Çok yakın tarihteki bir hikaye bu... Bir avuç kömür için can veren insanların hikayesi. Ölümden dönen ölme tehlikesi bulunan "Çizmelerimi çıkartayım mı sedye kirlenmesin" diyen adamın hikayesi. Ölümde bile birbirinden ayrılamayan ikiz kardeşlerin hikayesi. Ölümden dönüp "Abi Mahmut yok, beni bırakın onu alın. Onun karısı hamile" diye bağıran adamın hikayesi. Kömür çuvalına sarılıp "babam gibi kokuyor anne" diyen çocuğun hikayesi. Annesine "anne babam eve hep kara gelirdi bu gün niye beyaz giymiş"diye soran çocuğun hikayesi. Binlerce acılı ananın babanın hikayesi. Yetim kalan yüzlerce çocuğun hikayesi. Bir çuval kömür için kendilerini satanların hikayesi. Yanan binlerce yüreğin hikayesi Ve bu olaylara, yetim çocuklara, ölen madencilere kader diyerek birsürü korumayla gezen başbakanın hikayesi. Ama hepsinden önemlisi bu bir ülkenin yok oluşunun başlangıcının hikayesi...