BK |2|

10 2 0
                                    

Burada hayatımı anlatmamın sebebi sadece içimi dökmem gerçekten rahatlıyorum. Bazen ağlıyorum o anlara döndükce ama olsun.

Diğer bölüm geç gelebilir ne zaman yazacağımdan emin değilim

Bölümü 3 kere yazdım ve cidden sinirlerim bozuldu. Her yazdığımda güncelleme oluyor ve 15000 kelime falan olan bölüm 700 oldu o yüzden geç geldi biraz

Yatakta homurdanarak gözlerimi araladım. Dün biraz fazla yürüdüğüm üstelik bir de ağladığım için eve gelir gelmez uyumuştum. Kapı açıldığında başımı çevirip kimin geldiğine baktım. Yüksel abla elinde kahvaltı tepsisiyle içeri girdi ve kapıyı kapatıp yere oturdu.

"Bende yapmadım kahvaltı. Elini yüzünü yıka da gel beraber yiyelim"

Yüksel abla ben kendimi bildim bileli yanımızda ev işleri  çalışıyordu. Ona temizlikçi demeyi tercih etmiyordum çünkü o benim ablam ve arkadaşım gibiydi. Üzüldüğümde her zaman yanımda olan kişi , dertlerimi anlattığım , evdekileri çekiştirdiğim hatta beraber çekiştirdiğimiz biriydi.

Yorganı üzerimden atıp yatakta oturur pozisyona geçtim ve gözlerimi ovuşturup bende yere oturdum. Genelde yüz yıkama gibi bir alışkanlığım olmadığı için kalktığım gibi kurulurdum sofraya.

"Dün ben gittikten sonra neler oldu?" ağzına peynir atarken yüzüme bakıyordu Yüksel abla .

Bu da bizim klasik sorumuzdu. Ben evde yokken biri beni çekiştirdiğinde gelir bana anlatırdı bende aynı şekilde o evde yokken biri onu çekiştirdiğinde ki bunu ninem çok yapardı ben de gelip ona anlatırdım.

Yüzümü hafif buruşturup "amaaan sende burdaydın zaten ben giderken , ben geldiğimde de yoktun yeni çıkmıştın herhalde ben de gelip buraya yattım." Anladım dermişcesine başını salladı ve kahvaltısını yapmaya devam etti.

Normalde pek kahvaltı etmezdim ama Yüksel abla huyumu bilip tepsiyi odama getirirdi ve beraber yerdik. Elimdeki çikolatalı son lokmamı da ağzıma attım ve birde zeytin atıp çayımı içtim , sofradan kalktım.

"İçeride kim var Yüksel ablaa" a ları uzatarak gerildim ve rahatla nefes verdim.

"Teyzen var bi de ninen" Hangi teyzem olduğunu bilmeme gerek yoktu az çok seslerden tahmin edebiliyordum. Başımı sallayıp uyuşukca salona gittim ve koltuğa oturdum.

Deniz teyzem (büyük teyzem) ve ninem hararetli bi konuşmanın içindeydiler muhtemelen birazdan olay çıkacaktı.Tam da tahmin ettiğim gibi Deniz teyzemin sesi daha da yükseldi ve ayağa kalkıp bağırmaya devam etti.

"Anne kuran çarpsın biz almadık , biz ne yapalım senin malını. Ben taa kendim gidip aldım İstanbuldaki lavuklardan , kendim getirdim."

"Kızım senin kulağına laf gitmiyo mu? Benim diyom işte benim. Bende gittim kendim aldım ama yok işte benim malım nerde o zaman kim çaldı? "

Teyzem en sonunda hap dolu poşeti nineme attı ve bağırarak dışarı çıkmaya devam etti , daha çok anırarak.

Belki anlamamışsınızdır diye söylüyorum ailem büyük bir uyuşturucu satıcısı. Aslında ailenin kadınları küçüklükten beri hırsız , erkekleri uyuşturucuyla ilgileniyor ama bizimkiler kendi aralarında 'hırsızlık bitti artık eskisi gibi değil' diyerek onlarda uyuşturucuya yöneldiler. Ben , evet ben de satıyorum. Okuldan gelir gelmez direk alıyorum elime torbayı. Yıllardır bunu yaptığım için hareketlerim erkekden farksız tabi çarşı dışında .

Bir de bizim ailedeki genç kız olarak bu işi yapan bir ben varım. Neden bende bilmiyorum. Deniz teyzemin kızı sadece okuyor ve ana parası yiyiyor , Vedat dayımın ( büyük dayım ) 1 kızı okuyor , 2 kızı hırsız bir de oğlu var ama oğlu annesinin yani Esen yengemin gözünde kutsal olduğu için sadece okuyor.

Benim KabusumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin