Ben helin. 17 yaşındayım orta boylarda kumral zayıf çevrenizde her gün onlarca belki de daha fazla gördüklerinizden bi farkım yok. Sıradanım işte belkide olması gerekenden daha fazla. Gördüğünüz 17 yaşındaki insanlara göre biraz olgunum sanki ama biraz, sadece 45 gibi falan hissediyorum.Derler ya ruhumuz yaşlı öyleyim bende en az bana katılanlar gibi...
Her zaman hayat felsefem başıma kötü bir şey geldiğinde mücadele edebileceğimi benden daha zor durumda olanların olduğunu düşünmektir. Güçlü bi kızım çevremdekilerin deyimiyle ya da öyle olmaya zorlanıyor olabilirim. "Sen güçlü bir kızsın helin, sen her şeyin üstesinden gelebilirsin, sen bence bu kadar küçük bir şeyi sorun etmezsin çünkü sen güçlüsün." Peki ya sandığınız gibi değilsem? Ya öyle gözükmek zorunda bırakıyorsanız beni? Ya da sizi üzmemek sizi yormamak içinse hepsi...
Aşka inanmazdım, aşkı sevmezdim, birini deli gibi sevip sevilmemekten korkardım hep anlıyacağınız kaçmak benim için en uygun olandı. Düşünebileceğim en son şeylerden biriydi. Etrafımdaki çocukça ilişkilere bakıp bunlar gibi salak olmaktansa yalnızlık hep daha iyidir derdim belkide savunma şeklimdi bilemiyorum...
Sabah çalan alarmla 7.30 da uyanmaya çalıştım dediğim gibi çalıştım ama başaramadım. Beni uyandıran yüzümü yakan pencereden gelen güneşin sıcaklığıydı. Gözlerimi açar açmaz saate baktım ve ilk derse 15 dakika kaldığını gördüm benim için çokta kısa bi süre sayılmazdı. Hızlı hızlı okul formalarını giyip saçımı alel acele bir topuz yaptım 5 dakikam geçmişti bile. Hemen banyoya gidip dişlerimi fırçalayıp çıktım evden.
Şanslıydım hayatımda sayılı olan şanslardan biri de okulumun eve yakın olmasıydı. Pardon şans demiştim demi? Tam okula girecekken ayağımın kaymasını ve sonrada su birikintisine düşmesini saymazsak.
Hoca girmeden 3 dakika önce derse gelmiştim bile ilk ders matematikti. Bu demek oluyor ki kalan uykuma derste devam edebilirim beni mutlu eden şeylerden biri de bu.
Neyseki zil çaldı ve çisenin yüzünü kapıda gördüm. O hep neşeli hep anlatıcak şeyleri olan insanlardan. Esmer orta kiloda gözleri çekici olan sevilen başarılı biri benim en iyi arkadaşım hatta gerçek anlamda tek olan.Koşarak yanıma geldi üzerime altlarcasına sarıldı.
- az oldu Çise bir daha koş gel baştan alalım ki kemiklerimin hepsi kırılsın kırılmayanların hatrı kalır.
- Hahaha ne kadar komiksin yine eee nasılsın bakalım
- Çise sana bir şey söyliycem ve inanamayacaksın
- Tahmin etme şansım var mı?
- Senin için zor olucak ama
- Açıktın!!!
- Bak sen, bunu her seferinde nasıl biliyorsun şaşırıyorum özel güçlerin varsa bi zahmet şu hayatıma dokunuver be kanka.
- Doğru söylemek gerekirse benim için zor oldu demek isterdim ama senin ya uykun oluyor ya da acıkıyorsun neyse kalk zil çalmadan bişeyler yiyelim.Dediğim gibi çise en yakınımdır. Her bişeyi birlikte yaparız vardır herkesim böyle dostları.
Bugün pazartesi ve ben pazartesileri hiç sevemem daha doğrusu pazartesileri seven hiçkimse yoktur yani olmamalı. Okul sıradan okul günlerinden farksızdı eğer liseliyseniz veya liseyi bitirmiş olanlardansanız bilirsiniz nasıl beter bir yer olduğunu. Dersler, kurslar, tenefüsler,ufak tefek atışmalar böylece geçip gitti tüm gün. Ve en sıkıldığımız bölüme geldik çıkış saatiydi ve 8 ders gördüğümüz yetmez gibi kütüphaneye gidip ders çalışacaktık. Talimat büyük yerdendi. Her pazartesi çiseyle kütüphaneye ders çalışmaya giderdik. Benim son dersim bedendi dışardaydım çıkış zili çalınca kapıda Çiseyi beklemeye başladım. Okuldaki herkes çıktı ama çise yok sanırım biraz daha beni bekletseydi kavga bile edebilirdik. Hele şükür çise hanım kapıda göründü ve yavaş yavaş yanıma geliyordu.
- nerde kaldın kızım ya bak ağaç oldum seni beklerken kök saldım malesef köklerimden ayrılmam zor olucak gidemeyiz kütüphaneye.
- Yemezler canım yemezler. Burak bizi almaya gelicek onunla telefonda konuşuyorduk.
- Burak mı? Bundan benim neden haberim yok. Biliyorsun pek yıldızımız uyuşmadı onunla
- Biliyorum ama sende şunu biliyorsun
- Evet o senin sevgilin
- Aferin! Hadi düş bakalım önüme..
Burak çisenin sevgilisi olur. 19 yaşında esmer yapılı sempatik bi çocuk aslında ama biraz havalı denicek tiplerden havası bir tek çiseye sökmez. Ama daha önce Çiseyle ayrılıp barıştıkları için Çisenin onun için benim yanımda ağladığını gördükten sonra pek ısınamadım kendisine ama iyi çocuktur. Genelde her karşılaştığımızda konu benim yalnızlığımdan açılır ya da bana birini ayarlamaya çalışır. Bence hepsi çiseyle yalnız olup daha çok vakit geçirmek için beni başından savma yöntemleri.
Çiseyle okulun karşısına geçtik ve burakı beklemeye başladık.beklemek bana göre olan bişey değil her şey herkes hızlı olsun isterim her zaman. Neyse ki uzaktan araba gözüktü. Doğruyu söylemek gerekirse güzel arabaydı, havalı yanımıza yaklaştı ve kornaya bastı heh ne güzel dibindeyiz ve bizi görüp kornayı basıp dikkat çekmeyi başardın aferin beyinsiz demek geçti içimden ama çisenim bakışları engel oldu tabi.Çise öne ben arkaya bindim
- selam gençler nabersiniz?
Araba 160 la giderken kapıyı açıp kendimi rüzgara bırakmak istiyor gibiyim dedi iç sesim ama dışım sadece gülümsemekle kaldı.
Çise: iyidir canım niye geciktin?
Burak: ya kusura bakmayın. Yakın arkadaşım merti biliyorsun zaten onun 3 gün sonra doğum günü güzel bi kutlama yapmayı planlıyoruz onun hakkında konuşuyorduk arkadaşlarla dalmışım.
Çise: hımm kutlama demekk!
Burak: aşkım gençlerin olduğu eğlenceli bir parti işte.
Çise: ne güzel burak git eğlen ben bişey demiyorum güzel kızlar da olur böyle kısa etekler falan giyerler yüzlerine badana da yaparlar gözün gönlün açılır.
Burak: aşkım sende geliceksin sensiz gitmem biliyorsun benim gözüm senden başkasını görmez. Güzelim benim hatta kainat güzeli be
Çise: ya utandırmasana..
Az kalmıştı bu konuşmaya biraz daha tanık olmuş olsaydım kusabilirdim yo oşkom otondormosono gibi saçma bişeyle taklitini yaptım çiseye bakarak oda çaktırmadan bacağımı cimcikledi neyse ki gelmiştik çise sevgilisinin yanağına kocaman bir öpücük kondurduktan sonra hop beni aldatmana göz yumamam bari yanımda yapma gibi kıskançlık belirtileri gösterip çiseyi kütüphanenin girişine sürüklemeye başladım. Tam 10 saniye sonra çisenin telefonuna mesaj gelmişti ve mesaj buraktandı "seni şimdiden çok özledim eşek gözlüm" ve saçma sapan aşk emojileri çise mal mal telefona bakıp gülümserken ona alay eder gibi baktım benim bu bakışlarım çok kıymetlidir ve aramızdaki şifre gibi bişeydir nihayet kafasını kaldırıp bana baktı ve hunharca gülmeye başladık..
kütüphane her zamanki gibi sessizdi kütüphaneler her zaman öyledir bilirsiniz. Sürekli aynı yere otururuz. Pencerenin kenarına aynı yere oturmaya gidiyorduk ve benim oturduğum yerde bi çanta vardı. Bu sorun değildi oraya oturacaktım. Çünkü sıkılınca kafamı kaldırıp pencereden gözüken denize bakardım ve dalgaların birbirine çarptığı anki görüntü bana enerji verirdi belki de tamamen benim uydurmamdı.
- Gel başka yere oturalım baksana çanta var helin.
- Olabilir ama burası benim yerim.
- Burayı zimmetlediğini bilmiyordun milyoner helin hanım
- O başka bir yerde oturabilir her kimse anlayış gösterir bence yoksa kedi görüntüsünden çıkıp pençelerini çıkarmış bi aslanla uğraşmak zorunda kalabilir.
- Hahaha peki öyle olsun bakalım.
Sandalyede duran çantayı bi kenara koydum ve nihayet ders çalışmaya başladık. Kısa bir süre sonra kütüphanenin kapısı açıldı.
Aynı doğrultuda bende çisede kapıdan giren çirkin çocuğa bakakalmıştık. ( ona çirkin dediğim için ileride çarpılma oranım oldukça fazla) sarışındı uzundu yapılıydı omuzlarının güzelliğini giydiği hırka saklayamamıştı. Kulaklık takmış yürüyordu. Normalde kapıdan masalara geliş 30 saniye gibi bi zaman alırdı ama o çocuğun gelişi yarım saat gibiydi bi anda ağır çekime alınmış gibi geldi herşey. Böyle şeyler dizilerde filmlerde olur sadece diye biliyorum ama bu olan ne?
- helin, helin!! Cevap versene!
- Hı
- Sende görüyor musun?
- Neyi şu geleni mi?
- Tabi o kanka. Böyle yakışıklısının ne işi var kütüphanede neredeyse dönemin başından beri burdayız böylesini görmemiştir bu kütüphanede.
- Kendine gel senin sevgilin var ayrıca bu ne abartma normal insan işte ağzının suyunu sil bize doğru geliyor.
- İşte dediğim gibi bu soruyu önce çarpanlarına ayırman lazım
- Hı
- Diyorum ki çarpanlarına ayır.
Bi anda çisenin bu denli konuyu değiştirmesinden çocuğun yanımıza geldiğini anlamıştım. Tepemde dikilip bana baktığını hissediyordum. Ama bozuntuya vermeden test çözmeye devam etmeye çalışmaya çalıştım ne mümkün.
- bakar mısın?
- Bana mı dedin?
- Yerimde senin oturduğunu düşünürsek başka birine demem saçma olur demi?
- Yerin mi? Dur altını çizeyim senin yerin? Peki burası kütüphane ve halka açık bir yer isteyen istediği yere oturur bununda sen farkındasındır umarım
Biraz sesim yükselmişti. Bilmiş bilmiş konuşmalardan hiç haz etmem uzatmayacağını düşündüm. başka bir yere oturabilirdi sonuçta canım.
- Birileri daha önce çok bilmiş biri olduğunu söyledimi sana?
- Söyledi, geç kaldın şimdi git bence.
- He bu arada paragraf sorularında çarpanlara ayrımanı tavsiye etmem bayan bilmiş daha çok matematikte dene onu.
Neyseki uzaklaştı. Son dediğini anlamaya çalıştım bi süre ve çocuk başımızda dikilerken çisenin dediklerini kastediyordu. Benim önümde paragraf testi çisenin önünde tarih testi vardı. Çocuk resmen dalga geçti benimle.
- helin buna mı takılıyorsun bidaha görmeyeceksin bile onu.
- Bidaha görmemem önemli değil şuan. Resmen dalga geçti benimle.
- Ya bırak önemseme.
Çise cümlesini bitirdikten sonra o çocuğu ve kütüphane görevlisini gördük ve yine bize doğru geliyordu. Kadın nazik nazik orada oturmamam gerektiğini beyfendinin daha önce gelip oturduğunu çantasını yere koymamın güzel bişey olmadığı gibi şeyler söyleyip durdu. Benimse verdiğim tek tepki hıh beyfendiymiş! Diyip gülmek oldu. Bugün bu kadar saçmalık benim bünyeme fazlaydı. Eşyalarımı hızlı hızlı söylenerek topladım ve çise de peşimden geliyordu. Kapıdan çıkmadan dönüp al yerin senin olsun pabuçumun beyfendisi dedim ve alaycı baktım tam çıkacakken görüşücez küçük hanım dediğini duydum ve kapıdan hızla çıktım. Görüşücez mi? Bidaha onu göreceğimi sanmıyorum, yani nerde görücem ki hem niye görücekmişim canım...
- [ ]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz dalgalar
Novela JuvenilNormal insanlar sıradan olur. Ben sıradanın daha içinden geliyorum sanki. 17 yaşındaki bir kızın hayatta ne istemezse başına geldiğini düşünün. Aşık bile istemeden olduğunu. Bu hikaye herkesin bunu mu dert ediyor ergen diyeceği şeylerden farklı. Bu...