You are the first and last thing on my mind every day.
🧜♀️🧜♀️
(1 hafta sonra.)
Hala daha üzerinden dumanları tüten kahvemden birkaç yudum aldım ve belimi arkaya doğru atıp esnedim. Tanrım! Kanepemde uyuya kaldığım için belim tutulmuştu ve ben bu durumu en az haftada iki kez yaşamaktan bıkmıştım. Tabii, bunu durdurmak da benim elimdeydi. Uykum geldiği halde kanepede kalıp metin okumaya devam ediyordum.
Kendi kendime gözlerimi devirdim ve kahvemden birkaç yudum daha aldım. Ayak üstü kahvaltı yapmayı alışkanlık haline getirmek istemesem de bunu birkaç haftadır yapıyordum. Ah, şöyle bir düşününce günlük hayatımda değiştirmem gereken baya bir şey olduğunu şimdi fark ediyordum... Düşüncelerimin arasında gidip gelirken telefonum titredi. Eşofmanımın cebinden zoraki bir şekilde de olsa telefonumu çıkarttım ve gelen mesajı açtım. Kimden geldiğini görünce yüzümde kocaman bir sırıtma oluştu.
Kimden; Harry
Günaydın, güzellik.xHafifçe kıkırdadım ve bir süre ne yazacağımı düşündüm. Belimin ağrısını unutacak kadar gülümsediğime inanamıyordum. Gerçi, birkaç haftadır Harry'nin üzerimdeki etkisi tam olarak buydu işte. Olumsuz olan her şeyi unutturacak kadar beni gülümsetip, mutlu edebiliyordu.
Ellerimi bir süre daha tuşlarda gezdirdim ve en sonunda cevap yazdım.
Giden; Harry
Günaydın, kıvırcık.xKendi yazdığım mesaj beni güldürürken cevap yazıp yazmayacağını merak ettim. Kıvırcık saçlarını oldukça sevimli ve çekici buluyordum tabi ki. Sadece onunla saçları hakkında şakalaşmak hoşuma gidiyordu. İç çektim ve telefon ekranına hala bakmayı sürdürürken saati gördüm. Tanrım! Geç kalıyordum! Telefonumu hızla masanın üzerine bırakıp odama koştum.
Hızla dolabımı açıp karmakarışık olan kıyafetlerimin arasından birkaç parça bulup çıkardım. Hava bu aralar kapalıydı yani kalın bir şeyler giyebilirdim. Hızla eşofman takımımı üzerimden çıkarıp siyah pantolonumu ve gri boğazlı kazağımı üzerime geçirdim. Çekmecemin içindeki takı kutumdan hızla bir kolye çıkardım ve kazağımın üzerine taktım. Saçlarımı her zaman olduğu gibi bir şey yapmadan kendi haline bırakacaktım. Derin bir mefes aldım ve dolabımın en arka kısmından toz pembe paltomu çıkarıp üzerime geçirdim.
Aynaya doğru yürüdüm ve hızlıca üzerime göz gezdirdim. Bu kadar dakikada beklediğimden daha iyi olmuştum en azından.
Odamdan hemen çıkıp mutfağa girdim. Çoktan ılımış olduğunu düşündüğüm kahvemi lavabonun içine döküp masadaki telefonumu aldım. Bir cevapsız aramayı ve mesajı görünce kaşlarım havalandı. Arama da mesaj da Harry'den gelmişti. Mesajını açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only Angel // h.s
FanfictionGözlerim senin gözlerine kenetlendiği an bir şey olduğunu biliyordum. Bir şey vardı biz, 'biz' olacaktık. 🧚♀️1-Harry