Yekta'nın alarmı dakikalardır çalıyordu fakat Yekta bir türlü yataktan kalkmak istemiyordu.Uyumak dünyanın en güzel hareketiydi onun için ve o bugün saatlerce uyumak istiyordu.Aslında itiraf etmeliydi o da gitmek istemiyordu.Eli telefona uzandı ve Serkan Beye bir mesaj yolladı.
"Serkan bey bugün hastaneye gelemeyeceğim.Kendimi çok iyi hissetmiyorum."
Serkan bey;"Geçmiş olsun Yekta bey.İyi dinlenmeler."
İşte bu kadar kolaydı Yekta için her şey bir telefon kadar uzaklıktaydı.Ne de olsa hastane babasının hastanesiydi.Babasını kırmak istememiş ve doktorluk kariyerini babasının hastanesinde devam ettirme kararı almıştı.Yekta evet uyumak istiyordu fakat kalkıp güzel bir kahvaltı yapma fikri daha cazip gelmişti.Belki farklı planlar yapıp dışarı çıkabilirdi bugün.En iyisi bunları yapmak için yataktan kalkmasıydı.Elini yüzü yıkadıktan sonra mutfağa geçti.Kendisine güzel bir omlet, taze sıkılmış portakal suyu ve en sevdiği incir reçellerinden oluşan muhteşem bir sofra hazırlamıştı.Güzelce kahvaltısını yaptı.O sırada telefonundan hesaplarına, haberlere göz atıyordu.Sanki dünü hiç yaşamamış gibi davranıyordu.Dışarı şöyle bir baktı ve havanın çok da soğuk olmadığını düşündü.Kahvaltıdan sonra bir şeyler yapabilirdi.Önce kahvaltısını tamamladı ve ardından duşa girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZIN SİYAHINDA
Teen FictionGrilerde kaybolmuş bir hayatın içinden.. Beyoğlu sokaklarında beyazlığı arayan siyahın hikayesi.. Bir o kadar masum bir o kadar kirli..?