hakkında yeterince bilgi edinmişti. Araba parası biriktirmek için Joshua'nın yerinde çalışıyordu. Bunun dışında neredeyse hiçbir zaman ortalarda görünmüyordu. Alec adında çok yakın bir arkadaşı vardı. İçine kapanık bir çocuktu. Jeremy'e göre, tuhaf bir tipti, çünkü hem babası zengindi hem de para biriktiriyordu. "Bunu hiçbir zaman anlayamamışımdır. Benim babam da bana her hafta 500 dolarlık çekler gönderse bırak okuldan sonra çalışmayı, okula bile gitmem."
Ama onun aksine Soph, bunu çok hoş bulmuştu. Ona göre bu gayet düşünceli bir davranıştı. Sorumluluk sahibi olduğunu gösteriyordu. Konuşmanın gidişatı Jeremy'nin istediği gibi gitmemeye başlayınca işi dalgaya vurmaya karar verdi. "Sakın bana ondan hoşlandığını falan söyleme Soph!" Önce iyi bir fikirdi ama daha sonra Soph'un verdiği tepkiyi de göz önüne alınca o kadarda mükemmel gelmiyordu göze.
"PARDONDA, SANANE" diye çemkirmişti Jeremy'e. "Hop hop hop. Sakin ol şampiyon. Bu kadar tepki vereceğini bilsem emin ol daha ciddi olurdum." Ağzından hafif bir kıkırdama kaçırarak devam etti "Cidden böyle mi hissediyorsun?"
"Şey, sanırım.. ben bilmiyorum."
"Soph? Bana anlatmadığın bir şey var."
Bir süre sessizlik oldu.
"Aslında bu öğleden sonra aramızda bir şey oldu gibi ama Logan aramıza girdi ve Randy sanki kaçarak uzaklaştı. Bilmiyorum. Daha önce böyle hissetmemiştim." dedi biraz çekinerek ve utanarak sonunda. Ama bunu şu anda konuşmak istemiyordu ve o yüzden hemen konuyu başka yöne çekti. "Neden gelmedin bu arada?" "Sana söyledm ya işim vardı." Soph kahkahasını tutamayarak bu cevabı tekrar başka bir soruyla yanıtladı. "Hayır, cidden ne yapıyordun?" Tanrım bu çocuk yalan söylemek konusunda en ufak bir şey bilmiyor. diye düşündü ve cevap bekledi.
"Senden nefret ediyorum" demekle yetindi Jeremy. Bu onun dilinde "Beni benden iyi tanıdığın için sağol" deme şekliydi. "Biliyorsunki, iki hafta sonra Luna'nın doğum günü. Bende ona özel bir şeyler yapmaya karar verdim. Bilirsin, hediye için." "Demek sadece hediye, ha?" Soph güldü. "Evet, nedenki?" "Yok bir şey sadece ikimizde ona umutsuzca aşık olduğunu biliyoruz." Jeremy olayı şakaya vurmayı düşündü ama Soph her zamanki gibi yine haklıydı. "Ne?! Hiçde değil.. hem ... ben.... Çok mu belli oluyor?" "Aww şuna bak kızardın! İnanmıyorum, neden ona bunu söylemiyorsun? Ona çıkma teklif et gerizekalı!" Çok mu oldu? "Soph yavaş gel."
Bu konu üzerinde yaklaşık 5 dakika daha konuştuktan sonra, geldikleri yönden cam kırığı sesleri geldi. Normalde olsa, bunu çok kafaya takmazlardı çünkü ses çok uzaktan gelmişti ama sesin geldiği yerden bir de bebeyaz parlak bir görüntü görünce, paniklemekde haklıydılar.
Soph "Aman tanrım!" diye çığlığı basmasa muhtemelen o parlak beyaz görüntünün ne olduğunu öğrenmelerine gerek kalmadan uzaklaşabileceklerdi ama şimdi o şey her neyse dikkatini çekmişlerdi. "Lütfen bana bunun Luna olduğunu söyleme." dedi Jeremy'e kendilerine doğru koşan bembeyaz kürklü, buz mavisi gözlü ve yaklaşık 2,5 metre boyundaki kurta benzeyen hayvana bakarak. "Ha şu mu?" dedi Jeremy sakince "m"uhtemelen söylemeliydim, o bir delta." "BİR NE?" "Pekala, benim iki katım iri yarı bir kurt, bunu şu an mı açıklamamı istiyorsun?!" Soph hak vermek için başını sallamak için panik halden çıkti ama Jeremy şimdi yardımcı olmak dışında her şey yapıyordu. "Ne duruyorsun KAÇ!"
Koşmaya başladılar. Soph neden veya nasıl anlamamıştı ama hayatlarının tehlikede olması ve kurtulmak için kaçmak, Jeremy'e anlamsız bir haz veriyor gibiydi. "Jeremy kahkaha atmayı bırak da neden kaçtığımız söyle. Bu Luna bize zarar vermez. Değil mi?"
"Haklısın zaten sokağın sonuna varana kadar bizi yakılayacaktır kaçmaya gerek yok. Ve bir an için bile bize zarar vermeyeceğini düşünme bile. Yeni dönüşüm geçirdi. Onun çiğneme oyuncağı olmaya hiç niyetim yok. Kontrolü ele alması biraz zaman alacaktır. Üstelik kendisi ve ailesi hakkında hiçbir şey bilmezken." "Sağol ya çok rahatladım." Durdular.
"Oh be sonunda eğlenceden anlayan biri." dedi Jeremy bu kovalamacanın üzerine. "Eğlence mi?! Hasta mısın sen!" Soph nefes nefeseydi ama Jeremy daha yeni ısınıyormuş gibi görünüyordu. "İzle şimdi" deyip koşmaya başladı Jeremy. Hiçbir açıklamada bulunmaya gerek duymadan Sophie'yi eride bırakmıştı. "Nereye gidiyorsun! Çabuk buraya dön." Bağırması boşunaydı. Türü gereği, o da çok hızlı koşuyordu. Şimdi Soph sokağın ortasında yapayanlız kalmıştı. Tabi birazdan onu köpek mamasına çevirecek olan Luna'yı saymassak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Aylı Geceler
Hombres LoboAdım Luna, Luna Flaw. 16 yaşıma basmak üzereyim. 1 abim 1 babam var. 2 tanede çok iyi arkadaş. Annem birkaç sene önce kayboldu. Çabuk atlattım. FL, Miami'de yaşıyorum. En büyük zaafım kitaplar. Ayışığı hayatımdaki en huzur verici şey. Veee ... bir d...