1.Bölüm

973 26 15
                                    



"Bana kalırsa; her zaman olduğu gibi, çok ileri gittin. Bu sefer kesin kovulmuşsundur."

"Duymadın galiba, tekrarlayım o halde... Bana ucube dedi. Ne yapsaydım, teşekkür mü etseydim? Çok haklısınız efendim, müsaade edin hesabı ben ödeyim mi deseydim? Herif, içeri girdiği andan itibaren, sürekli sorun çıkardı ve bana ucube dedi."

"Dostum... Adamın burnunu kırdın. Şu an, muhtemelen polis seni arıyordur."

"Umurumda bile değil anlıyor musun? Ben o pisliğe hak ettiği cevabı verdim ve bundan da zerre pişmanlık duymuyorum."

"İyi, polise de böyle söylersin."

"Gerekirse söylerim..."

Selam dostlar... Sanırım hızlı bir giriş oldu. Kavga anına döneceğimi sanıyorsanız, yanıldınız. Zira Kerim haklı. Müşteri tam bir pislikti ve o yumruğu hak etmişti. O yüzden ben şu an size kahramanlarımı tanıtmak istiyorum.

Kerim... 27 yaşında, hani şu namı değer "ucube" denilen kişi. Kendisi, bir çatışma sonrası tam olarak 4 ameliyat geçirip, 3 ay yoğun bakımda kaldıktan sonra, hayata dönmeyi başarabilen bir gazi... Çatışma esnasında, kulağının birinin işitme duyusunu yitirdi. Bu sebeple de, gerzek müşterinin, onu yanına çağırmasını zamanında fark edemedi. Ha bide, ayağının biri aksak olduğu için; beyefendi zat, bu kahramana malum yakıştırmayı reva gördü. Yanındaki ise, onun en iyi dostu Murat. Askerlik arkadaşı. Aynı çatışmada dostuyla, kurşun yağmuru altında, vücuduna tam 7 kurşun isabet eden başka bir kahraman o. Şehit Onbaşı Murat Dal. Yanlış duymadınız. Onlar ölümün bile ayıramadığı iki vatan kahramanı.

Tatsız olay, Foça'da gerçekleşir. İzmir'de, telsizden gelen haber doğrultusunda, Foça askeri birliğine teröristlerce bir saldırı gerçekleştirildiğini öğrenen karakol komutanı, aldıkları ihbar neticesinde, birliği toplar ve harekete geçer. Bölgeye intikal ettiklerinde, şehitlerin ve çok sayıda yaralının olduğunu, saldırıda bulunan teröristlerle çatışmaya girildiğini, 5 tanesinin etkisiz hale getirildiğini, fakat 7 tane kaçak bulunduğunu öğrenirler. Suat komutan ve birliği daha evvelde burada çok defa eğitim yaptıklarından bölgeye hâkimdir. Bu açıdan, kaçakların saklanabilecekleri yerler hususunda, en az bölgeden sorumlu komutan kadar, olaya vakıftır. Gerekli hususlar konuşulduktan sonra, birliğini alarak yola koyulur.

Oldukça tecrübeli olan komutan, karşı karşıya kalacakları çatışmada kayıplar verebileceklerini az çok kestirebilmiş, elinden gelen tüm önlemleri alarak, herkesi dikkatli olmaları yönünde ikaz etmiştir. Zira bugün başka bir şehit haberi daha duymak, hiçbirinin arzu etmediği bir durumdur. Vakit kaybetmeden harekete geçerler. Murat, birliğin en iyi nişan alan askerlerinden biri olduğu için, komutanın göz bebeği olmuş, ayrıca her zamanki saygısı ve içtenliğiyle kendisini oldukça sevdirmiştir. Bu anlamda her olayda Murat, önemli kilit isimlerden biri olarak yerini almaktadır.

Foça'da o gece, sanki az sonra yaşanacak olayların vahametinden haberdarmışçasına, puslumu puslu bir hava hâkim. Aylardan Ocak... Ocağın üçü. Birlik henüz üç gün önce, kendi aralarında, kâh gurbet türküleri söyleyerek ağladı, kâh zamanlarının gözde şarkılarıyla gençliklerinin coşkusunu yaşadı. Zaman zaman didişmeyle karışık, sıcacık bir ortamda eğlendiler. Anlayacağınız, anlayacağınız öyle işte... Ülkede yaşanan, etraflarında olup biten tüm olumsuzluklara rağmen, onlar; kol kola, kardeşçe anı, yeni yılı koca bir gülümsemeyle karşıladılar. Bu gece öyle değildi. Sanki hepsi, bir şeylerin ters gittiğini hissediyordu, ölüm sessizliği atıyordu kalplerinde... Böyle zamanlarda, daha fazla cesaret gelir bir komutana, etrafındaki tüm canlar, ayağının altındaki toprak onunla birlikte nefes alıp verir. Tıpkı bir orkestra şefi gibi, vücudunun her hareketi,onların bir parçası haline gelir. Buda o anlardan biriydi işte. Birlik, Suat komutanın emriyle birlikte, boş bir arazinin ortasında bulunan hizbe eve yaklaşmaya başladı ve ne olduysa bir saatin içinde gerçekleşti. Silah sesleri gecenin sessizliğine meydan okuyordu. Tüm bu seslerin arasında, Murat'ın acı içindeki sesini işitti birden Kerim. Bulunduğu yerden, arkadaşının sesinin geldiği yere doğru koşmaya başladı. Murat'ın durumu hiç iyi değildi. Gece karanlığında tam olarak anlaşılmasa bile, dostunun üniformasının üzerindeki kanı elleriyle rahatlıkla hissedebiliyordu.Tüm bu seslerin arasında, Murat'ın acı içindeki sesini işitti birden Kerim. Bulunduğu yerden, arkadaşının sesinin geldiği yere doğru koşmaya başladı. Murat'ın durumu hiç iyi değildi. Gece karanlığında tam olarak anlaşılmasa bile, dostunun üniformasının üzerindeki kanı elleriyle rahatlıkla hissedebiliyordu.Tüm bu seslerin arasında, Murat'ın acı içindeki sesini işitti birden Kerim. Bulunduğu yerden, arkadaşının sesinin geldiği yere doğru koşmaya başladı. Murat'ın durumu hiç iyi değildi. Gece karanlığında tam olarak anlaşılmasa bile, dostunun üniformasının üzerindeki kanı elleriyle rahatlıkla hissedebiliyordu.

Can DostumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin