Öldür Beni Pakizeee

547 34 11
                                    

Multi: Savaş😍😍😍
"Yakışıklı olmak suçsa, öldür beni Pakizeee...
-Savaş."

👊👊👊👊👊👊👊👊👊👊👊👊👊👊
Aynadan kendime baktım. Cidden çok değişik olmuştum. Dışarda beni birisi böyle görse taniyamazdı. Üstümdeki yapışık siyah elbisenin altına pudra renk topuklu ayakkabı giymiştim. Yüzümde hafif tonlarda makyaj vardı. Gözlerim zaten siyaha yakın kahve tonlarında olduğu için pek bir şey yapmamıştım. Defne yüzüme yaklaşıp
"Maşallah. Vallaha bi şaheser yarattım lan. Senden böyle bir şey çıkacağını beklememiştim. Neyse hadi siktirol git çabuk dön."
Gözlerimi devirip
"Lan mal. Kocanı işe mi yolluyon? Altı üstü yemek yiyip gelecem. Neyse hadi ben gidiyorum içeri gir hanım"

Dedim ve yürümeye başladım. O arkamdan bana anabacı söverken diğer kızlar ve ben gülüyorduk. Hüsnüme (arabama) atladım ve sürmeye başladım. Yemek yiceğimiz yere gelince arabadan indim ve mekana doğru yürüdüm. Çok gösterişli bir yerdi. Ben böyle yerleri hiç sevmezdim. Esnaf yerleri daha sevimli ve sıcak gelirdi bana. İçeri girdiğimde babamı ve onun yaşlarında bir adamı gördüm. İki tane de çocuk mu adam mı bilemediğim kişi vardı. Heralde bu adamın oğluydu. Fakat yüzlerini göremiyordum. Merakla masaya yaklaştım ve "merhaba" dedim. O iki kişi de bana dönünce onlar gibi bende şok yaşadım.
🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫🍫
Şu anda masada Oturuyoruz. Babamla arkadaşı boktan iş muhabbetlerini ederken biz şaşkınca birbirimize bakıyorduk. Savaş boğazını temizleyip
"Naber Hazal"
Savaşın konuşması üzerine masada sessizlik oldu. Ben de hemen gülümseyerek
"İyidir Savaş. Senden naber?"
Sırıttı ve
"İyidir"
Ben ve Savaş birbirimize  bakarken O sırada Barış boğazını temizledi dikkat çekmek istercesine. İkimizde hemen ona döndük. Barış, babama bir dosya uzattı ve

"Bu dosyada şirketlerimizin birleşmesi için hazırladığımız maddeler var. Sizin içinde uygunsa, yarın holdingde toplantı ayarlıyacağım ve şirketlerimiz hakkındaki görüşleri konuşacağız. Çizim işi Savaş ve Bende. İsterseniz Hazal da bizim ekibimize dahil olsun. Benim düşüncem, Hazalın şirketimiz için modellik yapması yönünde"

Savaş anında kaşlarını çatarak

"Benim düşüncem de bizimle birlikte
çizim yapması yönünde"

Babaları hemen boğazını temizleyip

"Hazal içinde uygunsa. Model olabilir tabiki"
Ben hemen savaşa baktım. Sinirle babasına bakıyordu. Gözlerinde bir an kırgınlık gördüm gibi oldu ama sonra bunun yerini öfke aldı. Ben de hemen

"Iıı. Ben bir düşüneyim efendim "
Adam sıcakkanlı bir şekilde gülüp

"Gerçekten çok kibar bir kızın varmış Mustafa. Hazal, evladım, bana efendim deme. Amca diyebilirsin."

O an içime öküz oturdu. Neydi bu samimiyet yahu? Aman her ne boksa. Derdik amca olurdu biterdi.
"Peki Cemal Amca."
Güldü ve peki dercesine başını salladı. Lan o değilde yemek ne zaman gelecek lan. Biz buraya yemek yemeye gelmedik mi amk! O sırada sevimli mi sevimli bir garson yanımıza gelip bana baktı ve gözleri parladı. Noluyo amk? Sonra gamzelerini göstere göstere

"Ne istersiniz?"

Sanki gamzelerini göstermeye çalışır gibi sırıtıyordu. O sırada Savaş ve Barış aynı anda

"ŞARAP!"

Şaşkınca onlara döndüm. Çatık kaşlarla tatlış garsona bakıyorlardı. Benim onlara baktığımı anlayınca bakışları bana döndü ve çatık kaşları gevşeyerek gülümsediler ve aynı anda

"Biftek ve kırmızı şarap"
"Biftek ve beyaz şarap"

Al işte. Bana döndüler ve Savaş
"Sen beyaz mı içersin? Yoksa kırmızı mı?"

Diye sorunca yine ikilemde kaldım. En sonunda zorlukla yutkunarak

"Biftek ve SU."

Dedim tatlış bir şekilde. Garsona dönüp en tatlı şeklimde sırıttım. Gözleri parlıyordu. Seni piç. Sen buraya gelen her güzel kıza böle yapıyosundur kesin. Döl israfı seni. O değilde Allah seni boş zamanında mi yarattı lan? Ne kadar yakışıklısın!

"Allam sevimliliğe bak"

O anda garsonun gülümsemesi sırıtmaya döndü. Ve iki ses aynı anda

"Sevimli mi?!"

Lonet ossun böle hayat lonet ossun böyle yaşam!

"Hıı. Ben şu tablodaki çizimde kedi Varya. Ona dedim."
İkisi de inanmamış bakış attılar. Zorla gülümseyerek önüme döndüm. Bu sırada tatlış garsonumuz da gitmişti. Ben de masum bir şekilde savaşa bakıyordum. Çünkü Barış sakin gözüküyordu. Ama Savaş öyle değildi. Dilini ısırıp küpesiyle oynuyordu. Şu an çok seksi gelmişti gözüme.
Tövbe tövbeee. Azdı kız Vallaha azdı.
Napak iç ses yakışıklıdamı kesmeyek?! Aman neyse ne. Ona en tatlış gülümsemesi gönderdim. Sonra ayağa kalkıp

"Ben bir lavaboya gideyim"
Dedim ve lavaboya doğru yürüdüm. İçeri girip kapıyı kapattım. Ellerimi çeşmeye doğru uzattım ve yüzümü yıkamaya başladım. Kafamı kaldırdığımda arkamda Savaşı görünce yerimden sıçradım.

"Hiiiiğğğ!"
"Sakin ol güzelim"

Dedi ve bana yaklaştı. Ellerini beline sarıp kendini bana yaklaştırdı ve çenesini omzunun üstüne koydu. Şaşkınca aynadan gözlerine baktım ve

"N-napıyon lan!"

Güldü ve kulağıma doğru yaklaştı ve

"Napıyomuşum?"
Dedi ve kulağımın arkasına öpücük kondurdu. O öpücükle içim titremişti. Sonra kafasını boynuma gömdü ve kolumu içine çekmeye başladı. Sabretmeye çalıştım ve

"Savaş yürü git lan!"
Boynumu öpünce sinirle onu iktirdim. Milim kıpırdamadı. Öpücüklerine devam ediyordu.

"Seni pis yakışıklı orangutan bırak belimi!"
"Yakışıklı olmak suçsa öldür beni pakizee"
Dedi ve boynumu tekrar öptü. Sabır.
O sırada lavabonun kapısı açıldı. Ve içeri giren Barış, bizi öyle görünce öfkeyke parlayan gözlerini Savaşa çevirdi.
Şansımın ebesi cenabet!

İveeeet! Bir bölüm daha bitti. Bir sonraki bölümde çok ekşın olcak. Görüşürüz yavrularımmmm💓💓💓

Savaş Mı Barış Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin